23.04.2017 Views

akilah-azra-kohen-fi

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Bir kiralık katil tutup Deniz’in işini bitirse daha kolaydı, bu düşüncesini algılar algılamaz<br />

kafasını temizledi. Can Manay’ın bile yapamayacağı, yapmadığı şeyler vardı. Daha önce<br />

aldığı derslerden çıkardığı sonuçlarla yoğurmuştu kendi sınırlarını ve daha önce yaptığı<br />

hataları tekrarlamamak konusunda uzmanlaşmıştı. Ne yaparsa yapsın Deniz’i öldüremez ya da<br />

ölümünde rol alamazdı, en azından birinci derecede, buna emindi, daha önce bunun dersini<br />

ağır yaşamıştı.<br />

Hiçbir şey yapmadan keşke sadece öylece Duru’nun yanında durabilseydi, keşke görünmez<br />

olup onun gittiği her yere yanında gidebilse, yanında uzanıp uyuyabilseydi. Hissedilmez olup<br />

ona dokunabilse, duyulmaz olup onunla konuşabilseydi, düşünülür olup onun beynine<br />

girebilse, orada kök salabilseydi. Duru gidiyordu, Can Manay’sa panikatak benzeri bir sancı<br />

hissediyordu göğüs kafesinin tam ortasında.<br />

Taksinin gelişini gördükten sonra Duru’ya hoşça kal deyip arazinin detaylarına dalan<br />

Deniz, Can’ın Duru’ya yaklaştığını fark etmedi bile. Can, Duru’ya yaklaşıp, “Konuşmamız<br />

lazım.” dediğinde Duru suratına, kendi kendine uzun süre önce söz verdiği tüm duygusuzluğu<br />

takınarak ve içinde hissettiği rahatlamayı gizleyerek baktı Can’a. Kendine bir söz vermişti;<br />

oynaşmayacaktı bu adamla! Can Manay ne yaparsa yapsın, neyi kullanırsa kullansın, isterse<br />

dünyanın en etkileyici adamı olsun, kendisine yaklaşmasına izin vermeyecekti. Can, Duru’nun<br />

suratındaki mesafeyi görünce korkmadı, bu beklediği bir şeydi. Duru, Can Manay’a bakıp<br />

kafasını çevirdi ve ancak birkaç saniye sonra, “Konuşacak bir şey yok.” diye mırıldandı ve<br />

araziden yukarı tırmanmaya başladı. Can konuşmadan dikildi öylece. Duru birkaç adım atmıştı<br />

ki Can, “Tüm bu olanları düzeltmem lazım.” diye seslendi ardından. Duru sesin diğerleri<br />

tarafından da duyulacağını düşünüp hemen durdu, aşağıdaki gruba baktı, sonra Can’a döndü.<br />

Can Manay, Duru’nun yanından geçip taksiye doğru tırmanırken, “Senden sadece beş dakikanı<br />

istiyorum ve sonrasında istersen sonsuza kadar görmezsin beni.” dedi, yürümeye devam etti.<br />

Duru şimdi Can Manay’ın arkasında kalmıştı, Can Manay’ın eğer söyleyecek bir şeyi vardıysa<br />

kendi taksisine doğru ilerlerken dinlemenin bir zararı olmadığına karar verdi ve uzun<br />

bacaklarıyla iki adımda Can’a yetişti, yetiştiğini hissettirmeden sanki taksiye gitmek için<br />

paralel yürüyorlarmış gibi yaparak ve ona hiç bakmadan yürüdü.<br />

Can, “Konuşana kadar bu saçma kovalamacayı oynayacağımızı biliyorsun Duru. Ben de<br />

kimsenin huzurunu kaçırmak istemiyorum” dedi. Duru çattığı kaşlarının altında kıstığı<br />

gözlerindeki şaşkınlığı kamufle etmeye çalışıyordu. Neyi düzeltecekti Can Manay, kendisine<br />

nasıl asıldığını mı?! Yanlış anlaşılma falan mı diyecekti! Durmak zorunda hissetti, dönüp<br />

Deniz’e baktı, Deniz kendi işiyle ilgileniyordu, her zamanki gibi... Duru konuşmak için<br />

dudaklarını araladığında Can Manay sanki aklını okumuş gibi, “Sana yanlış anladığını falan<br />

söyleyecek değilim, sadece beş dakikana ihtiyacım var. Ondan sonrasında istemezsen bir daha<br />

asla konuşma benimle.” dedi. Duru kaşlarını kaldırdı, merak etmişti bu açıklamanın içeriğini,<br />

sabrının tükendiğini ama dinlemeye hazır olduğunu belirten bir ses tonuyla sakince, “Anlat<br />

bakalım.” dedi. Can gözlerini Duru’nunkinden almadan, “Burda mı?” diye teslim oldu. Duru<br />

evet anlamında kafasını salladığında Can, Deniz’e seslendi. Deniz daldığı arazi planından<br />

başını kaldırıp baktı onlara. Duru, Can Manay’ın çok tehlikeli ve aptalca bir şey yapmak<br />

üzere olduğunu düşünüp irkildi ama Can, Deniz’e, “Ben bırakıyorum Duru’yu.” diye bağırdı.<br />

Deniz duyduğunu anladıktan sonra eliyle hoşça kal hareketi yapıp biraz önce daldığı projeye<br />

geri döndü. Duru, Deniz’in umursamazlığına, aptallığına karşı içinde öyle bir öfke hissetti ki,

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!