Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
ağrımaya başlayan omurgası kendisine getirdi Can’ı, koltukta doğrulurken yaşadıkları şehrin<br />
asla girmemeye özen gösterdiği bir semtinde olduklarını anladı. Ali, son model lüks arabayı<br />
sırtlanların önünden kocaman bir but geçirir gibi geçirdi semtte yaşayan aç insanların<br />
önünden. Can endişelenmek üzereyken, Ali telefonda birilerine kapıyı açmalarını söylüyordu.<br />
Daracık, çıkmaz bir sokağa girdiklerinde Can endişeyle iyice diklenmişti, sokağın sonuna<br />
kadar geldiler ve çıkmaz sokağın sonundaki iki kanatlı ahşap kapı açıldı. Can açık ağzından<br />
tek bir ses çıkartamadan, araba açılan kapıdan içeri girdi. Şehrin en kötü semtinin, en köhne<br />
çıkmaz sokağında, kapıları küçük çocukların ittirmesiyle açılmış eski bir araba yıkama<br />
yerindeydiler. Can, kendisine dönen Ali’yle yüz yüze geldiğinde, Ali sakince, “Bana<br />
güvenin.” dedi. Can, Ali’nin gözlerinde güveni gördü, güvendi, arabadan inen Ali’nin<br />
ardından soru sormadan ilerledi.<br />
Kapılardan açılan avluda Can Manay’ınki dışında bir Porsche ve bir de Bentley duruyordu.<br />
Yaşları 8 ila 11 arasında değişen beş çocuk, arabaları ellerindeki kadife bezlerle<br />
parlatmaktaydılar. Ali’nin ardından sakince onu takip ederken etrafındaki kimsenin kendisini<br />
tanımamasına, daha doğrusu üzerine atlamamasına şaşırarak, bu lüks arabalar için diyazn<br />
edilen bir oto yıkama servisi olarak çok yanlış bir lokasyon seçtiklerini düşündü, kendi<br />
kendine gülümserken Ali’nin girdiği taş binanın daracık, ahşap kapısından girdi içeriye.<br />
Çok eskimesine rağmen beceriksizce yamalanarak restore edilmiş antik binanın dar<br />
koridorundan ilerlediler, karşılarına çıkan küçük minderli salonda önce Ali bir mindere<br />
oturdu ve Ali’nin işaretiyle Can da çöktü karşı köşesine. Can, Ali’ye güvenmesine rağmen bir<br />
yanlış anlaşılma olmasından tedirgindi. Konuyu netleştirmek için Ali’ye doğru eğildiğinde,<br />
içeri gelen küçük çocuk aceleyle ama telaşsız, “Abi siz çay mı alıcanız?” dedi. Ali, “Yok<br />
abicim biz yedik içtik, dinlenmeye, dengelenmeye geldik.” diye cevap verdi.<br />
Çocuk, Ali’nin dilinden anlamıştı kafasını sallayıp dar koridora geri döndü. Tam Can<br />
konuşacaktı ki, başında başörtüsü ve elinde bastonuyla yaşlı bir nine girdi içeriye, ninenin tek<br />
gözü ve ağzında da dişleri yoktu. Bastonuyla Ali’ye işaret ettiğinde, Ali sorgusuz yerinden<br />
kalkıp nineyi takibe başladı. Nine önde, Ali arkasında ve Can Manay en arkada, başka bir dar<br />
koridordan, sadece bir kişinin zor sığacağı aşağı inen daracık merdivenlerden indiler.<br />
Merdivenlerin sonunda kapısında tuvalet işareti olan döküntü tuvaletin içine girdi nine, Ali<br />
tereddüt etmeden onu takip edince Can daha fazla nefesini tutamayıp Ali’ye seslendi ama Ali<br />
çoktan içeri girmişti ve Can bir anlık tereddütten sonra peşlerinden gitti. Tuvaletten çok hela<br />
görünümünde olan küçücük odanın içindeydiler ve buradan geçip varmak için çıktıkları bu<br />
kısa ama özellikle Can Manay için şaşırtıcı yolculuğun sonuna gelmişler, o yere varmışlardı.<br />
Tuvaletten açılan avluya vardıklarında, Can Manay gördüğü manzara karşısında hayatında ilk<br />
defa kendini naif hissetti.<br />
- 34 -<br />
Bilge için test, bir sürü tipik karakter analizinden ortaya karışık gibi hazırlanmış bir<br />
örnekti. Milyarlarca kişiydik bu gezegende ama her anlamda birbirimizden tamamen farklı<br />
yaratılmıştık. Farklı ruhsal yapılarımız olmasına rağmen, insanlığın kendi yaradılışına tek tip<br />
bir prototip gibi davranabilmesi hayret vericiydi ve bu gibi testlerin bardağı taşıran son<br />
damla olduğunu düşündü Bilge. Uygarlığın, sanki aynı miktarda kimyasallar üretebilen