Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Rayından çıkmış olan her şeyin akışını baltayla kesebilmeyi isterdi, aklına bir şeyler<br />
geliyordu ama yapabilmesi için kendisi dışında bir tampon bölgeye ihtiyacı vardı. Keşke<br />
Kaya’yı işten çıkarmamış olsaydı. O, Can Manay’ı karıştırmadan ortalığı temizlemeyi ya da<br />
dağıtmayı iyi bilen biriydi. İşte o sırada aklına eski bir hastası geldi, kendisine borcu olan bir<br />
hastaydı bu. Parayla ödenemeyecek bir borç. Can Manay, Ada’nın şarkısı sırasında tek<br />
kıpırdayan kişi oldu. Yerinden kalkıp telefonla konuşurken kimsenin onu duymayacağı bir yer<br />
bulmak için salondan çıktığında sahnede şarkısını söyleyen Ada dışında kimse fark etmedi<br />
Can Manay’ın telaşlı çıkışını. Ada ‘sana teşekkür ederim, çünkü sen bana müziğimi verdin’<br />
diye şakırken Can Manay aklına gelen son <strong>fi</strong>kri uygulamak için her şeyi göze alarak salondan<br />
ayrıldı. Umuda yürüyüş aynen böyle bir şeydi.<br />
- 5 -<br />
Kopan alkış o kadar güçlüydü ki, gösteriyi izlemeye gelenlerin sayısını düşününce bu kadar<br />
yüksek alkış çıkması şaşırtıcıydı. Duru suratındaki ağır makyajı öfkeyle silmiş, üzerine<br />
geçirdiği elbisesi ve porselen cildiyle sanki peri kızına dönüşmüştü. Siyah elbisesi ışıkta<br />
parıldayan bir kumaştan yapılmıştı. Straplez elbise vücudunun kalçaya kadar olan bölümüne<br />
yapışıyor ve kalçadan bollaşarak dizlerinin beş parmak aşağısına kadar uzanıyordu. Aldığı<br />
duşun etkisiyle ıslak saçlarını geriye doğru taradı Duru ve alkışları görmek için salona doğru<br />
ilerledi. Yol boyunca yanından geçtiği öğrenciler başarının verdiği sevinçle Duru’nun<br />
yanından hoplaya zıplaya geçip gecenin geri kalanında izleyicileri dansa kaldırmak için hızla<br />
hazırlanıyorlardı. Duru bu dansa kaldırma saçmalığına katılmayacak kadar güzeldi ve çok<br />
gelişmiş bir egosu vardı. Deniz’in yanında duracak ve gecenin akışını izleyecekti. Dj<br />
müziğine başlamak üzereydi ki, Duru sahne arkasına vardı. Ada etrafına toplanan diğer<br />
öğrencilerin ortasında bir kahraman gibi duruyordu, şarkısını dinlememişti Duru ama görünen<br />
o ki şarkı bayağı etkiliydi. Ağlayanlar bile olmuştu. Duru o tarafa bakmamaya dikkat ederek<br />
geçti topluluğun önünden.<br />
Ada etrafında toplananlara rağmen Duru’nun uzaktan gelişini fark etmişti. Nasıl fark<br />
etmezdi ki! Duru resmen karanlıkta parlıyordu. Siyah elbisesi beyaz tenini saran koruyucu bir<br />
kalkan gibi hareket ettikçe parıldıyordu. Ada, Duru’yla göz göze gelmemek için hemen<br />
bakışlarını kaçırdı ve etrafında kendisini tebrik eden insanların yanında korunaklı hissetti. İlk<br />
defa başında toplanmıştı insanlar. Duru yanlarından geçerken Ada kendini ona bakmaktan<br />
alıkoyamadı. Duru, Deniz’e doğru ilerlerken, bu yaratığın hayatı boyunca yerinde olmak<br />
isteyeceği tek şey olduğunu düşündü Ada ve etrafında onu tebrik edenler hemen anlamlarını<br />
yitirdiler. Kendi çirkinliğiyle yalnız kalmak için soyunma odasına gitti.<br />
Deniz, Ada’nın şarkısından sonra ancak uzaktan baş parmağını kaldırarak ona iyi olduğunu<br />
anlatan bir işaretle onu kutlayabilmişti çünkü izleyenleri dansa kaldırmak için özellikle<br />
görevlendirilmiş ekibin başı Göksel ortalarda yoktu ve onu bulmak için acele etse iyi olurdu.<br />
Etrafta Göksel’i ararken dolandıktan sonra onu perdelerin arasında öylece dikilirken gördü ve<br />
yanına gidip Göksel’e programı hatırlattı kısaca. Göksel’in ifadesiz suratıyla konuşurken,<br />
kuzuları dansa kaldırması için bir aslandan yardım isteyen biri gibi hissetti kendini. Neler<br />
geçiyordu bu çocuğun kafasından? Bu düşünceyi kurcalamanın tehlikeli olduğunu biliyordu<br />
ama konuşması öyle bir tıkanıklığa geldi ki Deniz, “İyi misin?” diye sormak zorunda kaldı.