You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
manipülasyonla götürmeye çalışandır! dedin, Sen o darbeleri halkın yaptığını mı sanıyorsun?<br />
O darbeler içimize sızan düşmanın ürünüdür. Darbeler halktan gelseydi, adları darbe değil<br />
ihtilal olurdu. Darbeyi yaşayan bir ülke, adı üstünde, darp edilmiş bir ülkedir. En kötüsü de<br />
bu... Senin gibi gerçek vatanseverlerin kullanılması. Bunları konuşacak çok vaktimiz olacak.”<br />
dedi. Muammer Bey yanlış anlaşılmayacağından emin bir hareketle Özge’yi omuzlarından<br />
tuttu ve gülümsedi. Hiçbir şey söylemeden dönüp kendi bayisine doğru giderken, Özge ilk defa<br />
Muammer Bey’in topalladığını fark etti. Adamın ardından bakakalan Özge, Muammer Bey’in<br />
yüzünü dönmeden kendisine, “Geç kalacaksın, bak bakalım nerde kalmış bizim Darbe?” diye<br />
seslenmesiyle kendine geldi. Bunca acelesine rağmen kızın durup içindekini paylaşması<br />
hoşuna gitmişti. Özge, hemen dönüp bir taksiye atladı. Gideceği yer uzaktı ve dergi<br />
giderlerinden geriye çok az para kalmıştı, şimdiden kendi maaşının büyük bir bölümünü de<br />
dergi için harcamıştı. Bu kadar uzak bir mesafeye taksiyle gitmek de çok pahalı olacaktı ama<br />
zamanın paradan daha kıymetli olduğu günlerden biriydi bugün. Özge zaman kaybetmeden<br />
dağıtım şirketine doğru yol aldı.<br />
- 58 -<br />
Aynı otobüs, aynı yol, aynı okul, aynı öğrenciler, aynı dersler... Ama gün ilk defa bambaşka<br />
başlamıştı. Bilge artık Can Manay’ın asistanıydı, en azından diğerleri öyle sanıyorlardı çünkü<br />
<strong>fi</strong>nal programında bizzat onunla karşılıklı oturmuş, ona sorular sormuş sunucu kızdı o. Okulun<br />
bahçesinden girdiği andan itibaren göz göze geldiği herkesin gözünde tanınırlık aradı. İlk defa<br />
varlığından utanmadan bakıyordu insanların gözlerine. Bilge’nin hissettiği güç dışında aslında<br />
hiçbir şey değişmemişti. Aynı gözlükleri, aynı bakımsız saçları, kısa kesilmiş tırnakları ve<br />
tereddüt içinde bükülen kırık gülümsemesi... Bilge aynıydı.<br />
Hayatı boyunca bu kadar çok göz göze gelmemişti insanlarla. Koridorda ilerlerken adını<br />
bilmediği ve yıl boyunca koridorda karşılaştığı, kendisi gibi silik görünümlü bir kız ilk defa<br />
gülümsedi ona. Ardından, merdivenleri inerken bir grup kız önce kıkırdadılar, sonra selam<br />
verdiler. Kendi am<strong>fi</strong>sine doğru ilerlerken sırtını dikleştirdi Bilge, kim olduğunu fark edenlere<br />
karşı iyi görünmek istiyordu, en azından artık kamburunun altında ezilen biri imajına sahip<br />
olamazdı. Daha önce kendisinden başka kimsenin fark etmediği kambur, şimdi artık başkaları<br />
baktığı için bir anda düzeltilmesi gereken bir şey olmuştu ilk defa. Kendi am<strong>fi</strong>sine vardığında,<br />
karşılaştığı herkesten selam aldı. Önceleri soğukkanlı durmaya çalışsa da, verilen selamın<br />
içtenliği suratında sıcak bir gülümseme yayılmasına neden olmuştu. Sınıfına varalı sadece<br />
saniyeler geçmişti ki, Bilge suratındaki gülümsemeyle başkanlık seçimlerine hazırlanan ve<br />
sevilen bir aday gibi hissediyordu. Am<strong>fi</strong>nin kapısından girerken, yanından geçenlerden<br />
bazıları, “Harikaydın!”, “Gururla seyrettik.” gibi laflar ettiler. Bu samimi ilgi, Bilge’yi daha<br />
da bir sakinleştirdi. Belki programa çıkan havalı ve güzel kızlardan biri olsaydı, öğrenciler<br />
böyle tepki vermezlerdi ama Bilge gibi sessiz ve ezik, daha doğrusu çirkin birinin bir şey<br />
başarmış olması ilham verici gelmişti diğerlerine. Can Manay’la yatmadığı kesindi ve bu da<br />
kendisine hissedilen sempatiyi ikiye katlıyordu. Bilge gülümsemesinin daha da fazla suratına<br />
yayılmamasını kontrol etmeye çalışarak sırasına doğru ilerledi.<br />
Bu sınıfta senelerdir arkadaşsız olmayı başaran tek kişiydi. Şimdi hâlâ arkadaşsızdı ama ilk<br />
defa sınıfta kendini yalnız hissetmiyordu. Mutlu denilebilecek şekilde ha<strong>fi</strong>f hissetti kendini.