23.04.2017 Views

akilah-azra-kohen-fi

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

cevabı anlamaya çalışarak, “Arka bahçeye yaptığınız sahne ve üstünde ne vardı?” dedi yine.<br />

Deniz, “Sadece sahne, insansız, hiçbir şeysiz o sahne.” diye açıkladığında, Duru, “Müzik<br />

nerden geliyordu peki?” diye sordu. Deniz, “Onu düşünmedim.” dedi net bir ifadeyle. Duru<br />

aldığı cevaptan hoşnut olmadığına nihayet karar vermişti, “Ben ne düşündüm biliyor musun?”<br />

diye sordu Deniz’e. Deniz evet anlamında kafasını salladı ve, “Kendini dans ederken.” dedi<br />

kısaca.<br />

Duru, Deniz’i gerçekten anlamak istiyordu. Deniz’in cevabı doğruydu ama cevabı<br />

verirkenki hali öylesine ekşimişti ki, Duru itiraz ederken bu ifadeyi hak etmediğini düşündü.<br />

“Bunun neresi kötü Deniz?” dedi sesini kontrol etmekte zorlanarak. Deniz, “Sen hiç o sahneyi<br />

düşündün mü Duru?” diye sordu gayet sakin. Duru, “Hangi anlamda?” dediğinde Deniz, “Hiç<br />

o sahneye alıcı gözüyle baktın mı? Detaylarına dikkat ettin mi?” diyerek açıkladı. Duru,<br />

“Tabii ki ettim.” dedi. Deniz, “Öyle mi!? Peki bana söyleyebilir misin, sahneyi karşına<br />

aldığında sahnenin sol üst köşesinde ne var?” diye sordu Duru’yu sınarcasına.<br />

Duru düşündü, aklına birçok şey geliyordu. Sahnenin üst sol köşesinde öğrencilerin her<br />

birinin kendi yaptığı bir sürü materyal sahne duvarına eklenmişti, bu materyallerin her biri<br />

enstrüman artıklarından yapılmıştı galiba. Kendinden emin, “Bir sürü enstrüman parçası.”<br />

dedi. Deniz, “Enstrüman parçası?!” diyerek Duru’nun eminliğini sorguladığında Duru, “Evet,<br />

öğrencilerin kendi elleriyle yaptığı bir sürü parça, ıvır zıvır şeyler.” diye açıkladı. Deniz<br />

içinde hissettiği öfkeyi suratına bilinçli yaydığı alaycı gülümsemeyle dindirmeye çalışırken,<br />

“Duru! O sahnenin her köşesinde çocukların yaptığı ıvır zıvırlar var ve bu ıvır zıvırlara<br />

belirli bir uzaklıktan bakıldığında hepsi birleşip birtakım sembolleri oluşturuyorlar.<br />

Günlerimiz, gecelerimiz geçti o sahneyi yaparken ve çoğunda sen de benim yanımdaydın.<br />

Ordaydın! Şimdi bana söyle, o sahnenin sol üst köşesinde ne var?” dedi yaşadığı hayal<br />

kırıklığının son kırıntısı da sesine geçtiğinde, “Lütfen söyle” diye tekrarladı.<br />

Duru’nun aklına parça parça duvara monte edilen şeyler geliyordu ama hepsini birleştirip<br />

büyük resmi göremiyordu. Büyük bir resmin olması bile şimdi şaşırtıcı gelmişti. Aklını<br />

kullanarak bu şekli tahmin edebileceğini düşündü. Bu bir dans, müzik sahnesiydi. Şekil neyle<br />

ilgiliydi? Düşündükçe kafası karıştı, kafası karıştıkça zaman geçti, kendi konusundan<br />

uzaklaştırıldığını hissederek huzursuzlandı. Deniz’in sesindeki hayal kırıklığını ha<strong>fi</strong>fletmek<br />

için ha<strong>fi</strong>fe alan bir tonda, “Ne olduğunun ne önemi var, ne alakası var!?” diye çıkıştı. Deniz<br />

sakin ama ciddi baktı bir süre Duru’nun güzel ama ifadesiz suratına, sonra Duru’nun<br />

anlamasını gerçekten istediği için yargısız ve sakince, “O duvardaki objeler, o sahnenin<br />

ruhunu yansıtıyor. Bizim müziğimiz, bizim dansımız için bizim kendi ellerimizle yaptığımız<br />

sahnenin ruhunu. Önemi yok, anlamı var. Hiçbir şeyin önemi yok. Sen görmediğin, anlamını<br />

bilmediğin bir şeye sahip olmak istiyorsun, farkında bile değilsin!” dedi. Duru bu noktadan<br />

geri adım atmamaya karar vermişti. “Sahip olmak! Ben sadece dans etmekten bahsediyorum,<br />

senin tuhaf felsefelerinle konuyu dağıtman hiçbir şeyi haklı çıkarmaz.” diye çıkıştı. Deniz<br />

umutsuzluk içinde, “Ben konuyu dağıtmıyorum Duru, sana anlatmaya çalışıyorum. Biz bu<br />

gösteriyi kendimizi göstermek için değil, ifade etmek için, kendimize ait bir şey yaratabilmek<br />

için yapıyoruz Duru. Yapmak eğlenceli olduğu için değil, kendi sınırlarımızı zorlamak,<br />

dünyaya bizden bir reaksiyon bırakmak için yapıyoruz. En azından, o sahnede ne şekil<br />

olduğunu bilen herkes, bu yüzden bir bütünün parçası. Her birimiz bir parçayız, hiçbir şeye<br />

sahip olmayan ama neye ait olduğunu bilen, aitliğine tabi, bütünü oluşturmak için bir araya

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!