You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
değiller.” dedi.<br />
Aysun, “Bu dediklerin sorumu cevaplamıyor ki!” dediğinde Deniz sabırsızca konuştu,<br />
“Şimdi cevaplayacak! Doğa zayıfı koruyan bir sistemle değil, gelişmeye sonuç veren bir<br />
sistemle oluşturulmuş. Doğanın sistemi, gelişime kapalı olanın elenerek, ortamın gelişime<br />
açık olana hazırlanmasıyla işler. Üretmektir, verimliliktir temel amaç. Yani zayıf, defolu olan<br />
gider ve yerine sağlam, yardım olmadan yaşayabilen, üreyebilen gelir. Üretebilenin hayatta<br />
kalması temel esastır. Doğanın ölçüsü, para dediğimiz bir kağıt parçasının kimde olduğu<br />
değil, dünyanın daha verimli bir yer olmasına yardım edenlerin ve kendi yükünü taşıyabilen<br />
canlıların var olabilmesidir. Sen belki çocuk felcine çare bulup binlercesini ‘toplumun’<br />
sayesinde kurtarabiliyorsun ama yine aynı toplum tarafından feda edilen, hem de açlığa feda<br />
edilen, milyonlarcası için ne yapıyorsun yıldızlara bakıp her dakika onlarca çocuğun öldüğünü<br />
düşünmek dışında? Senin medeniyetin, koruduğundan çok daha fazlasını göz göre göre telef<br />
eden küflenmiş bir sistemle çalışıyor! Kendin söylüyorsun, dakikada 10 çocuk öldürüyor bu<br />
toplum! Acımasız gelebilir ama belki de o çocuklar hiç doğmamalıydılar. Yaşam daima<br />
eliyor, eleyecek de! Ben sadece mantıklı, pragmatik elemeden yanayım. Ve kendisini bir<br />
yaratıcıyla aynı kefeye koyabilecek kadar kafayı yemiş bu insanlık ve toplum adını verdikleri<br />
bu iğrenç sistem, bireylere ne olmaları gerektiğini, nasıl olmaları gerektiğini, ne zaman<br />
olmaları gerektiğini söylemeye, diretmeye devam ettiği sürece toplumun parçası olan herkes,<br />
kendi özlerinin keş<strong>fi</strong>nden uzak yaşayıp ölmeye mahkumlar. Toplum konforlu bir hapishane,<br />
dışarıdaki korkunç dünyadan saklandığını sana hissettiren, ancak senin enerjinle var olabilen<br />
ve bu yüzden de daima senin enerjine, çalışmana, dolayısıyla köleliğine ihtiyacı olan bir<br />
hapishane. Sense kendini mutlu zanneden, daha kim olduğunu bir gün bile deneyimlememiş bir<br />
mahkumsun. Bana lezzetli bir havyarı hatırlatıyorsun. Asla balığa dönüşmeyi bile<br />
düşünememiş, küçük, şeffaf bir yumurta ve yanında kendisi gibi milyonlarcasıyla öylece<br />
tüketilmeyi bekliyor.” dedi. Deniz bir nefes daha alırken herkes hipnotize Deniz’e<br />
kilitlenmişti. “İnsanı yüce bir varlığın yarattığına inanıyorum, kendini keşfetsin ve kendi<br />
eşsizliğinde yücelsin diye. Bizi kendi suretinde yaratan ulu bir varlık bu belki de. Ama<br />
toplum! Bu yaradılışı körelten, kısırlaştıran, gerçekte neyin önemli olduğunu unutturan,<br />
varoluşun anlamını sabote eden bir sahtelik, o kadar! Eşsizliğimizi prototipe dönüştürmek için<br />
kurulmuş bir düzen. Uzun lafın kısası, evin, araban, bir sürü çocuğun, bankada bir sürü paran<br />
oluyor belki ama kendi kimliğini keşfetmekten çok uzakta yitip gidiyorsun. O ölen çocuklar<br />
var ya, işte onlar senin gibilerin motivasyonu Aysun. Sistem seni omurgandan onlar sayesinde<br />
yakalıyor, senin gibi milyonlarcasını. Seyrettiğiniz, dinlediğiniz haberlerdeki o acıklı ölüm,<br />
açlık hikayeleri sizi daha fazla çalışmaya motive ediyor. İçinizi acıtan her şey içinizi<br />
acıtabilsin diye yaratıldı. O çocuklar sadece içinizi acıtabilmek için, sizi korkuyla kontrol<br />
edebilmek için sistemi oluşturanlar tarafından yaratılmış ürünler. Herkes için bir ürün var<br />
senin toplumunda. Toplum kimseyi arkada bırakmaz...” dedi ve iyice doğrulup Aysun’a<br />
döndü, gözünün içine bakıp her kelimesini Aysun’un suratına tokat atar gibi vurgulayarak,<br />
“Seni bırakması için yalvarsan da bırakmaz toplum. Senin toplumun, dünyada yaratılmış en<br />
şeytani şey, senden burda olma nedenini alıp yaradılışını nedensiz bir boşlukmuş gibi<br />
bırakırken, sen sana faydası olduğuna inandırılmış bir şekilde ona sadakatle bağlısın, karın<br />
tokluğuna yaşayan, her an kendi gerçeğine ihanet eden bir mahkumsun.” dedi.<br />
Deniz kafasını olumsuz bir bakışla iki yana salladı. Suratındaki aşağılayıcı sırıtış onu öyle