23.04.2017 Views

akilah-azra-kohen-fi

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

saatin kaç olduğunu. Çok geçti. Altına sıkıştırdığı havluya hâlâ kan gelmekteydi. Akıntıyı<br />

hissetti ve eve varmak için iyice telaşlanarak boş sokaklardan hızla taksiyle geçti. Eve<br />

vardığında güneş ağarmak üzereydi ve koşarak yukarı çıktı. Kendi kanaması, evde babasıyla<br />

kalan Doğru’dan daha dehşet verici değildi. Anahtarını deliğe soktuğunda kapının üst üste<br />

kilitlendiğini anlayıp dehşete kapıldı. Her bir kilidi çevirirken kalbi o kadar hızlandı ki,<br />

vücudundaki kan beynini zonklatacak şiddette hareket etmeye başladı. Eve girdiğinde hayatı<br />

boyunca başına gelmesinden en çok korktuğu şeyi gördü.<br />

Yüzünün sağ tarafı aldığı darbeden kızaran Doğru, ağzı ve elleri koli bandıyla bağlanmış,<br />

yattığı yerde öylece kafasıyla ritim tutar haldeydi.<br />

Doğru, gece kalkmış, alışkın olduğu gibi Bilge’yi odasında bulamayınca telaşlanmış,<br />

telaşlanınca nöral bir nöbete girmiş ve kendi dünyasında bir şeyler ters gitmeye başladığında<br />

yaptığı gibi muhtemelen saymaya başlamıştı. Saymaları uzadıkça sesi yükselmiş, sesi<br />

yükseldikçe babası kalkmış, babası kalkıp Doğru’ya müdahale etmeye çalışınca Doğru krize<br />

girmiş, krize girince bağırarak saymaya başlamış, bağırmaya başlayınca yıllardır bir ıstırap<br />

içinde yaşamaktan dolayı Doğru’ya karşı en ufak bir toleransı kalmamış babası ona önce<br />

vurmuş, hâlâ susturamayınca en sonunda ellerini, sonra ağzını koli bandıyla bağlamıştı.<br />

Bilge, Doğru’nun vücudundaki bantları açarken gözyaşlarını tutamadı. Öldürecekti, bunu<br />

Doğru’ya yapanı öldürecekti, onu öldürecekti, ne kadar acı çekmiş olursa olsun kimsenin bunu<br />

Doğru’ya yapmaya hakkı olmadığını sayıklayıp durdu içinden. Babasını öldürebilirdi ama<br />

babası evi çoktan terk etmişti. Kapıyı kilitleyebildiği kadar kilitleyip evden çıkıp gitmişti.<br />

Bilge, arayabileceği kimse, gidebileceği hiçbir yer olmadan çözdü Doğru’yu. O gece Doğru<br />

kendi canı acıdığından değil, Bilge’nin parçalanan kalbinin ihtiyacı olduğunu düşündüğünden<br />

ilk defa izin verdi Bilge’nin kendisine sarılmasına.<br />

- 82 -<br />

Üzerindeki kazağı çıkarıp içindeki tişörtü vücudundan sıyırdığında, salonun girişinden<br />

gelen kıkırdamaları fark etti Göksel. Sabahın köründe okula gelen hazırlık öğrencilerinden<br />

birkaç kız yine toplanmış, Göksel’in soyunmasına kıkırdıyorlardı. Hiçbir zaman<br />

anlayamamıştı kendisine gösterilen bu ilgiyi. Vücudundan yükselen ter kokusu, bu salak<br />

kızların merakıyla birleşince kendisine ilgi gösteren her türlü insanı adileştiren bir düşünce<br />

oluşturuyordu Göksel’in kafasında. Kim böyle birini izlemek ister diye düşünürken dünyanın<br />

salaklar ve asalaklarla dolu olduğu geldi aklına. Bir sürü tuhaf şey, bir sürü tuhaf insan<br />

tarafından özenle yapılır olmuştu. Eski dekor yığınlarının arasında kamufle olmuş kızlara,<br />

ayağını sahnenin ahşap zeminine sertçe vurarak, “Çıkın dışarı!” diye bağırdı. Kızlar hızla<br />

salonun dışına fırlarlarken, Ada’nın asla böyle bir şey yapmayacağını düşündü. O kimseyi<br />

kapı arkalarından gizlice izleyecek zavallı biri değildi.<br />

Sene sonu gösterileri için yapılacak büyük prova bu geceydi. Gösteriye çok az kalmıştı ve<br />

bugün gösterinin büyük bir bölümünü <strong>fi</strong>nalize edeceklerdi. Kendisine verilen program akış<br />

listesinden Ada’nın en az dört parçası olduğunu görmüştü. Bir şeyler atıştırmalı ve duş alıp<br />

üzerindeki bu çöple karışmış ter kokusunu atmalıydı.<br />

- 83 -

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!