Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
diye devam ediyordu. Bir an kafasını kağıttan kaldırıp içinde bulunduğu odaya bakan Bilge,<br />
odada kamera olup olmadığını merak etti ama eğer varsa kameranın varlığından haberdar<br />
olduğunun anlaşılmaması için etrafa bakınmaktan hemen vazgeçti. Sorunun cevabını, bir<br />
önceki sayfadaki gibi cevap için ayrılacak yere kocaman yazdı: EMİN OLMAK.<br />
Dördüncü soru gerçekten tuhaftı. ‘Neandartallar ile Homosapiensler arasında olduğu<br />
söylenen kayıp halka sizce ne olabilir?’ Bilim dünyasınca onlarca yıldır tartışılan böyle bir<br />
soruya elinde hiçbir veri olmadan cevap vermesi kendini aşağılamasıyla eşdeğerdi Bilge için.<br />
Bu konuda bilgisi olmadığından değil, soru, sanki soruyu cevaplayan kişinin kesin bir cevabı<br />
olması zorunluymuşçasına net bir şekilde sorulduğundan hadsizdi. Bu hadsizliğe katılmak<br />
Bilge için aşağılayıcı olurdu. Sıkılıp arka sayfayı çevirdi, sıra gelmişti son sayfaya. ‘Sen<br />
kimsin?’ Bilge bu sefer sayfayı doldurmak istemedi, kendi adının dev bir şekilde sayfada<br />
gözükmesi Can Manay’a Bilge’nin arabadan indirdiği kız olduğunu iyice hatırlatabilirdi.<br />
Sorunun altına adını ve soyadını yazarken kalbi ağrıdı Bilge’nin. Keşke başka biri olabilseydi<br />
diye düşündü, diledi.<br />
Başta boş bıraktığı birinci soruya geri döndü, tekrar okudu. ‘Kendinizi 5 kelimeyle<br />
tanımlayın.’ Sorulara cevap verirken tek yapabileceğinin kendisine samimi olmak olduğunu<br />
düşündü. Evet samimi olmalıydı. Yine sayfanın cevap için ayrılmış bölümünü tamamen<br />
dolduracak şekilde beş kelimeyi yazdı: BEŞ KELİMEYLE TANIMLANAMAYAN<br />
İÇERİKTE BİRİ.<br />
Boşta kalan dördüncü soruya geri döndü. ‘Neandartallar ile Homosapiensler arasında<br />
olduğu söylenen kayıp halka sizce nedir?’ Zaman nerdeyse bitmek üzereydi. Cevap alanını<br />
dolduracak şekilde yazdı: BÖYLE BİR HALKA HİÇ VAR OLMAMIŞTIR!<br />
Bilge ünlemini koyduğunda salonun kapısı açılmış ve Zeynep gözlüklerinin üstünden bakıp<br />
cevap kağıdını almak için elini uzatmıştı. Bilge sakince ayağa kalkıp kağıtları Zeynep’e verdi.<br />
Zeynep duygusuz, “Beni takip et.” diyerek odadan çıktı.<br />
Zeynep uzun koridorda kafası elindeki kağıtta yürürken, masasının önünde sinirli olduğu<br />
vücut hareketlerinden belli olan genç bir kız, suratındaki öfkeli ifadeyle Zeynep’i<br />
beklemekteydi. Kızın elinde, Bilge’ye verilen dosyanın aynısı vardı. Zeynep kıza hiç<br />
bakmadan masasına otururken didaktik bir şekilde, “Biraz önce çıktığım odada soruları<br />
cevaplayabilirsin, 15 dakikan var.” dediğinde kız öfkeli bir şekilde kaşlarını çattı ve sert<br />
adımlarla odaya doğru ilerleyip Bilge’nin yanından tüm hiddetiyle geçerken Bilge kızı tanıdı.<br />
Bölüme birincilikle giren Dilek Ayhan. Kızı tanıması biraz zaman almıştı çünkü normalde<br />
sürekli toplu olan saçları fönlenmiş, rengi değişmiş, kalın kaşları alınmış ve kıza makyaj<br />
yapılmıştı. Anlaşılan, Bilge odadayken burada Zeynep’le Dilek arasında bir şeyler olmuştu.<br />
Durumun kendisi açısından nasıl da uygun bir atmosfer yarattığını düşünen Bilge, masanın<br />
önünde, kendisine ne yapılması gerektiğinin söylenmesini bekledi. Bilge’nin cevaplarını<br />
okuyan Zeynep kafasını kaldırdığında hemen sordu, “Niye böyle büyük büyük yazdın?”<br />
Bilge değerlendirmenin Can Manay tarafından yapılacağını düşünmüştü. Şimdi yapacağı<br />
açıklamayla Zeynep tarafından yargılanmayı istemiyordu ama yaptığı şeyi de açıklaması<br />
gerekiyordu. Dikkat çekmeye çalışan bir ukala gibi görünmek istemiyordu. Yavaş, tane tane,<br />
saygılı konuştu. “Kağıt yapımı için her yıl ortalama 4 milyar ağaç kesiliyor. Dünyanın en hızlı<br />
büyüyen ağacı olan Paulownia, Çin’de yetişiyor ve ancak beş seneden sonra kesilecek<br />
büyüklüğe gelebiliyor, en verimli kesim yaşı ise 11-18 yıl sonrası. Ben, dünyanın en büyük ve