23.04.2017 Views

akilah-azra-kohen-fi

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

verebileceğini düşündü. Ama böylesi bir yaratık satın alınamazdı, böylesini ancak kazanmanız<br />

gerekirdi.<br />

Müziğin bitmesi ve uzun boylu adamın kızın yanına gelip onu kollarına alması öylesine ani<br />

olmuştu ki, Can tam anlamıyla ihanete uğramış hissetti. Dehşet içindeydi. Bu adam da kimdi!?<br />

Nasıl böyle özensizce dokunabilirdi ona?! Aşağıdan Kaya’nın kendisine seslendiğini duysa da<br />

umursamadı, dikkati hâlâ bahçedeydi. Kaya yine seslendiğinde, Can toparlanıp sinirle, “Ne!!”<br />

diye haykırdı.<br />

Kaya bir anlık sessizlikten sonra yukarıya doğru ilerlediğini anlatan ayak seslerinin<br />

eşliğinde, “İyi misin?!’’ diye sordu. Can net bir şekilde dışarda beklemesini buyurdu. Kapının<br />

tekrar kapandığını duyduğunda hemen bahçeye döndü ama kimse yoktu. Kız gitmişti.<br />

- 2 -<br />

Gereğinden fazla olduğunu düşündü Kaya; Can’la geçen 12 yıl. Fazla uzundu. Onun bütün<br />

saçmalıklarına rağmen adım adım yükselişini seyretmek için çok uzun bir zaman. Ne zaman<br />

ayrılmak istese, Can’ın 2. adam olmakla ilgili tutkulu konuşmasını dinlemiş ve her seferinde<br />

derinden etkilenmişti. Okulu birincilikle bitirdiği zamanı hatırladı, ne kadar da geçmişte<br />

kalmıştı... İyi bir psikolog olabilmek için, umutla gelmişti Can’a. Koca Can Manay, o zaman<br />

küçük bir kliniği ve sadık hastaları olan sıradan bir psikologdan başka bir şey değildi. Şimdi<br />

her şey nasıl da değişmişti, televizyon programıyla birlikte sanki Tanrı’ya dönüşmüştü. Onun<br />

Tanrılaşabilmesi için gündelik yaşamını taşımak zorunda kaldığı, bağımlılık yaratan yaramaz<br />

bir Tanrı. Can Manay’ın yaramazlıklarının tek tanığıydı, o kadar yalnızdı ki bu tanıklık<br />

durumu, onu zamanla nerdeyse bir suç ortağına dönüştürmüştü.<br />

Şimdi sokakta durmuş, bu aptal emlakçıyla sohbet etmek zorundaydı Can’ı beklerken. Can<br />

önce evin içine bile girmek istememişti, şimdiyse çıkmıyordu. O söz konusu olunca her an her<br />

şey değişebilirdi. Yine ne peşinde diye düşündü, sonra hemen, aslında hiç bilmek<br />

istemediğine karar verdi. Can bahçe kapısından çıktığında emlakçı Kaya’ya çevreyi<br />

anlatıyordu. Can kısa keserek lafa girdi, “Evi alıyoruz.”<br />

Kaya şok olmuştu, emlakçı da bu kadar şanslı olduğuna inanamayarak avını korkutmak<br />

istemeyen bir tilki gibi, “Özür dilerim Can Bey, ev satılık değil kiralık ama sizin için elimden<br />

geleni yapıcam.” diye düzeltti. Can arabaya doğru ilerlerken umursamadan, “Her neyse işte!”<br />

diye homurdandı. İstediği şeyleri elde etmek Can Manay için asla sorun olmamıştı, şimdiye<br />

kadar. Arabaya binmek üzereyken emlakçıya dönüp sanki o an aklına gelmiş gibi, “Yalnız...<br />

Bahçe komşularla iç içe, komşular kim?” diye sordu. Emlakçı rahatlamış, “Sağ tarafınızda<br />

emekli bir albay ve ailesi var. Soldaki evdeyse Deniz Bey’ler oturuyor-” diye açıklarken Can<br />

aradığı bilgiyi almaya çalışarak emlakçının lafına girdi, “Yalnız mı yaşıyor?”<br />

Emlakçı, “Nişanlısıyla. Aslında satılık ev arıyorsanız onlarınki satılık.” dedi. Can, “Şimdi<br />

görebilir miyim evi?” diye atıldı. Cevabı duymak için geçen saliseler Can’ı o kadar<br />

heyecanlandırdı ki, ikinci sigarasını da yakmaya karar verdi. Emlakçı şansına inanamamış,<br />

Can Manay’a belki de bir ev satmanın umuduyla, “Hemen bir sorayım Can Bey, eğer Duru<br />

Hanımlar evdeyse...” diye kekeledi. Can’ın ağzına sıkıştırdığı sigarası kızın adını<br />

öğrenmesiyle birlikte öylece asılı kaldı. ‘Duru...’ Bu ismi yüksek sesle tekrarlamamak için<br />

kendini tuttu. İsmi içinden tekrarlarken emlakçı telefon etmeye koyulmuştu bile.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!