Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
terapi dedikleri şeyin düzgün olacağı anlamına gelmezdi. Böyle bir şey nasıl düzgün olabilirdi<br />
ki, hele böylesine gizlilik içinde yapılıyorsa... Can kafasında yığılan soruları susturamadan,<br />
“Şimdi bu terapi dediğiniz şey nedir?” diye patladı. Hanım yine aynı ses tonuyla, “Söylediğim<br />
gibi tamamen bitkisel bir şekilde vücudun kimyasını olması gereken şekilde dengeli-” diye<br />
konuşurken, Can sabırsızca hanımın lafını kesti. “Aptal değilim, aynı cümleyi söyleyip<br />
durmanıza gerek yok ama bu bana hiçbir şey ifade etmiyor. Nasıl bitkisel? Mariuhanna mı var<br />
içinde, opium mu var? Bitkisel ne demek? Tüm zehirler de bitkisel.” diye çıkıştı ama hanım<br />
geri adım atmadı. “Can! İstersen şu an buradan gidebilirsin, daha önce bilgilendirilmeden<br />
buraya getirildiğin için üzgünüm ama bu ne benim, ne de burda emek harcayan ekibimin<br />
problemi. Ya terapiyi alırsın ya da çıkar gidersin burdan! Bizim ne kadar exclusive 16* bir<br />
enstitü olduğumuzu kolayca anlamamış olman kabul edilebilir ama bu kadar yargılayıcı olman<br />
asla!” diye karşılık verdi.<br />
Odadaki sessizlik rahatsız ediciydi. Hanım, Can’ın suratına cevap beklercesine bakarken<br />
odada bulunan diğerleri sanki konuşulanları hiç duymamışlar gibi işlerine devam ediyorlardı.<br />
Kız servisi açmış Can’ın suyunu dolduruyordu, başka bir tanesi hazırladığı sistemi yatağın<br />
yanında tüp için özel olarak yerleştirilmiş yere takıyordu. Can düşündü. Sakince, “Benim için<br />
hazırladığınızı, benden önce almanızı istesem?” diye sorduğunda, hanım taviz vermeyen bir<br />
ses tonuyla, “Bu imkansız, sizin için hazırlanan ‘şey’ sadece sizin vücudunuzun kimyasını<br />
dengeleyebilecek yapıda hazırlanmıştır ve bir tek sizin vücudunuzda çalışır. Sizin dışınızda,<br />
benim ya da bir başkasının, bunu kullanması kesinlikle yasaktır, aynı başkası için<br />
hazırladığımız bir şeyi sizin kullanmanıza izin vermeyeceğimiz gibi!” dedi.<br />
Hanım Can’ın sessizliğini evet olarak anlayıp elindeki kağıtları masanın üstüne bırakırken,<br />
“Terapiden önce lütfen çorbanızı için, terapi sonrasında dilerseniz tatlı için servis masanın<br />
yanındaki şu düğmeye basmanız yeterli. Yemeğiniz bittikten sonra kendinizi hazır<br />
hissettiğinizde, yatağa uzanın ve maskeyi suratınıza takıp tüpün ağzını açın, normal bir nefes<br />
alırcasına, kendi doğallığı içinde maskeden nefes alıp verin. Maskenin hemen altında bulunan<br />
şu yeri sıktığınızda merkez çağrı sistemi devreye girer ve yaklaşık 20 saniyede bizden servis<br />
alırsınız. Enstitüde çalışan herkes diplomalı hemşire ya da doktordur, zaten yaptığımız<br />
uygulamanın da bilinen hiçbir yan etkisi yok, yani telaşlanacak bir durum yok.” diye açıkladı.<br />
Can teslim olmuştu. “Peki n’olucak? Uyuyacak mıyım, halüsinasyon falan mı görücem?”<br />
dedi. Kadın tebessümle, “Sadece dengeleneceksiniz.” dedi ve başıyla küçük bir selam verip<br />
ekibiyle birlikte seri bir şekilde odadan çıktı.<br />
Can, kokusu gelen ve yememek için daha fazla kendini tutamayacağı çorbaya saldırdı.<br />
Yediği en güzel şeydi, buna çorba demek haksızlık olurdu, içindeki yumuşak et parçaları ve<br />
patates ağızda birleşince damakta bıraktıkları tat çorbanın suyuyla ha<strong>fi</strong>fliyor ve bir sonraki<br />
kaşığa yer açıyordu. Can iştahlı bir şekilde çorbayı bitirdi, bir tabak daha içebilirdi ama<br />
başka yoktu. Masadan kendini beslenmiş hissederek kalktığında, Ali’nin burayı nerden<br />
bildiğini düşündü ve onu aradı. Herhangi bir şeye bulaşmadan önce emin olmak istiyordu.<br />
Telefon ilk çalışında açıldı. Ali daha Can’ın konuşmasına izin vermeden, “Merak etme, daha<br />
önce yaptığınız hiçbir şeye benzemez bu ve sağlıklı bir şey, sadece denge veriyor, yani ince<br />
ayar yaptırmak gibi. Bir yan etkisini falan da görmedim.” dedi. Can merakla lafa girip, “Peki<br />
ne var içinde?” diye sordu. Ali, “Bitkiler, bazen biraz toprak, bir sürü şey ama zararlı şeyler<br />
değil, neye ihtiyacın varsa o!” deyip sustu. Can’ın konuşmasını bekliyordu ama Can