23.04.2017 Views

akilah-azra-kohen-fi

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ölçtüklerini, tansiyonu yükselsin diye ayaklarını dikip kendisini yere yatırdıklarını, nasıl<br />

aralarında hastaneye götürüp götürmemekle ilgili tartıştıklarını ve Özge’nin sigortası olup<br />

olmadığını bilmediklerini ve basit bir tansiyon düşmesi yüzünden yiyebileceği hastane faturası<br />

kazığının çok daha ağır gelebileceğine karar verdiklerini... dinlermiş gibi yaptı Özge.<br />

Dinlermiş gibi kafasını sallarken düşünceleri, altında ezildiği durumu tartan çözümler<br />

üzerinde dolanıp durdu. Bankadan kredi çekmeyi düşündü, bu kadar kısa zamanda imkansızdı.<br />

Sahip olduğu şeyleri satmayı düşündü, pek de değerli değildi sahip oldukları. Ailesinden<br />

istemeyi düşündü, ölmeyi tercih ederdi. Sadık Murat Kolhan’ı arasa kendini düşüreceği durum<br />

nasıl da utanç verici olurdu, herhalde bu sefer adam Özge’yi tokatlamak isterdi... Hiçbir çıkış<br />

yolu yoktu. Göğüs kafesinin içinde canını acıtırcasına atmaya başlayan kalbi ve uğuldayan<br />

kulakları beynindeki düşünceleri dağıttı. Etrafındakilerin ifadeleri değişmiş ve herkes<br />

sessizleşmişti. Demek dışarıdan bakanlar için bile anlaşılır bir durumdu Özge’nin hissettiği<br />

acı. Kendi sesini duymasını engelleyecek kadar tıkalı, uğultulu kulaklarına rağmen,<br />

“Hastaneye gidelim.” dedi ve kalkmaya çalıştı.<br />

Sonrası, kulaklarındaki basınca ve uğultuya rağmen, sadece kalp atışını duyabildiği tuhaf<br />

bir sessizlikti. Özge’yi kaldırdılar, alelacele üzerine ceketini geçirdiler, çantasını aldılar,<br />

kapıya doğru taşıdılar. Özge içinde bulunduğu bu durumun, bu cehennem hissiyatının artık<br />

geçmesini diledi. Kapıdan çıkmak üzereydiler ki, çalışanlardan birine, konsolun üzerinde<br />

unutulan telefonunu almasını işaret etti. Çocuk hızla telefonu kapıp getirdiğinde, Özge’nin<br />

çantasını taşıyan diğer çocuk aldı telefonu. İşte tam o sırada telefonun ekranı aydınlandı,<br />

kulaklarındaki uğultu yüzünden telefonun çalıp çalmadığını anlayamadı Özge ama ekranın ışığı<br />

belirgindi ve ekranda bir yazı vardı. Özge telefonu istedi ama isteğinin anlaşılması birkaç<br />

saniye sürdü. Çocuk telefonu nihayet verdiğinde, ekrana dikkatle baktı. Ekranda, hiç<br />

tanımadığı bir numaradan gelen bir mesajın yarım içeriği okunabiliyordu. Bu bir adrese<br />

benziyordu, yürümesine yardım edenlere bir an direnip durdu ve elindeki telefonun mesaj<br />

bölümüne girip mesajı dikkatle okudu. “Mahrum Caddesi, Tüldaş otobüs son durağından 200<br />

m. sonra, soldaki gri konteynır.”<br />

Özge mesajı gönderen numarayı aradığında, yürümek için biraz önce ihtiyaç duyduğu<br />

destekten kurtulmuştu bile. Telefon iki kere çaldı ve meşgule düştü. Özge hemen tekrar aradı,<br />

bu sefer otomatik olarak çıkan sekreter aranan numaranın kapalı olduğunu bildiriyordu.<br />

Yanında duran art direktöre hemen bilgisayar başına geçmesini söylerken, numarayı yüksek<br />

sesle okumaya başladı. Kendisine şaşkınlıkla bakan çocuğu azarlayıp harekete geçmesini<br />

sağladıktan sonra bilinmeyen numaralar servisini aradı ama servis böyle bir numaranın<br />

kullanılmadığını söylüyordu. Bu olamazdı.<br />

Birkaç kere daha santrali arayıp numaranın kaydına ulaşamayacağına emin olduktan sonra<br />

telefonu bırakıp bilgisayarın başına geçti. Belki yanlışlıkla gönderilen bir mesajdı bu, belki<br />

şebekeler arası bir karışıklıktan olmuştu... Her ne olmuştuysa bir şey kesindi, Özge’nin ne<br />

başı dönüyor, ne midesi bulanıyor, ne de kalbi düzensiz atıyordu. Biraz önce yürüyebilmesi<br />

için kendisini kolundan tutanlar şimdi şok içinde, sessizce izliyorlardı onu. Tabii ıstırap<br />

içinde hastaneye götürülmek isteyen birinin bir anda kafayı bir telefon numarasına takıp her<br />

şeyi unutuvermesini anlamaları imkansızdı, İnternette de numarayla ilgili hiçbir bilgi yoktu.<br />

Dikkatini adrese verdi. Dergilerle ilgili olabilme ihtimali bile hayat vericiydi.<br />

Özge kendisine şaşkın bakan suratlara ne diyeceğini bilemeden tereddütle gülümsedi.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!