Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
vermişti. Ama yeni ödev de bir önceki kadar iyi hazırlanmıştı. Normalde istediğinden 350<br />
kelime daha kısaydı ama bu bile hoşuna gitmişti Can’ın, canı sıkılmadan incelemişti ödevi ve<br />
kızın kıçını kaldırmamak için de B- vermişti. Ödevi yapanın çirkin bir kız olduğunu Kaya’dan<br />
öğrendiğinde kıza ilgisini kaybetmişti ama şimdi kız karşısındaydı. Durum komik, kızsa çok<br />
tuhaftı. Peki çirkin miydi?.. Can düşünürken kız saygıyla, “Can Bey, bir saat içinde okuldan<br />
abimi almak zorundayım. İzin verirseniz ben çıkayım.” dedi. Can sigarasından bir fırt daha<br />
çekerken gayriihtiyarî sordu. “Nereye gidiyorsun?”<br />
Bilge kısaca gideceği bölgeyi söyledi. Can hiç düşünmeden, “Biz bırakırız seni. Gel.” dedi<br />
ve Bilge’yi geçip kapıya doğru giderken elinde yarısı içilmiş sigarayı, sanki kül tablasına<br />
bırakır gibi Bilge’nin eline tutuşturdu. Eline ilk defa sigara alan Bilge, itiraz bile etmeyi<br />
düşünemeden, hâlâ yanan sigarayı aldı, ne yapacağını bilemeden Can’ı takip etti. Dışarıya<br />
çıktıklarında kapının önünde Can’ın arabası bekliyordu. Bilge, Can’ın sigarasını yere atmak<br />
isteseydi yere atacağını ama onun yerine kendisine verdiğini düşünerek ne yapacağını<br />
bilemeyen bir acemilikle sigarayı elinde söndürmeye çalıştı, sağ işaret parmağı yandı.<br />
İzmariti hızla çantasının içine attı. Arabaya bindiklerinde, sigaranın söndüğünden bile emin<br />
olamadı. Ama arabada yangın çıkmadığı sürece önemi yoktu.<br />
Can Manay’ın arabasında olduğuna, onunla yan yana oturduğuna inanamıyordu.<br />
Davranışlarına dikkat etmeliydi, garip yöntemleri vardı Can Manay’ın, bu da onlardan biri<br />
olabilirdi, hiç konuşmamak en iyisiydi. Başparmağını yanan parmağının üstünde gezdirdi,<br />
canının acıması hoşuna gitmişti. Annesinin ölümümden beri ilk defa <strong>fi</strong>ziksel bir şeyler<br />
hissetmişti, acı bile olsa yaşadığını hissetmeye değerdi.<br />
- 19 -<br />
Özge, röportaj için stüdyoya erken geldi. Her pazartesi yayınlanan program için kanal hiç<br />
cimrilik yapmamıştı. Çok lüks dizayn edilmiş stüdyonun hemen arka tarafında yer alan geniş<br />
odalar, katılımcıların hazırlanması için zekice tasarlanmıştı. Odalar ortak bir alana açılıyor<br />
ve ortak alanda yer alan açık büfe tüm ihtişamıyla iştah açıyordu. Bu bölüme girebilmek için<br />
15 dakika kartının onaylanmasını beklemişti Özge. Sahte giriş kartları nedeniyle güvenlik<br />
tedbiri arttırılmıştı. Tabii, iki sene önce programa katılan, o dönemin yetenek yarışmalarından<br />
birinde birinci olmuş Ali Uçar’ın, programda geçirdiği sinir krizi sonrası, bu odalardan<br />
birinde bileklerini kırık cam bardakla kesmesinin de güvenliğin artmasında etkisi olmuştu.<br />
Adam ölmemişti ama artık stüdyoda sadece plastik bardak kullanılıyordu. Bu skandal sadece<br />
güvenliği değil, programın reytingini de etkilemişti, o günden beri program ülkenin en iddialı<br />
programıydı ve nerdeyse herkes izlerdi. Çünkü türünün tek örneğiydi. Özge’nin orjinal olan<br />
her şeye saygısı vardı. Can Manay’ı tanımasa da sadece bu yüzden saygı duyuyordu. Onunla<br />
ilgili araştırmasında oldukça derine inmiş ve buldukları karşında heyecana kapılarak ilk defa<br />
daha da derine inmekten çekinmişti. Sonuç olarak Can Manay da etrafındaki herkes gibi<br />
söylediği kişi değildi, herkesin bir maskesi vardı ama onunki sanki sıkıntıdan, amaçsızlıktan<br />
değil, bir tehlikeyi örtbas için takılmıştı. Bu adamda çok garip, topluma yansıttığı karaktere<br />
uymayacak ilkellikte bir şeyler olduğunu hissediyordu.<br />
Aylin’in kırılan bileği, belki de Özge’ye evrenden bir işaretti. Bu maskeli pisliklerden biri<br />
olmamaya yemin etmişti, onlar gibi dönüşmemesi için yapabileceği tek bir şey vardı;