Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
edilebilmesi Amygdala’sını 19 harekete geçirdi. İlkel beyninde bir yerler Bilge’ye bu adamın<br />
tehlikeli olduğunu söylüyordu. Can’ın sorusu Bilge’yi kendi düşüncelerinden ayırdı. “Kaç<br />
psikolog tanıyorsun ki?”<br />
Bilge’ye sorulan bu soru kartta değildi ve Bilge ne cevap vermesi gerektiğini düşünürken<br />
izlendiğinin farkındalığında doğruyu söyledi, “Sizinle birlikte 23.”<br />
Can Bilge’den aldığı cevaba şaşırmıştı ve kendisini Pandora’nın Kutusu’yla oynayan biri<br />
gibi hissetti. Kim 23 psikolog tanırdı, tabii psikologlar derneğinde çalışmıyorsa. Gayriihtiyarî<br />
kelimeler ağzından çıktı, “Umarım hepsinin müşterisi değildin.”<br />
İzleyiciler gülerken Bilge espriyi bir an geç anlamış olsa da hemen gülümseyerek onlara<br />
katıldı ve cevap verdi. “Ben bir psikoloji öğrencisiyim, psikolog tanımak benim işim, en<br />
azından mezun olana kadar.”<br />
Can Manay ha<strong>fi</strong>f atlattığını belirtmek için eliyle alnındaki teri atarmışçasına bir hareket<br />
yaparak, “Hüff!” diye dışarı bir nefes verdi ve Bilge’ye bakarak, “Bir an cidden tedirgin<br />
oldum” dedi. Sonra izleyicilere dönüp açıkladı, “Bizim yeni asistanımız Belgin Hanım, ekibe<br />
yeni katıldı ve hatta bu onun ilk programı.” dedi, abartılı bir şekilde güldü ve izleyiciler de<br />
çobanlarını izleyen koyunlar gibi Can Manay’ın gülüşünü takip edip güldüler.<br />
Can Manay’ın Bilge’nin adını yanlış söylemesi Bilge’yi bozmadı hiç. Sorulara devam<br />
etmesi mi yoksa Can Manay’ın spontane esprilerini devam ettirebilmesi için beklemesi mi<br />
gerektiğini düşünürken, Can sağ eliyle Bilge’ye devam edebileceğini bildiren küçük bir<br />
hareket yaptı ve Bilge karttan sıradaki soruyu okudu. “Bir marangoz atölyeniz var,<br />
marangozluk nasıl başladı?”<br />
Can iki elinin işaret parmağını çenesinin altına birleştirip bir an düşündü ve sonra açıkladı.<br />
“Ellerimi kullanmayı seviyorum... Çocukluğumda iki yaz boyunca bir marangoz atölyesinde<br />
çalışmıştım. Önce zorla gitmiştim ama işi öğrendikçe bir şeyler üretmeye başladım ve<br />
üretebildikçe de beni rahatlatan bir şey haline geldi marangozluk. Bildiğiniz çırak gibi<br />
başladım işe, hem de bayağı iyi bir çıraktım.”<br />
Bilge beklemeden bir sonraki soruyu sordu, “Ustalaşabildiniz mi?”<br />
Can yarım bir sırıtışla cevap verdi, “Aslına bakarsan, bayağı ustayım şimdi, sadece kendi<br />
ihtiyaçlarıma hizmet veren küçük bir atölyem bile var. Tabii başladığım şeyi bitirmem biraz<br />
zaman alıyor ama evimde kendim için dizayn ettiğim ve kendi ellerimle oluşturduğum birçok<br />
parça var...”<br />
Bilge, Can Manay’ın lafına girerken, gerçekten cevabı merak ediyordu. “Neler mesela?”<br />
Can zaten konuyu getireceği yere Bilge’nin kestirmeden varmasından rahatsız olmadı, “On<br />
iki kişilik yemek masası, sehpalarım, yeni evimin bahçesindeki sedirim. Bir eşini<br />
bulamazsınız bunların. Hepsi benim atölyemde yapıldı. Şimdilerde yatak yapmaya karar<br />
verdim.” dedi.<br />
Can Manay konuşurken Bilge atölyeyi düşündü, böylesine aktif bir kullanım için ne kadar<br />
tozsuz, talaşsız hatta kerestesiz bir atölyeydi. Sonra Cansu’nun kapıyı açması canlandı<br />
kafasında, düşüncelerinin içinde kaybolabileceğini hissedip hemen Can Manay’a odaklandı.<br />
Adam diğer bir soru için hazırdı. Bilge kağıttaki soruya önce şaşırdı sonra sordu. “Enteresan,<br />
yatağınız yok mu?” Enteresan kelimesi bile Can Manay tarafından eklenmişti.<br />
Can Manay kendi sorularına sanki sürprizle karşılaşmış gibi mimiklerle cevap vermeye<br />
devam etti. Hınzırca gülümserken, “Hımm. Kendim ve kadınım için kendi ellerimle bir yatak