23.04.2017 Views

akilah-azra-kohen-fi

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

seslendi bu sefer ama Murat çoktan yürüyüp arkadaşına doğru gitmişti. Murat, Bilge’yi fark<br />

etmezdi hiç ama Bilge, Murat’ı görmese bile aynı binada olup olmadıklarını hep bilirdi,<br />

hissederdi. Bazen onun yanı başında görünmez bir şekilde, sadece onu izleyerek yaşamak için<br />

neler feda edebileceğini hesaplayarak uykuya dalardı. Murat’ın fantezisi hep kafasındaydı,<br />

seneler sonra Murat onun ellerinde öldükten sonra bile. Murat’ın ardından bakakaldığının fark<br />

edilmemesi için hemen döndü ve sınıfa girdi.<br />

Can Manay ilk defa derse geç kalmıştı. Şansı dönmüş gibiydi. Sırada ne vardı? Bir piyango<br />

bileti almalıydı, hemen. Am<strong>fi</strong>de her zamanki yerine ilerlerken sıranın başında Betül ve<br />

Didem’i gördü, fark edilmemeyi dileyerek hemen yanındaki sıraya çöktü ama çok geçti.<br />

Didem ve Betül onu fark etmişlerdi. Bir alacaklı gibi Bilge’nin başında dikildiklerinde Betül,<br />

“Canım benim sabahtan beri seni bekliyoruz, nerde kaldın?” diye yapmacık bir samimiyetle<br />

girdi lafa. Bilge, çantasından kitaplarını çıkarırken oyalanarak, “İşlerim vardı.” diye açıkladı.<br />

Bu kızlarla samimi bir şekilde sohbet etmeye çalışmayı bırakalı epey olmuştu, kendisine<br />

sorulan soruya ne zaman içtenlikle cevap vermeye kalksa iki saniye sonra pişman edici bir<br />

umursamazlık buluyordu karşısında. Didem, “Bizimkileri bitirdin mi?” diye çıkıştığında,<br />

sesindeki hesap soran ton fark edilmeyecek gibi değildi. Bilge hiç konuşmadan çantasından<br />

çıkardığı hafıza çubuğunu Betül’e uzatırken, “Sadece bir tanesini... Diğerini<br />

yapabileceğimden emin değilim.” diye mırıldandı. Didem duyduklarından hoşnutsuz, ekşimiş<br />

bir ifadeyle Bilge’nin elindeki çubuğu alıp dik dik baktı, Bilge fırtınanın geldiğini anladı.<br />

Didem, “Bu ne şimdi! Sadece bir hafta kaldı ve şimdi mi söylüyorsun yapamayacağını!” diye<br />

nefes almadan Bilge’ye hesap sorarken Bilge sakince, “Bana üç gün önce söylediniz ve ben<br />

yapabildiğimi yaptım. Diğerini yetiştiremiyorum çünkü kendiminkini de yapmam lazım.”<br />

diyerek Didem’in lafını böldü. Betül yapmacıklıkta hayat bulan sevimliliğini takınarak, “Ama<br />

canım, bak bir taneyi üç günde yapmışsın, yedi gün daha var, yetiştirirsin.” diye iknaya çalıştı.<br />

Bilge konunun uzamasını istemiyordu çünkü gerçekten ekstra bir ödev konusu daha bulmak<br />

için enerjisi yoktu. Sakince, “Yapmam gereken başka şeyler de var, yetiştirebilseydim<br />

yapardım ama-” diye açıklamaya çalışırken Didem iyice öfkelenmişti, bu sümüklü kendini kim<br />

zannediyordu! Ona selam vererek bile ona iyilik yapmışlardı ve bu kız kalkmış onları hayal<br />

kırıklığına uğratabilme cesaretini göstermişti. Didem bu sümsük kıza haddini bildirmeye karar<br />

verdi, “Sen bi söz verdin, hem de bana! Ya sözünü onurlu bi insan gibi tutarsın ya da<br />

sonuçlarına katlanırsın. Ama sana yemin ediyorum ki-” diye ağzından tükürükler çıkarak<br />

öfkeyle konuşmasına devam ederken Murat gelip Didem’e yanaştı. Didem, Bilge’nin suratına<br />

eğildi, “Bu durumun sonuçları hiç katlanmak isteyebileceğin cinsten olmaz!” deyip son sözünü<br />

de söyledi. Bu kızın çok fazla <strong>fi</strong>lm seyrettiğini düşündü Bilge, hayatında yaşadığı onca şeyden<br />

sonra daha kendi ödevini hazırlamaktan aciz bir salağın tehditlerine hiç aldırmazdı aslında, şu<br />

destansı şansızlığı ve başında dikilen Murat’ın varlığı olmasa.<br />

Murat’ın varlığıyla, Bilge için iyice ağırlaşan durum, bir saatli bomba etkisindeydi şimdi.<br />

Bilge çantasının içine girip kaybolmayı hayal ederken kitaplarını çıkartmaya devam etti.<br />

Murat elini Didem’in omzuna atarken, “N’aber Bilge?” dedi. Bilge kafasını kaldırıp<br />

tereddütle gülümsedi, birazdan içine düşeceği durumu engelleyebilmek için ne yapması<br />

gerektiğini düşünürken, “İyiyim.” diye mırıldandı. Dua etmekten başka yapabileceği hiçbir şey<br />

yoktu, keşke girişte sesini duyurabilseydi Murat’a, omzuna daha sert vursaydı diye düşündü.<br />

İçinde kitap kalmayan çantasını karıştırırken Murat’ın konuya girmemesi için dua etmeye

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!