Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
dilediğince yararlanabilmişti. Can Manay’ın geldiğini ve 10 dakika içinde kendisini kabul<br />
edeceğini uzun boylu, uzun bacaklı, çok güzel bir kız bildirmişti kendisine. Kızın arkasından<br />
bakarken bir gün bu kızın çok ünlü olacağına bahse girebilirdi, tabii kızı kendisinin ünlü<br />
edeceğini hiç düşünmemişti.<br />
Özge tuvalete gidip elini yüzünü yıkadı. Pürüzsüz cildi, kısa kesilmiş saçları ve dolgun<br />
dudakları kendi renginde mükemmeldi. Tırnakları her zaman kısacıktı. Kahverengi saçları,<br />
bronz tenine rağmen, parlayan yeşil gözleriyle kafa karıştıran bir kadındı. Arkadan<br />
bakıldığında esmer, önden bakıldığında sarışın etkisi yapardı. O, erkek konforlarına sahip<br />
güzel bir kadındı, güzelliğini hiç önemsememiş, önemsetmemiş güzel bir kadın. Güzelliği, ilk<br />
görüşte çok çarpıcı bir etki yaratmasına rağmen, hemen sonrasında Özge’nin<br />
cinsiyetsizliğinden kaynaklanan silik bir his bırakırdı akılda. İncelendiğinde oldukça güzel<br />
olan bu kadın ikinci bakışta sanki kadın bile değildi.<br />
Podyumdaymış edasıyla yürüyen kızı takip etti. Sol tarafta bulunan büyük stüdyonun<br />
yanından geçerlerken, Can Manay’ın stüdyonun ortasında durmuş, kulağındaki intercomla 6*<br />
ekibine bağırmasını fark etti, durdu. Bunu canlı olarak izlemek istiyordu. Can, sahnenin<br />
tepesindeki ışıklara tırmanmış, teknisyenin duyması için yüksek sesle, “Çak bi tane daha<br />
Aydınger. Yumuşat şunu. Aydınlatma istemiyorum ben şovumda, rahatlatma istiyorum! Işık<br />
dediğin dinlendirmeli. Herkesin en güzel haliyle hissetmesini istiyoruz burda, sivilcelerini<br />
görüp siyah noktalarını saymak değil!” diyerek direktifler veriyordu.<br />
Özge’nin peşinden gelmediğini fark eden kız geri dönüp onu telaşla uyardı. Can Manay<br />
odasına gelmeden hazır bir şekilde odada olmalıydılar, röportaj için ayrılan süre elde<br />
olmayan nedenlerden dolayı iyice kısalmıştı. Can Bey röportajdan çıkıp hemen programa<br />
katılmalıydı. Gecikemezdi, program canlı yayındı. Can Manay stüdyoda etrafa emirler<br />
yağdırırken Özge ve kız onun kulisine geldiler. Elindeki dijital kartla kapıyı açan kız Özge’yi<br />
içeri soktu, iyi günler diledi ve kapıyı çekip gitti.<br />
Kapının kapanmasının ardından Özge hemen elini kapı koluna uzattı, odada kilitli olup<br />
olmadığını görmek istiyordu. Kilitli değildi. Odada yalnız olduğunu düşünürken arkasından<br />
gelen sese irkildi.<br />
Ses, “Aylin Hanım?” diye hitap etmişti. Dönüp odaya baktı. Can Manay’ın asistanı Kaya<br />
selamlaşmak üzere ona doğru yürüyordu. Kaya’yla daha önce tanışmamışlardı hiç ama Özge<br />
basından biliyordu onu. Tokalaşırlarken, “Ben Özge, Aylin Hanım bir kaza geçirdi, yerine ben<br />
geldim.” diyerek düzeltti.<br />
Kaya, Özge’nin elini bırakmakta üç saniye gecikti. Bu Özge’nin başına çok sık gelen bir<br />
hareketti. Erkekler onunla tanıştıklarında önce hep ona bir kadına yaklaştıkları gibi<br />
yaklaşırlar, sonra geri çevrilince ona aşık olurlar, aşklarına da karşılık görmeyince ondan<br />
nefret ederlerdi. Bunu çok deneyimlemişti, artık n’apılması gerektiğini de iyi biliyordu.<br />
Sakince Kaya’nın kendi elini bırakmasını bekledi, cinsiyetsizliğinin hissedilmesi bir süre<br />
sonra yeterli olacaktı.<br />
Kaya, “Çok geçmiş olsun. Önemli değildir umarım?” diye sordu, aslında cevapla<br />
ilgilenmiyordu. Özge’ye yol verip onu odanın iç bölümüne doğru yöneltti. Sakince odanın<br />
içine doğru ilerlerken, “Önemli değil, düştü ama iyileşecek.” diye kısaca açıkladı.<br />
Bakışlarını kendi kıçında yakalamamak için yavaşça Kaya’ya döndü, Kaya’nın kendisine<br />
oturması gereken koltuğu göstermesini bekledi, oturdu. Kaya karşısına geçip oturduğu koltuğa