23.04.2017 Views

akilah-azra-kohen-fi

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Altındaki ped kanla dolmuştu sabahtan beri ve Bilge’nin henüz değiştirecek fırsatı<br />

olmamıştı. Cinsel ilişkinin adet kanamasına dönebileceğini bilmiyordu ve Google’a sormak<br />

için de hiç vakti yoktu. Doğru ve kendisinin tüm eşyalarını toplaması sadece iki saat sürmüştü.<br />

Altı sene önce bu eve taşınırken kullandıkları kutuları iyi ki atmamıştı. Gidecekleri yere<br />

taşıması için karşıdaki manavın aracını ayarladıktan sonra sadece yaşayacakları yeri bulmak<br />

kalmıştı ama işte bu soruyla kendine geldi Bilge. Nereye gidecekti? Bir yer bulsa bile gittiği<br />

yere Doğru’yu alıştırabilecek miydi?<br />

Kutuları boşalttı, kendi eşyalarını çıkarıp babasının eşyalarını topladı, çilingir çağırıp<br />

kilidi değiştirdi ve yeni bir kilit daha taktırdı. Babasına ait olan eşyaların arasına, annesinin<br />

fotoğraflarının bulunduğu küçük sandığı koyup koymamakta çok tereddüt etti ve sonunda<br />

sandığın Doğru ve kendisine bırakıldığını düşünüp geri aldı. Babasının eşyalarını evden<br />

taşıyıp, kapıcıdan eşyaları alt kattaki sahanlıkta bir süre tutması için yardım istedi. Her dakika<br />

başında aklına Murat geldiyse de Doğru’nun yaşadığı kötü durum yüzünden daha fazla<br />

suçluluk duygusu hissetmek istemedi, Murat’ın düşüncesini kafasından çıkararak kendini<br />

rahatlattı. Hiçbir beklentisi yoktu ondan, koltuğun minderini temizleyip ona vermek dışında<br />

Murat’la ilgili hiçbir planı da yoktu. Bilge’nin hayatı için bu gibi duygular çok lükstü, böyle<br />

lüks hayallere harcayacak duygu yoğunluğuna sahip değildi. Olanı olduğu gibi kabul etmiş ve<br />

hoş bir anı olarak beyninde dosyalamıştı o kadar.<br />

Babasını aradığında, sesi hiçbir duyguyu bedeninde barındırmayan biri gibiydi. İçinde, çok<br />

derinlerde bir yerlerde babasına karşı hissettiği acıma duygusu tamamen silinmiş ve bu sanki<br />

sesine yansımıştı. Daha önce hiç bu tonda konuşmamıştı babasıyla, aslına bakarsanız<br />

kimseyle. Babasının yorgun ‘alo’suna karşılık direkt konuya girdi Bilge. Net bir şekilde<br />

kendilerine yeni bir yer bulana kadar bu evde kalmak zorunda olduklarını, o nedenle kilidi<br />

değiştirdiğini ve Doğru’yla asla kendisini görmek istemediklerini, ihtiyacı olabilecek eşyaları<br />

paketleyip sahanlığa indirdiğini anlattı ve ekledi, “Eve girersen seni öldürürüm.” Sesinde ne<br />

bir vurgu vardı ne de öfke, sadece samimiyet. Kararlılığı babası tarafından anlayışla<br />

karşılandı. Telefonu kapatırken babasının sesi mahkumiyeti bitmiş biri gibiydi. Adam sakince<br />

dinlemiş, bir kez, “Olur.” demiş ve kapatmadan hemen önce, “Teşekkür ederim Bilge.” diye<br />

eklemişti. Bilge, o an anlayamadığı bu teşekkürü hayatının geri kalan kısmında ara ara hep<br />

düşünecekti. Sessizce telefonu kapattığında Doğru’nun eline bir kalem verdi ve evde istediği<br />

yere istediği şeyi yazması konusunda onu özgür kıldı.<br />

Can Manay’ın o<strong>fi</strong>sindeki toplantıya sadece üç saat kalmıştı. İşteki ilk resmi gününde orada<br />

bulunamaması korkunç bir şeydi, işe Doğru’yla gitmesinden daha korkunç mu acaba diye<br />

düşününce, bu iki düşüncenin birbirinden ağır yükü çöktü üzerine. Doğru’nun okulunu ararken,<br />

altındaki pedi değiştirmek için banyoya gitti. Pedini değiştirirken Doğru’nun okula geç<br />

kalmasıyla ilgili bir bahane uydurdu, bugün iki saat fazla etütte kalmasını ayarladı. Doğru’yu<br />

okula bırakacak ve o<strong>fi</strong>se gidecekti. Ellerini yıkarken aynaya baktı, çok yorgun görünüyordu.<br />

Yorgunluğun da dışında bir gariplik olduğunu düşündü, aynaya iyice yaklaşarak dikkatle baktı<br />

suratına. Gözbebekleri o kadar büyüktü ki, nerdeyse gözlerinin tamamını kaplar haldeydi, aynı<br />

Murat’ın gözleri gibi. Acaba ne içmişlerdi?<br />

- 84 -

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!