23.04.2017 Views

akilah-azra-kohen-fi

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

gelmişti Deniz’e. Normalde Deniz’in kollarından kurtulup dansına tek başına devam eden,<br />

müziğin ritmi ne olursa olsun hoplayıp zıplayan bir kızdı bu ve şimdi kafasını Deniz’in<br />

omzuna koyup sakince Deniz’le birlikte sallanıyordu. Deniz, Duru’nun bu halinin ne kadar<br />

rahatlatıcı olduğunu düşündü. Duru’nun taptığı enerjisinin aslında kendisini ne kadar<br />

yorduğunu fark etti. Müzik bittikten sonra hiç konuşmadan bir süre daha dans ettiler.<br />

- 64 -<br />

Koca dağıtım şirketine karşı, tek başına genç bir kadın olarak hiç de iyi gitmemişti<br />

karakolda işler. Dağıtım şirketinin güvenliği Özge’yi sürükleyerek çıkarmıştı depodan, kısa<br />

bir süre kapının yanındaki güvenlik kulübesinde tuttuktan sonra gelen polis otosuna<br />

bindirmişlerdi. Özge, polisleri görünce nasıl da haksızlığa uğradığını anlatmaya çalışmıştı<br />

ama polisi ilk arayan karşı taraftı ve Özge’nin dağıttığı depoyu göstererek şikayetçi<br />

olmuşlardı. Kavganın neden çıktığının bir önemi kalmamıştı, ilk saldıran suçluydu, saldırma<br />

nedeni ne olursa olsun ülkenin kanunları böyle diyordu. Zaten saldırıya ilk Özge geçmemiş de<br />

olsa, bu dağıtımcı şirket istediği her olayı istediği gibi süsleme lüksüne sahipti bu ülkede,<br />

bağlantıları olan herkes gibi ayrıcalıklıydılar polisin gözünde.<br />

İki saat boyunca oturtulduğu koltukta söz verilmesini bekleyen Özge’nin konuşmak için<br />

yaptığı her girişim, karşısındaki polisin kendisine haddini bildirip susturmasıyla<br />

sonuçlanmıştı. İtaatkar bir şekilde davranmanın onu sadece daha da fazla suçlu gösterdiğini<br />

anlayan Özge, köşeye sıkıştığı bu noktada yapabileceği tek şeyi yaptı ve Sadık’ın muhasebeci<br />

kılığındaki avukat noterini aradı.<br />

Ender Bey telefonu açtığında hal hatır sormadan sessiz bir şekilde Özge’yi dinledi. Özge<br />

anlatacak bir şeyi kalmadığında sustu ve karşı tarafın konuşmasını bekledi. Adam sadece<br />

hangi karakolda olduğunu sordu ve cevabı aldıktan sonra derginin kaybolmasıyla ilgili<br />

problemi tek başına halletmesi gerektiğini söyleyip telefonu kapattı.<br />

Telefonu kapatırken karşısındaki polisin bakışları altında kendini rezil hissetti Özge ama<br />

bundan daha da kötüsü tamamen yalnızdı bu işte. Derginin nerde olduğunu araştırmak yerine<br />

burada ifade vermeyi bekliyordu. Bakışlarını kendisinden çekmeyen polise dik dik bakıp<br />

hemen ifade vermek istediğini ve daha fazla kendisini burada tutmaya hakları olmadığını<br />

söyledi. Polis dalga geçerek, sadece canı istediği takdirde Özge’yi üç gün burada<br />

tutabileceğini açıklarken, odasından çıkan baş komiser memura telaşla Özge Egeli’nin nerde<br />

olduğunu sordu ve Özge’nin ayağa kalkmasıyla yanlış anlaşılma için ondan özür diledi ve<br />

gitmekte özgür olduğunu söyledi.<br />

Bir yanlışlık sonucu salıverilmiş olma ihtimalini düşünerek hızla karakoldan çıkan Özge,<br />

caddenin hangi tarafında olduğuna dikkat etmeden önüne gelen ilk taksiye atladı. O<strong>fi</strong>se<br />

giderken şehrin üzerinde güneş batmaktaydı. Rüya gibi başlayan gün, kabusla bitmişti.<br />

Dağıtımcı şirkete gidemezdi, çalışanlarla muhatap olmak imkansızdı. Sadık’ın adamı da bu işi<br />

kendisinin halletmesi gerektiğini net bir şekilde söylemişti. Tamamen yalnızdı. O<strong>fi</strong>se gidecek,<br />

gerekirse dağıtım şirketinin sahibini bulacak ve yarın sabah erkenden bu işi çözmek için güne<br />

başlayacaktı. Umutsuzluk içine yerleşmemişti henüz ama kapıdaydı. Umutsuzluğun içini<br />

tamamen kaplaması sadece bir hafta sürecekti.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!