You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
etmek istemezdim hocam ama-” diye açıklamaya devam ederken Can nefret ettiği bu kelimeyi<br />
duymaktan sıkılmış, “Hoca camide olur, ben hoca değilim. Bana Can Bey de. Kaç kere<br />
söyleyeceğim bunu!” diye homurdandı. Bilge iyice kızarmış suratını gizlemek için kafasını hiç<br />
kaldırmadan çantasındaki son ödev tomarını da çıkarıp, “Özür dilerim Can Bey... Öğrenci<br />
işleri teslim almadı ödevleri, asistanınız da okulda yoktu bugün, ben getirmek zorunda<br />
kaldım.” diye açıkladı.<br />
Kız son ödevi de koyup kafası önünde durdu. Çantasını düzeltiyor gibiydi ama Can çoktan<br />
anlamıştı, kız utancından oyalanıyordu. Çok uzun zaman olmuştu, bu yaşta, onun sınıfında olup<br />
da böylesine utangaç birini görmeyeli. Kız birazcık daha güzel olsa, nerdeyse Can’ın ilgisini<br />
çekebilirdi. Kızı biraz rahatsız etmek, biraz da meraktan, sessizce kıza baktı. Kız kafası<br />
önünde, görevini en sonunda yerine getirebilmiş olmanın rahatlığı ve Can’ın ona konuşmadan<br />
bakmasının verdiği rahatsızlık arasında duruyordu. Can sessizliği sürdürmeye karar verdi.<br />
Kızla oynamak hoşuna gitmişti. Kız kafasını kaldırıp Can’ın gitmemiş olduğundan emin oldu,<br />
o hâlâ karşısında dikilmiş kendisine bakıyordu ve konuşmuyordu. Bilge yine yok olmak istedi.<br />
Çantasına sıkı sıkı sarıldı neredeyse, kafasını kaldırıp dilinin yetişebileceği hızda konuştu.<br />
Konuşurken sokak kapısına doğru geri geri yol da almaya başlamıştı. “Tekrar kusura<br />
bakmayın Can Bey, sizi rahatsız etmek istemedim ama ödevleri teslim etmem şarttı bugün.<br />
Şartları siz koyuyorsunuz, ben sadece uydum. İyi günler-akşamlar.” dedi ve döndü kapıyı hızla<br />
açtı, tam dışarı çıkıp bu lanet olası sessizlikten ve Can Manay’ın her yeri dolduran<br />
varlığından kurtulacaktı ki, Can sakin, “Dur.” diye buyurdu.<br />
Bilge durdu ama Can’a dönüp dönmemekte tereddüt etti, karar vermeden beş saniye<br />
bekledi, sonunda Can Manay’a döndü. Can konuşurken cebinden bir sigara çıkardı. Bugün bu<br />
üçüncü sigarasıydı. Normalde asla ikiyi geçmezdi ama bugün istisnai bir gündü, yaşadığı onca<br />
yüklü duygudan sonra kendini cehennemin kapısından dönmüş gibi hissediyordu. Yıllar önce<br />
içinde saplantı yaratan ve tüm hayatını altüst eden her şey sanki bugün Duru’nun bedeninde<br />
kendisine sunulmuştu. O bedene yaklaşmak çok tehlikeliydi, Cansu’yu kullanarak kendisine<br />
yaptığı terapi sayesinde o etkiden nihayet kurtulmuştu. Bu kurtuluş bir zafer sayılırdı ve Can<br />
üçüncü sigarayı yaktı.<br />
Bilge ilk defa görmüştü Can Manay’ı sigara içerken, haberi bile yoktu sigara içtiğinden.<br />
Önce hayal kırıklığı hissetti içinde, bu, sigara içmeyecek kadar kendine değer veren bir varlık<br />
olmalıydı ama değildi. Rahatladı, alt tarafı karşısında zaafları olan bir insan vardı, sigara bile<br />
içecek kadar zaafları vardı bu adamın. Can sigarasından nefes alırken, “Adın neydi?” dedi.<br />
Bilge hemen saygıyla, “Bilge Görgün.” diye cevap verdi.<br />
Can sigarasından aldığı dumanı dışarı salarken, “Bilge Görgün, geçen dönem tezin neydi?”<br />
diye sordu. Dikkat çekecek kadar güzel olmayan öğrencilerini ancak ödevlerinden<br />
hatırlayabiliyordu.<br />
Bilge şimdi mahvolduğunu düşündü, çünkü geçen dönem kendisine verilen tezi elinden<br />
geldiğince iyi hazırlamıştı ama Can Manay çalışmayı beğenmeyip Bilge’ye başka bir tez<br />
ödevi daha verdirtmişti. Birincisini hatırlatmadan ikinci ödevden bahsetmeye karar verdi.<br />
“Bağımlılıklar üzerineydi. Obsesif bağımlılık ve bağımlılığın kendisini yenilemesi.” dedi<br />
sesindeki titremeyi kontrol altına almaya çalışarak.<br />
Can şaşırdı. Kızı, daha doğrusu ödevi hatırladı. İlk verdiği ödev o kadar iyi olmuştu ki,<br />
kızın ödevi başka birisine yaptırdığından şüphelenmiş, ödevin iptalini isteyip kıza yeni ödev