23.04.2017 Views

akilah-azra-kohen-fi

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Sınavlara alışık olan Bilge rahattı, bilgiyle sınanmak onun için kolaydı. Başka koşullarda olsa<br />

çok gerilebilirdi ama herhangi bir konuda, herhangi bir sınav onun ustalığını<br />

sergileyebileceği, kendini özgür hissettiği yegane ortamdı. Sınava girecek ve her zamanki gibi<br />

herkesi geride bırakacaktı, buna emindi ama ya mülakat yapılırsa işte o zaman sıçardı.<br />

Soruları cevaplamakta çok iyi olan zekası, işin içine ikinci şahıslar girdiğinde gerilemekteydi.<br />

Ama hayat yüzüne gülmeye başlamıştı, hissediyordu, bu sefer mülakat falan olmayacak, hiçbir<br />

terslik çıkmayacaktı, inşallah.<br />

Güvenlikten geçip asansörlere doğru ilerlerken elindeki ziyaretçi kartına baktı, çok yakında<br />

bu kart yerine kendine ait bir giriş kartı olabilirdi. Veli asansörden hızla çıkıp ona çarparak<br />

yanından geçtiğinde kartıyla birlikte elinde tuttuğu defterleri de yere saçıldı. Veli, kızın<br />

eşyalarının yere saçılmasına aldırış etmeden yoluna devam ederken, o sırada Can Manay’ın<br />

özel asansöründen inmiş olan Ali, Bilge’ye yardım etmek için hemen fırladı.<br />

Birlikte Bilge’nin eşyalarını topladılar. Eşyalarını toplamasına yardım eden kişinin aylar<br />

önce arabasına bindiği Can Manay’ın şoförü olduğunu anlamamıştı Bilge, ayağa kalkıp<br />

minnetle teşekkür etti. Ali elinde kalan son kalemi de Bilge’ye verip tokalaşmak üzere elini<br />

uzatırken, “Merhaba... Ali.” diyerek kendini tanıttı. Bilge, “Çok teşekkür ederim... Bir anda<br />

asansörden fırladı, kusura bakmayın” diye açıkladı. Ali, Bilge’yi hemen tanımıştı. Can<br />

Manay’a diklenen birini, özellikle de böylesine genç bir kızı unutmak mümkün değildi. “Hiç<br />

önemli değil. Nasılsınız Bilge Hanım?’’ diyerek onu tanıdığını hatırlattı.<br />

Bilge, Ali’nin kendisine adıyla hitap etmesine şaşırmıştı. Siyah kısacık kesilmiş saçları<br />

adama bir şoförden çok asker ya da özel koruma imajı veriyordu. Tanımadığı biriyle,<br />

tanışıyorlarmış gibi yapmaya çalışmanın tereddüdüyle, “Sağ olun iyiyim...” dedi. Ali hiç<br />

alınmadan, “Henüz tanıştırılmamıştık. Ben Can Bey’in şoförüyüm, bir keresinde sizi de-” diye<br />

açıklamaya girdi ama Bilge hatırladı. “Evet o gün. Siz kullanıyordunuz arabayı, kusura<br />

bakmayın suratınızı net görememiştim.” diyerek özür diledi. Ali, “Yok, önemli değil. Sınav<br />

için mi geldiniz?” derken dürüstlüğün bir kadına ancak bu kadar yakışabileceğini düşündü.<br />

Bilge adamın detayları iyi bilmesine şaşırmıştı, konuyu en kibar şekilde kapatıp yoluna<br />

devam etmek için, “Ben biraz geç kalıyorum galiba, size iyi günler.” diyerek asansöre doğru<br />

telaşla ilerledi.<br />

Ali, kızın hızlı adımlarla yanından uzaklaşmasını tebessümle izledi. Bilge asansöre doğru<br />

ilerlerken izlendiğini hissetti. İstatistiksel olarak hiç başına gelmeyen bu durum şaşırtıcıydı.<br />

Şansının doğruluğunu anlamak için omzunun üstünden çaktırmadan baktı ve Ali’nin durduğu<br />

noktadan kendisini izlediğini gördü. Hemen kafasını önüne çevirip kapısı açılan asansöre<br />

bindi, düğmeye bastı. Asansöre binince normalde herkesin yaptığı gibi yüzünü asansör<br />

kapılarına çevirmek yerine, Ali’yle bir kez daha göz göze gelmemek için asansörün köşesinde<br />

yüzü dönük bir şekilde bekledi. Asansörün kapılarının kapanmak üzere olduğundan emin<br />

olunca rahatlayıp kapıya döndü. Kapıların kapanmasına sadece 10 santimlik bir aralık vardı<br />

ki, o aralıktan Ali’yle göz göze geldiler, kapı Bilge’ye çok yavaş, Ali’yeyse çok hızlı gelecek<br />

şekilde kapandı. Erkeklerle olan karşılaşmaları, hangi nedenle olursa olsun, bir rahatsızlık<br />

hissiyle devam ederdi. Bu bazen bilet gişesinde biletçi, bazen ekmek aldığı bakkal, bazen en<br />

tuhaf şekilde çekiciliğe sahip olduğunu düşündüğü sınıf arkadaşı Murat olurdu. Hepsinde de<br />

ortak hissettiği bir şey vardı, kendi çirkinliği.<br />

Asansör kata vardığında, koridorun sonunda Zeynep’in oturduğu sekreter masasını gördü.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!