23.04.2017 Views

akilah-azra-kohen-fi

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

çenesini kaldırıp kulaklığı sakince kafasına taktı. Biraz yamuk olmuştu ama Göksel düzeltmek<br />

için hiçbir çaba sarf etmeyince Ada, “Düzeltsene.” diye sabırsızca mırıldandı ve Göksel<br />

aceleyle kulaklığı tam yerleştirdi kulağına. Ada’ya baktığında, Ada kafasını tamam anlamında<br />

bir kez aşağı eğip eliyle mp3 çaların tuşuna batı.<br />

Biraz önce uzaktan dinlediği o dalgalı müzik şimdi beyninde yankılanıyordu. Ada<br />

karşısında dikilmiş beklerken, Göksel oturduğu yerde dinledi müziği. Müzik bittiğinde Ada<br />

dikkatle baktı Göksel’in suratına bir yorum beklercesine. Ada’nın beklentisi o kadar aşikardı<br />

ki Göksel, “Sen çalmışsın bu sefer.” dedi sadece. Ada’nın beklediği yorum bu değildi, bu<br />

beklediğinden bile daha iyiydi. Göksel’in kendisinin çaldığını anlamasına şaşırarak, “Nasıl<br />

anladın?” diye sordu. Göksel omuzlarını silkti, nasıl anladığını bilmiyordu. Ada aklına o an<br />

gelen bir şeyi yapmak için elindeki mp3 çaları Göksel’in eline tutuşturup içeri fırladı.<br />

Divanın üzerinde kalakalan Göksel bakışlarını kapıdan ayırmadan Ada’nın gelmesini bekledi.<br />

Ada geldiğinde elinde üç girişli bir küçük kablo adaptörü ve bir kulaklık daha vardı. Ada,<br />

Göksel’in hâlâ kafasında olan kulaklığın kablosunu mp3 çalardan çıkarıp adaptöre bağladı,<br />

diğer kulaklığı da adaptörün diğer ucuna ve adaptörü de mp3 çalara taktı. Göksel’in<br />

kafasından kulaklığı çekip çıkardı ve ekipmanı eline alıp bahçenin ortasındaki büyük saksıya<br />

çıktı. Sırtını, bir zamanlar suyun akması için kullanılan ve şimdi yaprakla dolmuş kısma<br />

yaslayıp Göksel’in oturması için kenara kaydı. Göksel yerinden kalkmamıştı bile. Eliyle hızlı<br />

bir şekilde hadi anlamına gelen bir hareket yapana kadar da kalkmadı. Ada’nın emriyle yanına<br />

oturan Göksel, sorgulamadan kendisine verilen kulaklığı kafasına taktı. Ada elindeki mp3<br />

çaları çalıştırmadan önce sağa eğilip Göksel’e ha<strong>fi</strong>f bir dirsek atarak parmağıyla gökyüzünü<br />

gösterdi, müziği başlattıktan sonra kendi kafasını yukarı kaldırıp dinledi.<br />

Ada’nın kolu nerdeyse koluna değiyordu, teni değildi bu, üzerindeki kalın pembe polardı<br />

belki ama ona ait olan bir şeydi. Bu düşünce, kafasındaki düşüncelerin önündeyken, müzik<br />

yeniden akmaya başladığında bakmakta olduğu görüntüyü fark etti Göksel. Milyonlarca yıldız<br />

ve ters bir hilal şeklinde duran çok zayıf bir ay. İlk beş dakika evden birisinin çıkıp onları bu<br />

şekilde görmesi halinde ne yapması gerektiğini düşünmek zorunda kalsa da, müziğin öyle bir<br />

yeri vardı ki, o notalardan sonra beyin teslim oluyor, mantık kendini tamamen duygulara<br />

bırakıyor ve her türlü plan, endişe yerini ilham dolu bir hayale terk ediyordu. Göksel<br />

doğduğundan beri baktığı yıldızları ilk defa sevdi. İlk defa iyi ki var olduklarını düşündü.<br />

Daha önce sokakta yaşamak zorunda kaldığı yıllarda, açlıktan uyuyamadığında baktığı bu<br />

soğuk yıldızlar şimdi sıcak ve anlamlıydılar.<br />

Müzik bittiğinde, Ada hemen kulaklığını çıkardı ve aniden zıplayarak indi saksıdan.<br />

Ekipmanı toplarken arkasını dönüp bahçe kapısına doğru ilerlemeye başladı ve girmeden bir<br />

an önce dönüp, “Yarın gece görüşürüz.” diye fısıldadı. Göksel’e bir daha bakmadan kapıyı<br />

kapattı.<br />

Samuel Barber’ın Adagio for String’i, o gece, herhalde ilk defa bir çiftin müziği olmuştu,<br />

onlar o zaman bunu henüz bilmeseler de.<br />

10 Psikolojik dengesizlikleri olan kişi.<br />

11 Bir lastik markasının reklam <strong>fi</strong>gürü.<br />

12 Çekici ama aptal kadın.<br />

13 Vücudun çeşitli yerlerinde bulunan bezimsi dokular.<br />

14 Paris’teki Notre Dame Katedrali’nde yaşayan kambur zangoç.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!