23.04.2017 Views

akilah-azra-kohen-fi

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

verici hikaye anlatmıştı. 200 Sokak, bu hikayelerin hiçbirinde yoktu. Acaba hangisi doğruydu?<br />

Tüyleri diken diken oldu, Can Manay’la ilgili bilinebilecek her şeyi bildiğini sanırken şimdi<br />

onu aslında hiç tanımadığını hissetti... Bana ne diye düşündü. Şaşkın izleyicilerin yüzlerinde<br />

gezinen kameranın görüntüsüne baktı, herkes 200 Sokak bölgesinin uyuşturucu tacirleri,<br />

organize suç işlemek için toplu halde yaşayan çingenelerle dolu bir bölge olduğunu bilirdi.<br />

Çok so<strong>fi</strong>stike buldukları Can Manay’ın böylesi bir semtten çıkmış olması enteresan gelmişti<br />

millete. Kız, “Çocukluğunuz nasıl geçti?” diye sorarken, Kaya içinde hissettiği karmaşayı<br />

hareketle rahatlatmak istedi ve kalkıp stüdyoya indi.<br />

Kaya stüdyonun sahne arkasından programı izlemeye başladığında, herkes Can’ın şimdiki<br />

hayatını daha çok sevdiğine dair yaptığı espriye gülüyordu, Bilge hariç. Kaya kızın ne kadar<br />

kuru, daha doğrusu oyunsuz olmasına baktı, Bilge karta bakarak okudu. “Bu koltuğa oturan<br />

konukların bazıları, çocukluklarının zor yanlarını paylaşmışlardı bizimle. Sizin<br />

çocukluğunuzun en zor tarafı neydi?”<br />

Kaya kızın ifadesiz suratına saplanmıştı, içten içe acıdığı bu kız şimdi pek de acınası<br />

görünmüyordu. Kazanıp kaybetmenin değil, hayatta kalmanın önemli olduğunu anlamış biri<br />

gibi oturuyordu o koltukta.<br />

Can çok güçlü olmasına rağmen yaralı bir adam gibi duraklayarak samimi bir şekilde<br />

cevapladı soruyu. “Annesizlik... Sanırım. Zorlandığımı söyleyemem ama yalnızdım.<br />

Yalnızlığımı fark edemeyecek kadar kendimden uzaktım... Kayıp. Kafamda geçmişin kaydı var<br />

ama geçmişteki bana çok yabancıyım hâlâ... (Suratındaki acı tebessümüne karıştı.) Bazen<br />

kendini bulmak için önce kaybetmen gerekiyor... Çocukluğumun zorluğu bu<br />

kaybolmuşluğumdan geliyor ama yine bu kaybolmuşluk beni ben yaptı... Sadece bunu<br />

söyleyebilirim.” Kaya cevabı dinlerken gözlerini Bilge’den ayırmamıştı, kızın ne kadar da<br />

dokunulmaz olduğunu düşündü, sonra kızın gözlerinde eksik olan bir şey yüzünden böyle<br />

düşündüğünü anladı. Can Manay’a olan hayranlık bu kızda yoktu. Kaya yüzlerce kadının bu<br />

gece bu yaralı ama güçlü savaşçının yaralarını sardıkları derin fantezilerle uykuya<br />

dalacaklarını biliyordu, Bilge haricinde. İstem dışı suratına yayılan gülümsemeyi fark etti. Bu<br />

duygusuz, etkilenmesiz kız sanki Can Manay’ın tüm karizmasına bağışıklığı olan tehlikeli bir<br />

yaratıktı.<br />

- 47 -<br />

Bilge kendisini hayrete düşüren sahteliğe takılmamaya çalışarak karttaki diğer soruya geçti.<br />

Sorunun yanındaki kırmızı noktayı gördü. Program öncesinde, soruların yanına konulan kırmızı<br />

noktaların anlamı tam iki kere Can Manay tarafından bizzat anlatılmıştı. Bu nokta, Can<br />

Manay’ın cevabından sonra, diğer soruya geçmeden mutlaka beklemesi gerektiğini<br />

hatırlatıyordu. Bilge, “Kendinizi bulabildiniz mi?” diye sordu.<br />

Can tebessüm etti ve kafasını evet anlamında yavaşça salladı. Bilge diğer soruya geçmeden<br />

tüm dikkati Can Manay’ın üzerinde bekledi. Can Manay’ın suratı ifadesizleşmek üzereyken<br />

diğer soruyu sordu, “Nasıl bir öğrenciydiniz?”<br />

Can ciddileşerek, “Hepsi orta! Öğrenci olmayı hiçbir zaman sevmedim, beceremedim de ta<br />

ki üniversiteye kadar. Sonra her şey değişti. Kullanabileceğim şeyleri öğretmeye<br />

başladıklarında iyi bir öğrenci oldum ama üniversiteye kadar nefret ettim bana ezberletilmeye

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!