Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
gözlerindeki korkuyla karışık şaşkınlık Göksel’i uyandırmıştı.<br />
Biraz önce kendi kontrolünü tamamen kaybettiğini anladı ve bu durumda yapabileceği tek<br />
şeyi yaptı, gitti. Yerden kalkmaya fırsat bulamayan Ada’nın bir göz kırpış hızında Göksel<br />
stüdyoyu terk etti, koşmadan ama kararlı.<br />
- 4 -<br />
Güneş ışığının gözleri yoran aydınlığında Bilge gözlerini öyle kısmıştı ki, kendini nerdeyse<br />
bir köstebek gibi hissediyordu. Kısık kirpiklerinin arasından uçsuz bucaksız araziye baktı.<br />
Arazinin ortasında mimarlarla tartışan Deniz Bey’in yanına gitmek için engebeli yolu adım<br />
adım dikkatlice yürüdü. Deniz Bey’in yapılacak bu sanat merkeziyle ilgili verdiği tüm <strong>fi</strong>kirler<br />
karşılığında para almadığını ve projeye resmi bir şekilde bile bağlı olmadığını öğrendiğinde<br />
şaşırmıştı. Çünkü <strong>fi</strong>kirleri gerçekten iyi para eder gibi gelmişti Bilge’ye. Mimarlıktan falan<br />
anlamazdı Bilge ama işlevsellik nerdeyse uzmanlık alanı olmuştu. Deniz’in <strong>fi</strong>kirlerindeki<br />
işlevsellik, bu <strong>fi</strong>kirleri yansıtmakta kullandığı şekilciliğinin üstün estetiğiyle birleşince, her<br />
uygulama ruha motivasyon veren güzelliğiyle ortaya koyuyordu kendini. Çok işe yarayan güzel<br />
<strong>fi</strong>kirler.<br />
Bu Deniz, hayal edilen güzel bir şeyin nasıl gerçekleştirilmesiyle ilgili çözümler bulmakta<br />
kafası iyi çalışan bir adamdı. Tüm ekip saygı duyuyordu ona, onunla sürekli tartışan mimarlar<br />
bile. Can Manay’ın tartışma çıkarması için mimarlara görev verdiğini anladığında, önce bunu<br />
işin en iyi şekilde çıkması için yaptığını düşünmüş ama şimdi bu tartışmaların projeye<br />
başlamakta nasıl da zaman kaybettirdiğini fark ettiğinde kafası karışmıştı. Can Manay projenin<br />
yapılmasını istiyor ama başlanmaması için de gereksiz yere konuyu uzatıyordu. Deniz fark<br />
etmemişti henüz, Can’ın sürekli ona, “Hadi bir karar verin ve başlayalım.” demesi şaka<br />
gibiydi.<br />
Can Manay’ın cipi Bilge’nin zorlukla yürüdüğü engebeli araziye öylesine bir cesaretle<br />
girmişti ki, Bilge cip yanından geçerken sıçrayıp kenara kaçılmak zorunda kaldı. Kendini<br />
acemi bir dağ keçisi gibi hissediyordu. Deniz Bey’in yanına varabildiğinde, Can Manay<br />
çoktan araçtan inmiş ve adamların sohbetine katılmıştı bile. Bilge sessizce beklerken binanın<br />
değişik şekillerde araziye 3D programda oturtulmuş proje çizimlerini incelediler birlikte.<br />
Mimarlardan birinin dürbüne benzeyen bir aletini alan Can Manay, konuşmadan aletin içine<br />
bakmaya başladı. Deniz’se elindeki proje üzerine bir şeyler yazıyordu. Herkes meşguldü,<br />
kendisi dışında. Bilge ne işe yaraması gerektiğini bilmeden öylece durdu yanlarında. Arazinin<br />
tepesindeki yola tırmanan taksiyi fark etmesi çok sürmedi. Taksi biraz önce indikleri şirket<br />
arabasının yanında durunca, içinden ineceklerin araziyle ilgili olabileceğini düşünüp iyice<br />
dikkat kesildi, etraftakilerin taksiyi henüz fark etmemiş olduklarını görünce de önce haber<br />
vermeyi düşündü ama birilerinin inmesini beklemenin daha doğru olacağına karar verip sustu.<br />
Kendini aptal durumuna düşüreceği bir sürü durum, bubi tuzağı gibi hayatın her köşesinde<br />
bekliyordu sanki. Etrafındakilere baktı, herkes siyah gözlüklerinin arkasında bir şeyle<br />
ilgileniyordu. Deniz planlar üzerine mimarlarla tartışıyor, Can Manay elindeki aletin içine<br />
bakmaya devam ediyordu. Bilge kendisine bir güneş gözlüğü alması gerektiğini düşünerek<br />
kafasını yine taksiye çevirdiğinde, taksiden inmiş duvara doğru yürüyen kızı gördü. Kızın ağır<br />
ama emin adımlarla yürüyüşü, bir hamlede duvarın üzerine sıçraması ve yıkıntı duvarın