23.04.2017 Views

akilah-azra-kohen-fi

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

20 milyon insanın da ölümcül yaralanmasında büyük payı olan bir reklam dehasıydı. Allah<br />

bizi korusun diye düşündü.<br />

Gözlerini kapatıp dergisinin ilk sayısının çıktığını ve ilk sayının patlattığı skandal<br />

bombasının haberlere bile yansıdığını hayal etti. Hayat, erdemsizlik içinde yaşayıp sanatçı adı<br />

altına sığınan herkesin, tolere edilip kutsanması şeklinde dizayn edilmişti. Haksızlıktı bu!<br />

Köprüler yapan insanları düşündü... Kuduz aşısını bulan adamı, adı neydi Pastör mü ne?<br />

Günümüzde hayatı temelden destekleyen onlarca buluşu vardı bu bilim adamının. Ya Tesla?<br />

Bugün kullandığı-mız tüm elektronik teknolojisinin temeli Nikola Tesla tarafından atılmıştı.<br />

Florasan lamba, neon ışıklar, hızölçer, otomobillerdeki ateşleme sistemi, radar, elektron<br />

mikroskop, mikrodalga fırın, kablosuz elektrik... Bu adamlar hayatın gerçek sanatçılarıydı,<br />

kimlikleri umursanmasa da ürettikleri eserler yaşamı desteklemek için yaratılmıştı.<br />

Kendilerini düşürdükleri utanç verici bir sürü durumdan sonra en sonunda isimlerini<br />

duyurmayı başarmış oyuncuları, şarkıcıları, şovmenleri, dansözleri, vizyonsuz köşe<br />

yazarlarını, sahtekar politikacıları, tehlikeli reklamcıları, popüler kültürün tepesine kurulmuş,<br />

kazandıkları parayı temsil ettikleri şeyi değersizleştirerek alan tüm değersizleri düşündü<br />

Özge, içindeki tiksinti motivasyona dönüştü, bilgisayarın yanında duran derginin bir an önce<br />

basılabilmesi için kolunu bile verebilirdi, çünkü dünyaya hiçbir katkısı olmayan bu parazitler,<br />

sürekli tüketmek üzere kurulmuş bu sistemin antikorlarıydılar, sistemi korumak için<br />

buradaydılar. Onlara vurulan darbe bu şeytani sisteme vurulacak darbeydi. Ve Özge<br />

dergisinin adını böyle buldu, koltukta bornozuyla oturmuş Can Manay’ın programının sezon<br />

<strong>fi</strong>nalini beklerken aklından geçen düşüncelerin içinden çıktı isim: Darbe.<br />

- 42 -<br />

Sanat yönetmeninin ısrarıyla önce gözlüklerini çıkarmak zorunda kalmış, promterdan 17*<br />

akan yazıları okuyamayınca şoförlerden birini lens almaya göndermişler, gelen lens Bilge’nin<br />

makyajının akmasına neden olacak kadar Bilge’yi rahatsız etmiş ve en sonunda Bilge gözlüğe<br />

yeniden kavuşabilmişti. Kavuştuğu gözlükler kendisinin değildi, kendi gözlüklerinin camı ışığı<br />

yansıtıp stüdyoda parladığı için, uzun denemelerden sonra kanalın posta o<strong>fi</strong>sinde çalışan 50<br />

yaşındaki bir kadının mat gözlükleri promterda akan yazıları rahat okumasına yardım edecek<br />

kadar uymuştu Bilge’ye. Zaten ne yapsa izleyenleri rahatsız etmeyecek kadar güzel<br />

olamayacaktı, ne gözlükleri, ne aslında kendine ait olmayan kıyafetleri, ne de suratına<br />

yapıştırılmış kalın pudrayı kafasına takmamaya karar verdi. Atkuyruğu yapılan saçından başka<br />

hiçbir gerçekliği kalmamış gibi hissediyordu ama bunun da önemi yoktu. Sahip çıkmak için<br />

savaşacak kadar sevmiyordu kendine ait olan hiçbir şeyi, <strong>fi</strong>kri dışında.<br />

Programın canlı yayın açılışına 20 saniye kala, stüdyonun, kendisine gösterilen yerinde<br />

dikilmiş, biraz sonra belki de hayatının en büyük hatasını yapmak üzere olduğunu<br />

düşünüyordu. Etrafında dolanan sanat yönetmeni asistanlarını başından kovan Can Manay’a<br />

baktı. Rahat, kendine güvenen, daha doğrusu rahatlatan, güvendiren bir tarzı vardı. Adam bu<br />

setin tanrısıydı. Stüdyo yönetmeninin elini sırtında hissedene kadar Can Manay’daki<br />

değişikliğin ne olduğunu düşündü, el sırtına değdiğinde stüdyo yönetmeni kulağına fısıldadı,<br />

“Senin sıran, hadi.”<br />

Bilge kendisine yansıtılan ışıklardan izleyici grubunda oturan kimseyi göremiyor, alkışın

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!