23.04.2017 Views

akilah-azra-kohen-fi

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

aktı, anlaşıldığından emin olmak istiyordu. Kadın devam etmesi için kafasını sallayınca<br />

devam etti. “Bu <strong>fi</strong>lin tek amacıysa hayatta kalmak. Hayatta kalma dürtümüz bu <strong>fi</strong>lden geliyor.<br />

Peki hayatımızın geri kalan yıllarında öğrendiklerimiz, edindiğimiz deneyimler nerde<br />

toplanıyor? Bilincimizde. Karar vermenin süreci, verdiğimiz kararı uygulamanın analizi,<br />

karşımıza çıkan opsiyonlar üzerinde hangisinin bizim için daha tatmin edici olduğunu<br />

seçebilmek... Hepsi bilincimiz tarafından rasyonel bir düşünceyle şekillendiriliyor.<br />

Bilincimizin bu dev <strong>fi</strong>li yöneten minik bir insan olduğunu düşünelim. Fil gücünde bilinçaltımız<br />

ve insan zekasında bilincimiz... Biz buyuz. Peki sizce bir insan güç kullanarak üzerinde<br />

oturduğu bu <strong>fi</strong>li yönetebilir mi? Tabii ki hayır. Aynı bilincimizin bilinçaltımızı baskılasa da<br />

yönetemeyeceği gibi... Tehlike hissettiğinde kendini kapatan ya da vahşileşen ama her zaman<br />

güvende hissettiği yere koşan bu <strong>fi</strong>l, sırtında oturan insana güvenmeli ki birlikte hareket<br />

edebilsinler. Bu güven olmazsa ne olur? Çatışma içindeyseler, mesela <strong>fi</strong>l yani ‘bilinçaltı’<br />

büyüme çağında birtakım travmalar yaşamışsa ve tepesindeki insan, yani ‘bilinç’ <strong>fi</strong>lin<br />

travmalarını görmezden gelip onu sadece gitmek istediği yere sürüklemek için tepesinde<br />

tepiniyorsa, işte o zaman yaralı bir <strong>fi</strong>lin üstünde şımarıkça emirler veren bir karakter çıkar<br />

ortaya. Tepkiselliğinin vahşiliğinde rasyonelliğini yok eden bu insan kendini sabote eder, neyi<br />

niye yaptığını ya da niye öyle tepki verdiğini bilmeden, aklı olmasına rağmen kullanmadan,<br />

aynı hataları, değişik olaylarda defalarca tekrar ederek yaşar.”<br />

Kadın, “Bu çok ilginç bir analoji.” dediğinde Bilge kadının gösterdiği saygının kaynağını<br />

söylemek zorunda hissetti kendini. “Evet, ben de bir yerlerde okumuştum. İlginçten çok,<br />

mantıklı.” dedi.<br />

Kadın, “Peki bunun Hz. Muhammed’le ilgisi ne?” diye sordu.<br />

Bilge, “Hz. Muhammed’le değil, onun söylediği şeyle ilgisi var. Bilinçaltımız içimizdeki<br />

hayvanı, üstündeki bilinçse idrakımızı temsil ediyor. Hz. Muhammed’in dediği gibi, kendi<br />

idrakı, içindeki hayvanı kontrol edebilen insan, kocaman <strong>fi</strong>lin gücüne sahip, ehlîleşmiş bir<br />

zekadır. Fillerini anlayıp eğitmek yerine onları bastıran ya da cezalandıranlarla dolu toplum.<br />

Düşünmeden hareket eden, ettiği hareketi düşünse de kontrol edemeyen, aynı dersi değişik<br />

insanlarla onlarca kere alsa da tepkilerini geliştiremeyen, davranışıyla kendine zarar veren<br />

herkes aslında bir bakıma kendi <strong>fi</strong>llerini kontrol edemedikleri için, hayatları da kendi<br />

kontrollerinden çıkmış insanladır. Filimizin birinci amacı hayatta kalmak olduğu için yaşama<br />

karşı daima bir zaafı olacaktır. Tepesindeki insanın, yani bilincin göreviyse bu zaafı anlayıp<br />

nedenlendirerek <strong>fi</strong>lin kendini zaaflarına karşı eğitmesinde ona yardım etmektir. Bilinç ve<br />

bilinçaltı arasındaki dostluk ancak böyle doğar ve bu dostluk bütünlüğü oluşturur, ta ki bu ikisi<br />

tamamen senkronize olup üstün insanı yaratana kadar ama tabii bu bir ütopyadır aynı ,Hz.<br />

Muhammed’in sözündeki gibi meleklerden daha idraklı bir yaratık var olabilir mi bu<br />

dünyada?..” Sessiz bakıştılar, Bilge içinde hissettiği yorgunluğu sesine taşıyan bir tonda kendi<br />

kendine mırıldandı, “Maalesef <strong>fi</strong>li eğitmek yerine öldüren insanlarız biz, kendi gücümüzü<br />

hadım ederek idrakımızı da eziyoruz... İdraksız bir güç ya da güçsüz bir idrak... Daha kötüsü<br />

olabilir mi?”<br />

Kafasını kaldırıp kadının ifadesiz suratındaki kaybolmuşluğu gördüğünde, konuyu buraya<br />

getirdiğine pişman, “Sabah sabah çok konuştum, kusura bakmayın.” dedi. Kadın, “Yok,<br />

enteresan şeyler söylüyorsunuz.” diye Bilge’yi rahatlattı. Bilge, “Siz de ne kadar çok<br />

enteresan diyorsunuz.” dedi gülümseyip konunun daha sıradanlaşmasını dileyerek.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!