You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
lanetlenmiş bile hissetse, aslında durumunun o kadar da kötü olmadığına karar verdi. Hayat<br />
ona bir şeyler anlatmaya çalışıyordu. Özge henüz anlamıyordu neler olduğunu ama bugünden<br />
bir yıl sonra, geriye dönüp baktığında bugünün hayatının en önemli, verimli, değerli günü<br />
olduğunu düşünecekti. O binaya gitmek verdiği en iyi karardı.<br />
Bir metre ötesinden hızla geçen süleymancık Özge’yi o ana geri getirdi. Hayvanın çevik ve<br />
hızlı bir şekilde koşmasına baktı bir an ve süleymancığı geçerse bu lanetin kırılacağını tuttu<br />
içinden. Elindeki çantayı sırtına atıp, 200 beygirlik bir at arabasının aniden kalkması gibi tüm<br />
gücüyle koştu. Koştu. Süleymancıkla arasında kol uzantısı kadar mesafe vardı şimdi, durmadı<br />
daha da hızlandı. Takip edildiğini anlayan süleymancık aniden durup küçük bir taşın gölgesine<br />
girdiğinde, Özge onu geçmiş ve laneti kırmıştı bile. Koşması ha<strong>fi</strong>fleyerek devam etti, binanın<br />
demir parmaklıklı girişine varmasına dört metre kala, biraz önce kendi yürüdüğü toprak<br />
yoldan şimdi üç büyük tır binaya doğru gelmekteydi. Acele etse iyi olurdu, tırların kaldırdığı<br />
toz bulutunun içinde kalmak istemiyordu. Çevik bir şekilde demir kapıdan içeri girip bahçe<br />
içindeki güvenlik kulübesinin yanından geçerken artık biliyordu, kendine acımak ona göre<br />
değildi. Biraz önce ağladığı için biraz aşağılanmış hissediyordu kendini ama artık geçmişti.<br />
Uyanmıştı. Binanın bahçesi kutularla doluydu. Yaklaşan güvenlik görevlisinin konuşmasına<br />
fırsat vermeden Özge, “İyi günler. İş görüşmesi için geldim. Giriş ne taraftan acaba?” diyerek<br />
lafa girdi.<br />
Güvenlik görevlisi onu yan tarafta olan girişe yöneltti. Binanın içi de dışı gibi kutularla<br />
doluydu. Her yer bomboştu, sadece kutular vardı. Güvenlik görevlisinin bir yorumuna kadar<br />
binaya yeni mi taşınıyorlardı, binadan mı taşınıyorlardı anlayamadı. Ahmet Bey’le görüşmek<br />
üzere asansöre giderken yanında ona yolu gösteren güvenlikçiye soracaktı ki, güvenlikçi<br />
Özge’den önce davrandı ve taşınmanın çok uzun sürdüğünü, derginin kapandığı günden beri,<br />
bir aydır, kutulamanın ancak bugün bittiğini ve nihayet bugün binanın tamamen boşaltılacağını,<br />
binada altı güvenlik görevlisinden başka kimse olmadığını anlattı. Özge görüşmeyi yapacağı<br />
Ahmet Bey’in güvenlik görevlisi olup olmadığını soramadan asansöre bindiğinde kafası iyice<br />
karışmıştı. Kendisine söylenildiği gibi binanın en üst katına, beşinci kata çıktı. Asansör kapısı<br />
açıldığında Özge’yi 1.90 boylarında, çok geniş omuzlu bir dev adam karşıladı, bu Ahmet’ti ve<br />
koridorun sonundaki odaya kadar ona eşlik etti. Aralarında geçen kısa sohbetten Özge’nin<br />
anladığı tek şey, Sadık Bey bir süre sonra gelecekti. Sadık Bey de kimdi? Özge iki aylık kendi<br />
psikolojik savaşının etkisiyle ve görüşmeye geldiği derginin kapandığının bilgisiyle fazla soru<br />
soramadı. Toprak yolda binaya doğru ilerlerken olayları akışına bırakmaya karar vermiş ve<br />
bugünlük hayata teslim olmuştu. Bu boş binada tecavüze falan uğramadığı takdirde olayları<br />
akışına bırakmaya razıydı.<br />
Koridorun sonundaki oda binanın ön cephesine bakıyordu ve odada yaklaşık 15 kişinin<br />
rahatlıkla sığabileceği büyüklükte bir toplantı masası ve bu masanın iki ayrı ucuna<br />
konumlandırılmış sadece iki o<strong>fi</strong>s sandalyesi vardı. Özge önce kapıya yakın olduğu için duvar<br />
tarafındaki koltuğa oturdu. Kendisiyle görüşmeye gelecek adamın uzakta, tam karşısındaki<br />
koltuğa oturmasının ne kadar da komik olabileceğini düşündü. İlk 10 dakika, sanki her an<br />
kapıdan biri girebilirmiş gibi geçti ama kimse girmedi. On beş dakikanın ardından Özge<br />
yerinden kalkıp pencereye doğru yürüdü ve yaklaşık 20 dakika boyunca kutuların, binanın<br />
önünde yanyana dizilmiş tırlara yüklenmesini izledi. Nakliye ekibi oldukça profesyonel<br />
görünüyordu. Üç tırın içinden toplamda 16 kişi inmişti. Özge rakamı çok iyi biliyordu çünkü