23.04.2017 Views

akilah-azra-kohen-fi

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

eklercesine durması Kaya’yı güldürdü. “Neyi bekliyorsun böyle?” derken sesindeki alaycılık<br />

rahatsız ediciydi. Bilge saygıyla, “Sizi.” dedi.<br />

Kaya kafasını iki yana sallayıp kızdan çok da hoşlanmadığını belli eden bir enerjiyle<br />

arkasını dönüp yürüdü. Bilge sorgusuz Kaya’yı takibe başladı. Doğduğundan beri insanların<br />

kendisine tuhaf davranmalarına alışmıştı ve artık nedenini sorgulamayacak kadar<br />

tecrübelendiğinden, uyum sağlamak için ne yapması gerektiği konusunda neredeyse uzman<br />

olmuştu. Kaya, Can Manay’ın odasına girerken boynundaki kartı okuttu. Bilge, kapısında Can<br />

Manay’ın adı bulunan kapıdan içeri dalan Kaya’yı takip etmedi, kendiliğinden kapanmak<br />

üzere olan kapının önünde sessizce durdu. 30 saniye sonra Kaya elinde bir tomar dosya ve son<br />

model bir telefonla çıktığında, Bilge hâlâ kapının önünde durmaktaydı. Dosyaları ve telefonu<br />

kızın kollarına yüklerken, kızın haddini bilmesinin işini ne kadar da kolaylaştırdığını ve<br />

kendisini çirkin insanların yanında ne kadar da rahat, hatta kendisi gibi hissettiğini<br />

düşünüyordu. Kızı stüdyoyu gören balkonlardan birine çıkarttı ve dört dosyanın içinde bulunan<br />

telefon numaralarını, şirket isimleriyle birlikte dikkatli bir şekilde yeni model telefona<br />

kaydetme görevi verdi. Nerdeyse dört aydır yapmayı planladığı bu angarya işi en sonunda<br />

birine yaptırıyor olabilmek içini çok rahatlatmış, key<strong>fi</strong>ni de yerine getirmişti ama<br />

bilmediğiyse, o telefonu asla kullanamayacak olmasıydı.<br />

Kaya çekip giderken, elindeki ağır dosyalarla stüdyonun içindeki balkona çıkmaya başlayan<br />

Bilge, etraftaki insanların ahengine bir kez daha hayran kaldı, hayranlığı az kalsın<br />

merdivenlerden düşmesine yol açacak yoğunluktaydı ama dikkatini basamaklara verip balkona<br />

çıkabildi. Kırmızı kıyafetli elemanlar alyuvar gibi çalışıyordu. Bilge elindeki dosyaların<br />

içindeki kağıtların her birinin telefon numarasıyla dolu olduğunu görünce nefesi tutuldu, şimdi<br />

başlasa ve hiç kafasını kaldırmadan bu numaraları telefona kaydetse işi en az beş günde<br />

biterdi. İtiraz edemezdi, etmezdi, bu da bir test olabilirdi. Bu işi yapmanın çok daha pratik bir<br />

yolunu bulmalıydı. Hayatındaki problemlerle birlikte <strong>fi</strong>kri de gelişen bir organizmaydı Bilge,<br />

her zamanki gibi yolunu buldu.<br />

- 37 -<br />

Sarsıntıyla uyandı Deniz. Duru’nun küçük ellerinin sevgisiz sarsıntısı bölmüştü uykusunu.<br />

Neler olduğunu anlamaya çalışırken, uğultu halindeki sesleri beyni deşifre etmeye çalıştı.<br />

Duru yatağın kenarında, üzerindeki dans kıyafetleri ve suratındaki hesap soran ifadeyle nasıl<br />

da tatlıydı! Deniz gülümsedi.<br />

Deniz’in, Duru’nun varlığına gülümsemesi, Duru’nun içindeki öfkenin iyice açığa çıkmasına<br />

neden oldu. Duru çok öfkeliydi. Sabah Ada’yla yaşadığı ve anlamakta zorluk çektiği<br />

durumdan sonra Deniz’le hemen konuşmak istemiş, Deniz’e ulaşabilmek için bir saat onu hem<br />

evden hem cepten arayıp durmuş, ulaşamayınca belki kötü bir şey olmuştur düşüncesiyle<br />

tedirgin olup dersine girmeyip, eve Deniz’e bakmaya gelmişti. Deniz’in çalan telefonlara ve<br />

yetişmesi gereken dersine rağmen hâlâ uyuyor olması yetmezmiş gibi, odadaki ot kokusu<br />

Duru’yu nerdeyse sinir krizinin eşiğine getirmişti. Asla parçası olmak istemediği bir hayat, o<br />

an bu odadaydı. İçindeki bütün öfkeyle Deniz’e vurmaya başladığında, kendi kontrolü dışına<br />

çıkan bu zavallı yaşam tarzıyla savaşır gibi hissediyordu kendini.<br />

Duru’nun yumruklarından sıyrılıp kendini yatağın öbür ucuna atan Deniz, dehşet içinde ne

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!