23.04.2017 Views

akilah-azra-kohen-fi

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

pardon sizinle değil, direk ruhunuzla konuşur.” dedi.<br />

Şadiye, Duru’nun söylediklerine tamamen katılıyordu ve kafasını sallarken çenesini<br />

tutamadan, “Hani şu bir kere bana dinlettiğin müzik vardı ya, Can bir dinlesen. O müzik ve<br />

benim sözlerimle, hımm.” dedi.<br />

Kendi müziğini Şadiye gibi yeteneğinin kölesi olmuş birinin ağında düşünmek bile Deniz’in<br />

ifadesinin değişmesine neden olmuştu. Can, bu abartılmış yetenek ve adamla ilgili daha fazla<br />

detay bilmek istiyordu. En son istediği şey, elinde gitarıyla etrafa karizma saçan Deniz’i<br />

izlemekti, özellikle de Duru’nun yanında ama yine de, “Var mı öyle bir ihtimal?” diye sordu.<br />

Duru soruya atlarcasına, “Asla. Sadece birkaç öğrencisi ve şanslıysam bazen de ben tanık<br />

olabilirim Deniz’in müziğine.” diye cevap verdi.<br />

Nihat şakayla karışık ama iğneleyici bir şekilde lafa girerek, “Bu nasıl bir şey böyle ya!<br />

Gizli bir biyolojik silahın yapılmasından mı yoksa müzikten mi bahsediyorsunuz?! Bu ne<br />

böyle! Yok kimse dinleyemez falan, e o zaman niye yapıyorsun ki müzik, di mi!? Gidip<br />

KGB’de çalış.” dedi abartılı bir şekilde kendi esprisine kıkırdayarak.<br />

Deniz bu aptal adamın kulağa mantıklı gelen konuşmasına cevap vermeye çalışmanın<br />

kendisini küçültecek bir durumdan başka bir şeye neden olmayacağını biliyordu. Toyluk<br />

döneminde ateşli bir şekilde kendi düşüncesini savunmuş, müziğinin gücünü ispatlayabilmek<br />

için onu hak etmeyenlerle paylaşmış ve etrafındaki insanların sığlığı, müziği kullanma<br />

şekilleri, en sonunda onu bugünkü psikolojisine itmişti.<br />

Yıllar önce girdiği bir tartışma sonunda haklılığını ispat için Şadiye’ye dinlettiği bir<br />

parçası için ertesi gün bir reklam şirketi tarafından aranmış ve çok yüklü bir para karşılığında<br />

müziği bir sabun reklamında kullanılmak istenmişti, daha da kötüsü, Deniz tekli<strong>fi</strong> kabul<br />

etmeyince Şadiye’nin ekibi, onun müziğine benzetmeye çalıştıkları ama çok da<br />

beceremedikleri bir parça üzerinde çalışmış ve o parçayı reklam şirketine satmışlardı. O yaz<br />

Şadiye, o müziğin artıklarından bir de CD çıkartmıştı. Tüm yaz cehennem gibi geçmişti Deniz<br />

için, ruhu katledilen müziğinin kopyası Şadiye’nin yorumuyla her yerdeydi. Kendi müziğine<br />

benzeyen ama asla aynı derinlikte olmayan bu sahte müziği tesadüfen televizyondaki sabun<br />

reklamında dinleyen Deniz öfkeden çıldırmış ve dersini de almıştı. Artık müziğini<br />

ispatlamaya bile çalışmayacaktı. Deniz, Nihat’ın esprisine yarım ağız sırıtırken tamamen<br />

suskundu. Ama Duru, etrafındaki insanların sığlığından henüz yeterince yorulmamıştı ve<br />

kamçılanmış bir kısrak gibi konuya atlarken suratında en ufak bir sempati yoktu. Erkeğini<br />

savunan bir dişiden çok, inandığını savunan bir öğrenciydi.<br />

“Bazı müzikler vardır, her yerde yapılır, herkes dinler. Sözleri, kalbimi parçaladın derken,<br />

insanlar eller havada dans eder. (Şadiye’ye) Sizin yaptığınız türden. Biz böyle bir şeyden<br />

bahsetmiyoruz. Kendi içinde verdiği duygudan başka hiçbir şey barındırmayan çok yoğun, saf<br />

bir şeyden bahsediyoruz.” dedi bakışlarını dimdik Nihat’a çevirerek.<br />

Nihat söze girmek üzere suratında alaycı bir gülümsemeyle ağzını açtı ama Duru Nihat’ın<br />

girişimini ona haddini tüm sertliğiyle bildirircesine, “Ben daha bitirmedim! Dinleyin ki,<br />

hayatınız boyunca en azından bir tane gerçek bir şeyden bahsedilmiş olsun yanınızda.” dedi,<br />

“Henüz böyle bir şey dinlemediğiniz için neden bahsettiğimi anlayamamanız normal ama<br />

bahsettiğim şey bir duygunun tüm saflığıyla alınıp katıksız bir şekilde aktarılması. Size bir<br />

örnek vereyim.” deyip güzel bedenini tek hamlede koltuktan kaldırdı, çantasının içinden<br />

telefonunu çıkardı, müzik sisteminin olduğu yere gitti. Telefonunda yüklü olan müziği genel

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!