Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
ifadeyle gülümsedi. Bilge’nin cevap için dikkatle kendisine baktığını görünce başını öne eğip<br />
kendi kendine güldü, kameraya ve stüdyodaki izleyicilere bakıp, “Son anda karar verdik<br />
benim konuk olmama, ekibin ısrarı ikna etti beni. Her şeyi onlar hazırladı. Bizim orijinal<br />
formata bağlı kalmayacağımızı düşünmüştüm ama öyle görünmüyor... Annemin adı Serpin.”<br />
dedi.<br />
Sorular bizzat Can Manay tarafından hazırlanmış ve soruları tam söylendiği şekliyle<br />
sorması ve asla inisiyatif kullanmamasıyla ilgili ciddi nutuk çekilmişti. Sonraki soru<br />
interkomdan söylenirken Bilge, Can Manay’ın mimiklerini, kelimelerini kullanarak<br />
profesyonelce oynadığı samimiyet oyunu izlemeye dalmış ve cümlenin başını kaçırmıştı.<br />
Elindeki kartlarda da aynı soruların yer aldığını hatırladı. Can Manay’ın keskin bakışı<br />
sayesinde üzerindeki şaşkınlığı atıp kulağındaki interkomu tek bir hareketle çıkardı, elindeki<br />
karttan soruyu kısaltarak okudu, “Boşandıklarında kaç yaşındaydınız?”<br />
Can Manay cevapladı. “Dört.” Bilge’nin her an programdan kopacağının gerginliği, içinde<br />
büyüyordu.<br />
Bilge karttan devam etti. “Boşanmanın üzerinizde etkisi oldu mu?”<br />
Can sanki sorular tarafından köşeye sıkıştırılıyormuş gibi tebessümle kafasını sallarken,<br />
“Ama tamamen pozitif.” diye cevap verdi.<br />
Bilge gayriihtiyarî, kartlarda olup olmadığını bilmediği bir soru sordu. “Neden pozitif?”<br />
Can ciddileşerek açıkladı, “Annem ve babam, birbirlerine ait olmayan ama ait olabilmek<br />
için sürekli birbirlerine adapte olmaya çalışan ve bu bitmek bilmeyen adaptasyon sürecinde<br />
birbirlerini yaralayan bir çiftti. İkisi de zekiydi. Boşandıklarında ilk defa kendimi huzurlu<br />
hissetmiştim. Sonrasında iki evim, her evde bir odam ve iki harçlığım oldu.”<br />
Bilge karttan, “Siz kiminle yaşadınız?” diye sordu.<br />
Can, “İkisinin de eksikliğini çekmedim ama babamla yaşadım diyebilirim.” diye cevap<br />
verdi.<br />
Bilge, “Çocukluğunuz nerde geçti?” dedi.<br />
Bu soru kartlarda yoktu. Can Manay şimdi gülümsüyordu ama gözleriyle konuşmayı beceren<br />
bir adamdı. Sorudan rahatsız olmuştu. Bilge, Can Manay’ın böylesi basit ve o anda gerekli<br />
olan bir soruyu sordu diye kendisine tehditle bakmasına şaşırdı ama Can Manay’a hak verdi<br />
hemen. Zaten program girişi bayağı kontrolden çıkmıştı ve adamın daha fazla sürpriz<br />
istemediği belliydi, mesaj alınmıştı. Bilge, program açısından tuhaf olacağını düşünse de<br />
hemen diğer soruya geçecekti ki Can, “... çocukluğum 200 Sokak adı verilen şehrin en uzun<br />
sokağının bulunduğu semtte geçti. Beni tanıyan çok az kişi bilir bunu.” dedi.<br />
- 46 -<br />
Kaya istem dışı kaşlarını çatarak monitöre doğru bir adım daha yaklaştı. Ağzından istem<br />
dışı çıkan, “Ne!” tüm reji ekibinin dikkatini çekmişti. Vtr’ci 18* çocuk, “N’oldu Kaya Abi?”<br />
diye sorduğunda, “Yok bir şey, önemli değil.” dedi ve gerisindeki sandalyeye oturup reji<br />
masasının üstündeki monitörleri izlemeye devam ederek üzerinde toplanan dikkatin geçmesini<br />
bekledi. Reji kendi arasında Bilge’nin ne kadar şapşal gözüktüğünü konuşup eğlenirken Kaya,<br />
Can’ın neyin peşinde olduğunu düşünüyordu. Çocukluğunun 200 Sokak’ta geçmediğini çok iyi<br />
biliyordu, çünkü Can’la tanışmasının ikinci yılında Can ona çocukluğuyla ilgili bir sürü ilham