23.04.2017 Views

akilah-azra-kohen-fi

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

“Ben zaten kendim için dans ediyorum Deniz... Bazense senin için. Tek istediğim bazen<br />

ihtiyacım olduğunda sadece bana teselli vermek için orda ol, dinle yeter. Her şey bir derse<br />

dönüşmek zorunda mı?’’ dedi.<br />

Deniz, “Ama her şey zaten bir ders Duru, bunu sen de biliyorsun.” dediğinde, Duru biraz<br />

önce kullandığı kelimeler sonrasında sabırlı olması gerektiğini düşündü içinden ve,<br />

“Biliyorum ama bazen sadece seninle dertleşmeye ihtiyacım var, bırak ben derslerimi kendim<br />

alayım, bana dost ol, öğretmen değil.” dedi içindeki sevgiyi sesine taşıyarak.<br />

Deniz, daha fazla uzatmasının anlamsız olduğunu biliyordu, “Hadi yanıma gel artık da sana<br />

kocaman bir sarılayım. Kimi istersen de döverim!” dedi.<br />

Duru kıkırdayarak telefonu kapatırken sanki hiçbir şey olmamış gibi içi boşalmıştı ama<br />

sözleri Deniz’in içinde yankılanıyordu. “Belki bu dediklerini sen uygulayabilirsin çünkü ben<br />

varım ama ben, ben nasıl uygulayacağım!! Kim geçindiricek beni?”<br />

Deniz kafasında Duru’nun sesini kısıp yankılanan tüm kelimeleri, duymamak ve en<br />

derinlere gömmek için büyük çaba gösterdi. Kafası sessizleşmişti ama aşka vurulan darbe,<br />

balta gibi inip ilişkiyi kesmez, tohum gibi ekilip zamanı geldiğinde ilişkinin tüm<br />

pürüzsüzlüğünü bozacak şekilde yırtıp çıkardı yüzeyi. Deniz o gün kendisine ekilen tohumu ne<br />

kadar derine gömmüş ve beslememek için ne kadar gayret edecek olursa olsun, o tohum kök<br />

salıp yeşerecek kadar güçlüydü.<br />

- 6 -<br />

Ehliyet sınavı iyi geçmişti. Kendi arabasını kullanmasına hiçbir engel kalmamıştı. Ehliyeti<br />

çıkar çıkmaz belgeleri tamamlayıp aracı teslim alacaktı. Doğru’nun bulduğu en büyük asal<br />

sayı sayesinde hayatları bayağı toparlanmıştı. Borçlarını ödemişler, babasının dişlerini<br />

yaptırmışlar, evlerini boyatmışlar, yeni bir banyo yaptırmışlar, Doğru’nun odasını<br />

yenilemişler, bilgisayar almışlardı. Paranın yarısına yakını hâlâ hesapta durmaktaydı. Ev<br />

alamayacak kadar küçük, çarçur edemeyecekleri kadar büyük bir miktardı bu. Alacakları<br />

küçük bir arabadan sonra, zor günler için bankada duracaktı.<br />

Bina yığınları arasında, her katında bahçesiyle, kat kat yeşillenmiş 10 katlı binaya<br />

yaklaştığında, Bilge kendisini çok iyi hissediyordu. Bu sefer hayatın gerçekten yüzüne<br />

gülemeye başladığını düşününce içini bir anda korku sardı. Ne zaman böyle düşünse<br />

sonrasının hüsran olduğunu hatırladı. Kafasındaki mutlu düşünceleri temizleyip kendine geldi,<br />

her an kötü bir şey olabilir moduna geçti. Ama içinde hissettiği mutluluk engellenemezdi,<br />

çünkü kendisini iyi hissetmesinin nedeni tüm bunlardan çok, Can Manay’ın asistan seçmeleri<br />

için kendisine yapılan davetti. Sınıftan dört kişi davet edilmişti. Daha önce efsane olarak<br />

duyduğu ve her zaman başkalarının başına gelen bu muhteşem olay şimdi onun başına gelmişti.<br />

Önce bir yanlışlık olduğuna emindi, adam nerdeyse arabadan atmıştı kendisini ama Can<br />

Manay’ın o<strong>fi</strong>sinden okula gelen ve bizzat kendisine teslim edilen davetiyenin üzerinde resmen<br />

adı yazıyordu.<br />

Durumu kafasında sorguladıkça düşünceleri içinde kayboldu, kayboldukça o gece arabadaki<br />

sohbetlerini kelime kelime hatırlamak istedi. Belki Can Manay arabadaki kızın kendisi<br />

olduğunu bilmeyerek göndertmişti davetiyeyi. Bir süre sonra hiçbirinin önemi yoktu, ne olursa<br />

ya da ne olmuş olursa olsun asistanlık seçimi için geleneksel olarak yapılan sınava girecekti.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!