23.04.2017 Views

akilah-azra-kohen-fi

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Huzurla yerine otururken aklına Kaya’nın hali geldi. İşten atıldığını bu kadar takmaması -hem<br />

de 12 yıldan sonra- ve yaptığı uyarılar ne kadar da tuhaftı. Belki de yine Can Manay<br />

tarafından organize edilmiş bir yoklamaydı Kaya’nın o geceki uyarısı, Bilge neyse ki hiç<br />

ağzını bile açmamıştı. Biraz abartılı bir düşünceydi bu ama hayatı boyunca hep abartılı<br />

kabuslar gelmişti Bilge’nin başına. Şu dünyada kaç kişi daha kendisi bebekken annelik<br />

yapmak zorunda kalmıştı ki? Kim bir kez bile sevilmeden, öpülmeden yaşamıştı annesiyle<br />

aynı çatı altında? Kim annesinin kakasını koridordan temizlemek zorunda kalmıştı daha<br />

ilkokula bile gitmezken? Kim kendi tırnaklarını kesmeyi kendi başına öğrenmek zorunda<br />

kalmıştı ya da ayakkabısını bağlamayı... Diğer insanların yaşadığı hiçbir sıradan konfor<br />

Bilge’nin olmamıştı. En kötüsü de kim annesinin ölüsünü giydirip sürükleyerek hastaneye<br />

götürmek zorunda kalmıştı hem de hiçbir şey hissetmeden. Hayat ona can vermişti ama geri<br />

kalan her şey, tüm birincil ihtiyaçların karşılanması bile, bir lükstü Bilge için.<br />

Suratında donan gülümseme tamamen silindi. Ne Can Manay’ın asistanı olmak, ne de<br />

ülkenin en iyi programının özel kapanış bölümünde sunuculuk yapmak önemliydi şimdi.<br />

Etrafında baktı... Herkesin mutlu olmak için en az bir nedeni vardı ve sanki bu gezegen sadece<br />

kendisine lanetliydi. Yerçekiminin tüm ağırlığını tüm hücrelerinde hissederken, kendisini<br />

çeken yere baktı. Ayaklarını kıpırdatıp hâlâ hareket edebildiğinden emin oldu. İşte o an, biraz<br />

önce içinde hissettiği mutluluğun var olabilmesi için bundan çok daha fazlasına ihtiyacı<br />

olduğuna karar verdi.<br />

Masasının üstüne konulan küçük zarfı hemen fark etse de, beynindeki düşünceleri sıraya<br />

sokup içine girdiği moddan kurtulup zarfı eline almak için harekete geçmesi üç saniye sonra<br />

gerçekleşti. Zarfı sakince açtı. İçinde yırtılmış defter kağıdından bir parça vardı. Kağıt<br />

parçasının üzerinde el yazısıyla bir adres ve saat yazılıydı. Arkasını çevirdiğinde elle<br />

çizilmiş bir adres krokisi ve telefon numarası gördü. Dikkatle telefon numarasının rakamlarını<br />

ikinci kere okudu. Murat’ın cep telefonuydu bu. Hemen kafasını kaldırıp zarfı kimin<br />

bıraktığına baktı, Murat’ın arkadaşlarından bir çocuk am<strong>fi</strong>deki bazı öğrencilere zarf vermeye<br />

devam ediyordu. En sonunda olmuştu! Hiçbir hayali yerine gelmeyen Bilge’nin en azından bu<br />

hayali gerçekleşmişti. Arada bir yapılan ve genellikle Murat’ın ya da Betül’ün organize ettiği<br />

partiye o da davetliydi. Partiyi düzenleyen kişi, çağırmak istediği kişilere verdiği küçük<br />

kağıtla partinin yapılacağı yerin krokisini verir ve karışıklık çıkmaması için telefon<br />

numarasını yazardı. Bu, Bilge’nin şimdiye kadar asla davet edilmediği ve hep gözlemlediği<br />

bir olaydı. Küçük zarfa baktı. Genelde kağıt parçası verirlerdi ama bu sefer zarfa koyma<br />

zahmetinde bile bulunmuşlardı. Kendisi için hazırlanan kötü bir şaka olduğunu düşünüp hemen<br />

paranoyak bir şekilde diğer davet edilenlere verilen kağıtlara baktı, rahatladı. Aynı zarftan<br />

dağıtılmıştı herkese, pardon, sadece davet edilme üstünlüğüne sahip özel kişilere.<br />

- 59 -<br />

Programdan sonra ilk karşılaşmaları evin önünde olmuştu. Provalardan sonra öğlen eve<br />

dönen Duru, bahçe kapısını anahtarıyla açmak üzereyken Can Manay’ın aracının yaklaştığını<br />

fark etmiş ve karşılaşmanın gerçekleşmesi için olabildiğince yavaş hareket ederek kapının<br />

önünde elindeki anahtarı deliğe sokup çıkararak oyalanmıştı. Duru’yu kapının önünde<br />

görmesiyle hızlı bir şekilde arabadan inen Can Manay’ın çabukluğu, karşılaşmanın

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!