23.04.2017 Views

akilah-azra-kohen-fi

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

gibiydi, çekildikçe çekiliyordu, bunu değiştirmek imkansızdı. Kendi arzusu bedenini sararken<br />

aklına Duru’nun uyandığı ve yataktan fırlayarak kalktığı düşüncesi geldi ve hemen çekti<br />

kalçasını Can.<br />

Ona bu kadar yakın olup da, bu kadar dışında olmak kalbini acıttı ama Can dayandı<br />

kıpırdamadan, hissettiği tüm basınca rağmen Duru’nun yanında, olmak ve yitmek üzere olan<br />

bir ereksiyon arasında, dünyanın en huzurlu anında sıkışıp kalmıştı. Ta ki Duru kalçasını<br />

Can’ın uyluğuna yapıştırana kadar.<br />

- 11 -<br />

Sokak kapısının ani çarpış sesi öyle yankılanmıştı ki, Deniz aniden uyandı. Koltukta iki<br />

büklüm yatmak, kısa uykusuna rağmen bu sefer kaslarını epey yormuştu. Yorgunluk o kadar<br />

keskindi ki, hızla kapanan kapıya doğru hamle yaparken nerdeyse vücudu kendini taşımakta<br />

zorlandı. Belki de bu koltuktan ilk defa ayık bir şekilde kalktığı içindi yorgunluğu. Kapının<br />

üstündeki nazar boncuğu, ipinin ucunda hâlâ sallanıyordu, Duru’nun biraz önce kapıyı çarpıp<br />

çıktığını düşünerek kapıyı açıp bahçeye çıktı. Bahçede kimse yoktu, hızla sokağa açılan<br />

kapıya doğru ilerlediğinde kapının ardına kadar açık olduğunu görüp merdivenleri üçer beşer<br />

atlayarak indi aşağıya. Sokak bomboştu. Vücuduna yayılan adrenalinin etkisiyle uykudan<br />

kamaşmış gözlerini açabildiği kadar açarak, Duru nerede diye dikkatle baktı sokağa ama üç<br />

metre ileride yerleri süpüren çöpçüden başka kimse yoktu. Can Manay buraya taşındığından<br />

beri belediye bile daha bir ciddi ilgilenir olmuştu bölgeyle. Deniz yalınayak hızla çöpçüye<br />

doğru ilerlerken Duru’nun bir köşeye saklanmış olabileceği umuduyla etrafına bakınarak attı<br />

adımlarını.<br />

- 12 -<br />

Duru kendi belgeselini çeken biri gibi girmişti yatağa, her an kalkabilecek güçte ve<br />

özgürlükte. İstemediği hiçbir şeyi yapmayacağını biliyordu, neyi isteyip istemediğini<br />

bilmiyordu. Can’ın hemen kendisine sokulup sarılabileceğini düşünmüştü ama Can uzak<br />

durunca, bu davranış hoşuna gitti. Daha yukarı çıkarken Can’ın kendisini arsızca sıkıştırması<br />

durumda onu ittirip koşarak bu evden çıkmayı planlamıştı öyle olmasını umarak ama Can tam<br />

tersine saygılı bir şekilde mesafeyi korudu. Yanında yatarken Can’ın kendisini sessizce<br />

kokladığını hissetti, neydi kendisini bu kadar değerli yapan şey? Bu adam neden bu kadar<br />

kafayı takmıştı Duru’ya? Can kendisini koklarken tuhaf bir şeyler hissetmişti, hissettiği<br />

duyguyu düşündü. Değerliydi, kendini değerli hissediyordu bu adamın yanında, en değerli.<br />

Asla yeri doldurulamayacak değerde bir şey gibi ve kadar güçlü. Can’ın bu dikkatli<br />

davranışının nasıl da zor olduğunu düşünüp kendi içinde eğlendi, eğer onu sıkıştırmaya<br />

kalkarsa hemen doğrulup yataktan fırlayacağı konusunda kararlıydı, bu sadece bir deneydi o<br />

kadar. Aradan ne kadar zaman geçtiğini bilmiyordu, burada böyle yatmış neyi beklediğini de<br />

bilmiyordu, ne istediğini bilmiyordu işte tam o sırada Can burnunu aniden Duru’nun boynuna<br />

sokup derin bir nefes aldı ve hemen kafasını geri çekti. Duru, Can’ın boynuna değen yüzünü<br />

hissedince bir an irkildi ama o kadar kısa bir zamanda yapmıştı ki bu hareketi tepki vermedi.<br />

Can’ın kendisini ne kadar istediğini düşününce kalbi hızlandı, birini bu kadar istemek nasıl bir<br />

şeydi? Peki ya bu kadar istediğin biriyle sevişmek nasıldı acaba? Can Manay’ın yerine koydu

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!