23.04.2017 Views

akilah-azra-kohen-fi

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ir dizayndı bu. Acaba kim yapmıştı? Daha önemlisi kaça mal olmuştu böyle bir sahneyi<br />

yapmak ve Kağan gibi biri nerden bulmuştu böyle bir parayı ya da bulduysa da nasıl<br />

böylesine hoş bir şeyi yaratmak için harcamayı düşünebilmişti? Adam çaptan düşmüş bir<br />

baletken, erkek oyuncu yokluğu nedeniyle televizyon dizilerinde jön olarak rol almaya<br />

başlamış ve çok da tutulmuştu. Aralıklı olarak boyattığı aptal saçları olmasa, çok daha da<br />

tutulabilirdi ama aldığı bale eğitimi onda kadınsı bir taraf bırakmıştı. Bu kadınsı taraf Özge’yi<br />

tiksindirirken, ülkenin hayatları boyunca orgazmdan uzak yaşamış bayanları için hiçbir sorun<br />

teşkil etmemişti. Kağan’ın dizileri, boyanmış saçlarına, alınmış kaşlarına rağmen hep<br />

seyredilmişti. Adam ibne değildi, daha da kötüsüydü, kadınları çekici bulan kadınsı bir<br />

adamdı sadece. Feminen.<br />

Özge bulunduğu yerden Can Manay ve Sıla Anlam’a baktı, Can Manay’ın içeri girdiğini<br />

gördüğünden beri diken üstündeydi. Bir kaç saat önceki <strong>fi</strong>yasko röportajın etkisi hâlâ<br />

üzerindeydi. Fark edilmemek için kendisine verilen yere oturamamıştı bile, yer Can Manay’ın<br />

tam karşısındaydı ve hele şimdi sahne de alçaldığına göre oraya oturmamakla çok doğru bir<br />

şey yaptığını düşündü. Yoksa kabak gibi tam karşısında oturacaktı, onunla göz göze gelmeyi<br />

bile göze alamazdı. Hayatında ilk defa böyle hissetmişti kendisini: Haksız. Can Manay’a o<br />

kadar da aptal olmadığını göstermek için belden aşağı vuran bir boksör gibi hissediyordu.<br />

Hayatında ilk defa vicdanı rahatsızdı. Çıkış kapısının yanında ayakta gösteriyi seyredecek ve<br />

en ufak bir fark edilme olasılığında ortamdan uzayacaktı. Değişik senaryolarla Can Manay’ın<br />

kendisini görse nasıl bir tepki verebileceğini düşündü. Senaryolar çoğaldıkça trajikliklerini<br />

kaybetmeden komikleşmeye de başladılar. Can Manay’ın kendisine tokat attığını hayal<br />

ederken aklı salona geri döndü çünkü müziğin sesi yükselmiş ve gösteri başlamıştı.<br />

- 28 -<br />

Deniz hâlâ ortalarda yoktu. Belki izleyicilerin arasında olabileceğini düşünüp rahatlamaya<br />

çalıştı Duru. İyice esnemişti, performansının mükemmel olması için tüm hazırlıkları yerine<br />

getirmişti ve şimdi sadece sakin olup kendini müziğe bırakması yeterli olacaktı. Sahnenin<br />

alçaldığının işareti geldiğinde kendisini sahne arkasından seyircilerin tam ortasında bırakacak<br />

mekanizmayı sıkıca kavradı. Sahne yönetmeninin ikinci işaretini dikkatle bekledi. İşaret<br />

verildiğinde hiç tereddüt etmeden havada asılı olan ipin üzerinden kayarak sahnenin tam<br />

ortasına geldi ve mekanizmayı bıraktı. Seyircilerin üstünden kayarcasına uçarken, üzerindeki<br />

siyah pelerin ve kafasına geçirdiği kapüşonuyla bir balerinden çok çizgi romandan fırlamış<br />

bir süper kahramana benziyordu. Sahnenin ortasına inişi de bu imajı şiddetle doğrulamıştı.<br />

Matrix <strong>fi</strong>lmindeki Neo’nun uçmadan önceki hali gibi sahnenin tam ortasında, üstündeki siyah<br />

pelerinin içine gizlenerek üç saniye bekledi.<br />

- 29 -<br />

Siyah bir örtünün içinde sahneye sanki havadan konmuşçasına inen şey Can’ı şaşırttı. Bu<br />

giriş geri kalan her şeyi gölgede bırakmıştı. Çok güzel olduğu için değil böylesine bir<br />

mekandan asla beklenmeyecek bir şekilde yapıldığı için etkileyiciydi. Dansçının kullandığı<br />

mekanizmayı anlamaya çalıştı Can. Sahnenin arkasından, seyircilerin üstünden uzanan ipe<br />

dikkatle baktı. Sahnenin ortasında örtünün altında bekleyen dansçı örtüsüyle birlikte tuhaf

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!