23.04.2017 Views

akilah-azra-kohen-fi

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ki? Kötü müydü?” dedi. Taksici suratında bir gülümsemeyle, “Yok be abim. Belgin Hanım’dı<br />

de mi? Başta baya heyecanlandı kızcağız, oradan oraya yürüdü durdu, çok komikti. Televizyon<br />

sunucularından, o hoppa kızlardan falan olmadığı çok belli, ne bileyim ben, çok gerçek geldi<br />

bana, hoşuma gitti. Sizin programa da böylesi yakışır zaten.” diye cevap verdi. Yolculuğun<br />

geri kalanında programı düşündü, nihayet başarıyla bitirmişti. Kaya’nın ağırlığına ve<br />

Bilge’nin acemiliğine rağmen her şey planladığı gibi olmuştu, birkaç soru haricinde. Kaya’nın<br />

nihayet resimden çıkması Can’a tarif edemeyeceği bir rahatlama vermişti, en sonunda<br />

hayatındaki gereksiz muhalefetten kurtulduğunu hissetti.<br />

Evin önünde durduklarında, taksi şoförünü uyarmak için miskin miskin kulübeden çıkan<br />

güvenlik görevlisi arka kapıyı açan kişinin Can Manay olduğunu görünce hemen toparlandı.<br />

Yeni evine taşındığından beri görmemişti Can Manay’ı. Can arabadan inip güvenliğe selam<br />

verdi, eve doğru ilerledi. Can Manay’ı takip eden güvenlikçi evin kapısını açarken,<br />

“Havalandırmayı her zamanki gibi ayarladım ve misa<strong>fi</strong>rinizi de salona aldım efendim.” dedi.<br />

Can kapıdan girmek üzereydi ki durdu. “Misa<strong>fi</strong>r?” diye dönüp güvenlikçiyi sorguladı.<br />

Güvenlikçi Can Manay’ın suratında gördüğü ifadeden tedirgin, “Eti Hanım... Sizi bekliyor”<br />

dedi.<br />

Can içinde hissettiği tedirginliği kocaman bir gülümsemeyle bastırarak kapıdan içeri girdi.<br />

Son dakikada karar vermişti buraya gelmeye ve Eti’nin burada onu bekliyor olması<br />

aralarındaki kopmaz bağı hatırlattı Can’a. Programda Eti’yle ilgili söylediği her kelimede<br />

samimiydi ama bu değerli kadın sevgi kelimelerinden etkilenip ziyarete kalkışacak biri hiç<br />

değildi. Eti en son altı sene önce gelmişti bu eve... Salona uzanan dört basamağı çıkınca,<br />

salonun ortasında üzerine ceketini giymek üzere olan Eti’yi gördü. Onunla göz göze<br />

gelebilmek için basamakların başında durdu, bir bakışı her şeyi nasıl olsa anlatacaktı. Eti<br />

kafasını kaldırmadan ceketini giydi, düğmelerini ilikledi, sehpanın üzerindeki araba<br />

anahtarlarını eline aldı ve nihayet Can’a baktı. Bir terslik vardı. Can, Eti’ye yaklaşırken<br />

Eti’nin kup kuru bir sesle konuşması onu durdurdu. “Burası senin dünyan ve biz sadece burada<br />

yaşıyoruz di mi CAN MANAY!?”<br />

Adının üzerindeki vurgu tokat gibi çarptı Can’ın yüzüne. Can hâlâ sessizdi, kendi<br />

savunmasını oluşturmadan önce neyle suçlandığını iyice anlamayı bekliyordu. Eti aynı kuru<br />

sesle, “Evet, belki de nehrin en güzel manzarası ancak şelalenin en tepesinden görülüyor ama<br />

bir sonraki adım daima düşüştür. Hayatta nerde durduğunu iyi bileceksin, neden orda<br />

durduğunu unutmayacaksın ve asla duruşunu bozmayacaksın!” dedi, yürümeden önce bir<br />

kelime daha etmek üzere ağzını açtı, vazgeçti. Bu vazgeçiş Can’ı daha da sarstı çünkü Eti’nin<br />

gözlerinde hayal kırıklığı vardı. Eti gitmek için kapıya yöneldi, Can’ın yanından geçerken Can<br />

şefkatle Eti’yi kolundan tuttu ama Eti onun konuşmasına fırsat vermeden, “Bizim ailemizde<br />

kim 200 Sokak’ta oturdu?! Şimdi niye bütün bu deşifre!... Bu yolun ne sana ne de bana yararı<br />

var Umut.” dedi ve yürüyüp çıktı evden.<br />

Yaşadığı sarsıntıdan sonra Can Manay’ın tekrar kendi benliğine dönmesi zor oldu.<br />

- 56 -<br />

Devlet balesinde işler karışıktı, zaten kazandığı para da yetmiyordu. Karnını gündelik<br />

olarak doyurabilmesini garantileyen ve ona alışık olduğu özgürlüğü veren bir iş bulabilmesi

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!