Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
temkinli bir şekilde aşağıya inerek sınıfa yöneldi. Ada’nın bu sınıfa girdiğini görmüştü, nerde<br />
olabileceğiyle ilgili hiçbir <strong>fi</strong>krinin olmaması canını sıktı, belki de ilk defa insanların niye cep<br />
telefonu kullandıklarını anladı. Acaba Ada’nın cep telefonu var mıydı? Hafızasını yokladı ve<br />
Ada’nın elinde hiç telefon görmediğine karar verdi. Sınıfın kapısına geldiğinde dalgın bir<br />
şekilde dikkatsizce içeri girdi, Ada’nın nerde olduğu düşüncesi geri kalan tüm düşünceleri<br />
sindirmişti. Sınıfın içine attığı ancak dört adımdan sonra, tam karşı köşede birbirlerine yakın<br />
bir şekilde konuşan Ada ve Deniz’i fark etti. Ada’yı bulmak içini bir anlık rahatlatmış olsa<br />
da, Deniz’le konuşma şekilleri Göksel’i rahatsız etti.<br />
Flört edercesine yakın değildiler ama hissettiği şey gözlerinin algıladığının çok dışında,<br />
başka bir kaynaktan geliyordu. Ada’nın sırtı dönük olduğu için sadece Deniz’in suratındaki<br />
ciddi ifadeyi görebiliyordu. Ada’nın teslim olmuş enerjisi sınıfın atmosferine yayılmıştı,<br />
Deniz’in suratındaki inatçı ifadeye karşılık Ada’nın ifadesini merak edip, onlara doğru<br />
düşünmeden üç adım attı.<br />
Şimdi konuşmaları duymaya başlamıştı. Deniz karşısın-dakini kırmak istemediğini belli<br />
eden incelikte mimikler ve el hareketleriyle birlikte, çalışmanın, takım içinde birbirini<br />
tamamlamanın ne kadar önemli olduğunu, üretilen şeye ne kadar katkısı olacağını anlatıyordu<br />
Ada’ya. Göksel dinlediklerini kafasında tamamlamaya çalışarak yine düşünmeden iki adım<br />
daha attı. Deniz, “Birlikte üretmelisiniz, en azından denemelisiniz.” dediğinde Göksel ilk defa<br />
varlığının fark edilebileceğini idrak etti. Dikkatle Deniz ve Ada’ya baktı, henüz fark<br />
edilmemişti ama atacağı bir adım Deniz’in başını Göksel’den tarafa çevirmesine neden<br />
olabilirdi. Göksel nefesini tutarak dinlerken, Deniz, Duru’nun zor bir zamandan geçtiğini ve<br />
Ada’nın yardımına ihtiyacı olduğunu söyleyerek konuşmasına devam etti. Ada’nın hareketsiz<br />
vücudu sanki bir uykudan uyanmış gibi tepki verdi Deniz’e ve Ada avuçlarını Deniz’e doğru<br />
uzatarak lafa girmek istedi ama Deniz tam o sırada elini Ada’nın omzuna koyup, “Ada, benim<br />
senin yardımına ihtiyacım var. Lütfen Duru’ya benim için yardım et, takım olun.” dedi.<br />
Ada’nın sessizliği Deniz’in cevap bekleyen suratında netleşti. Deniz kolunu çektiğinde,<br />
üzerine yığılan bir enerji kalkmışçasına konuştu Ada. “Anlamıyorum... Hani yardım etmek<br />
zehirlemekti? Kişi ancak kendine yardım edebilirdi. Almamız gereken her ders, her yardımla<br />
ertelenebilir, daha kötüsü bizi engelleyebilirdi? Kendi reformumuz olmadan doğamazdık hani,<br />
doğum rahimden çıkmak değil, yaşarken yolunu bulmaktı hani... Siz beynime işlediniz tüm<br />
bunları, ben de inandım, daha da ileri gittim ve uygulamaya başladım. Şimdi benim size olan<br />
inancıma ihanet etmemi mi istiyorsunuz?” dedi. Ada’nın gözlerindeki ateş Deniz’i sarstı.<br />
Deniz’in inandığı her şey şimdi karşısında dikilmiş hesap soruyordu.<br />
Deniz elleriyle önce yüzünü, sonra saçlarını stresle sıvazladı. Kendi kuralları tarafından<br />
köşeye sıkıştırılan herkes gibi derin bir nefes alırken, o durumdan kurtulmak için kafasını<br />
kaldırdı ve sınıfın köşesinde kendisine bakan Göksel’i fark etti.<br />
Göksel ve Deniz göz göze geldiklerinde, Ada da Deniz’in fark ettiği şeye döndü. İşte o an,<br />
ilk defa göz göze geldiler. Ada’nın soran gözleri Göksel’in gözlerindeki teslimiyeti fark etti.<br />
Tanıdığı en tehlikeli adam, nerden geldiği, nereye ait olduğu bilinmeyen, suratı deforme olmuş<br />
bu hayvansı yaratık şimdi sanki canı yanıyormuş ve yardıma ihtiyacı varmış gibi duruyordu<br />
karşısında. Ada’nın aklından geçenleri Deniz yüksek sesle, “İyi misin Göksel?” diyerek dile<br />
getirdiğinde, Göksel kızla bir daha göz göze gelmemeye dikkat ederek, “Sizinle konuşmam<br />
lazım, müsait olduğunuzda.” diye cevap verdi. Ada, Göksel’in sesini daha önce duyduğunu