Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
ilmiyorum, elektrik hattı döşediler ve kaçak olabilir.” diyerek bakışını kamufle etti.<br />
Deniz’in bahçeye fırlaması ve Duru’yu tek, ani bir hamlede kendine çekip bahçeden<br />
çıkarması o kadar kısa ve doğal oldu ki, Can hem Deniz’in çevikliğine, hızına hem de bir<br />
olasılık bile olsa Duru’yu asla şansa bırakmayacağını gösteren kararlılığına tanık oldu,<br />
şaşırdı. Can’ın yakalanma psikolojisiyle yarattığı bu senaryo bir anda ona çok önemli bir şeyi<br />
hatırlattı. İnsan psikolojisiyle oynadığı bunca yıl içinde kadınlar ve erkekler hakkında<br />
öğrendiği çok net bir şeydi bu. Koruyan biri, koruduğu şey için savaşmaya da hazırdır. Bu<br />
adam elindekinin değerini bilen bir erkekti ve Duru için savaşmaya da hazır olacaktı.<br />
Duru, aniden içeri alınmasının açıklamasını soğuk bir ifadeyle Deniz’den kısaca dinledi,<br />
Deniz’in kollarından kurtulup Deniz’in gözlerinin içine içine bakarak inatla, adım adım<br />
bahçeye çıktı, yerde bıraktığı terlikleri sakince alıp giydi ve yavaşça içeri girdi. Can, sırtını<br />
diğerlerine dönüp sanki elindeki kabloyla uğraşıyormuşçasına izlemişti ve aralarındaki<br />
agresif enerjiyi hemen hissetmişti. Duru’nun meydan okuyan enerjisindeki kadını görmüş ve<br />
bu kadın karşısında çaresiz Deniz’in nasıl da teslim olduğunu fark etmişti. O an Deniz’in<br />
yerinde olmak, o an gidip Duru’yu almak ve o an aralarında geçen ne olmuş olursa olsun onu<br />
üst kattaki yatak odasına çıkarmak ve o an üstündeki beyaz elbisesinin kapalı yakasını yırtmak,<br />
memelerini avuçlarında hissederken eteğini parçalarcasına kaldırıp ağzını Duru’nun<br />
kadınlığına dayayıp tatmak, sonra onu çevirip içine girerken ensesini, boynunu koklamak için<br />
birçok şeyi feda etmeye hazır hissetti kendini. Zamanı durdurmuşçasına, bir anda kafasından<br />
geçen bu hızlı düşünce onu sarstı, ereksiyon olmaya hazır zonklayan erkekliği, Deniz’in<br />
yanından geçip tekrardan masaya doğru gitmesinin farkındalığıyla kendine geldi ve küçüldü.<br />
Kan basıncının normale dönmesini sağlamak için iki yıl önce sokakta gördüğü, zehirlenip<br />
öldürülmüş bir anne köpekten süt içmeye çalışan yavruları düşündü Can, kendine geldi. Duru,<br />
salonun öbür ucunda Aysun ve Nihat’la sohbet etmeye başlamıştı, Deniz masada tıkınırken<br />
ondan yüz bulamayan Şadiye, hâlâ onunla iletişim kurmaya çalışıyordu.<br />
Can durduğu yerden dikkatle Duru’ya baktı, o sırada Eti’nin sözleri kulaklarında çınladı,<br />
“Geçmişe geri dönmeyelim.” Odaya gidip iki dakika kafasını toparlamalı, bu gecenin<br />
devamını yeni bir stratejiyle planlamalıydı. Deniz sandığı gibi ve kadar boş değildi, doluluğu<br />
konusunda da çok emin değildi ama, Can herhangi bir konuda rakibini küçümsememeyi çoktan<br />
öğrenmişti. Bu gece, hem Duru’yu gerçekten isteyip istemediğini hem de Deniz’i bu kadar özel<br />
yapan şeyin ne olduğunu anlaması için tek fırsatıydı. Lavaboya gitti. Bu gece ya bir savaşın<br />
başlangıcı olacaktı ya da hoş bir gönül kaymasının sonu.<br />
- 20 -<br />
Tırnak etiyle tırnak arasında bir milimlik boşluk bırakarak Doğru’nun tırnaklarını kesmeye<br />
devam etti Bilge, aynı annesinin söylediği gibi. Tırnak kesmeyi öğrendiği günden beri, hem<br />
kendinin hem de Doğru’nun tırnaklarını o kesiyordu. Annesi bunalımından dolayı kendisini<br />
odaya kapattığından, aniden çıkıp gittiğinden, günlerce geri dönmediğinden ya da akşama<br />
kadar uyuduğundan, Doğru’nun bakımı, beslenmesi, temizlenmesi... Her şey en başından beri<br />
Bilge’nin işi haline gelmişti. Asla şikayet etmedi Bilge. Annesi intihar ettiğinde hayatlarında<br />
hiçbir şey değişmemişti. Bilge çocukluğundan itibaren, kendi küçük cüssesiyle her şeyi en iyi<br />
şekilde yapabilmek için yöntemler geliştirmiş, zekasını pratik bir şekilde kullanmayı