23.04.2017 Views

akilah-azra-kohen-fi

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Duru.” dedi. Duru bu zor zamanında Deniz’in hâlâ kendisine ders vermesine öfkelenmişti.<br />

“İnan Deniz şimdi bunları dinleyecek psikolojide değilim.” diyerek çıkıştı ama Deniz, “Tam<br />

tersi, asıl şimdi anlamalısın. Dinle!” diye tekrar susturdu onu. “Kendi yeteneğine aşık biri, o<br />

yeteneği beslemek için daima diğerlerine ihtiyaç duyar. Diğerlerine ihtiyaç duyan bir budala<br />

asla kendisi olamaz! Sen ne kadar güzel olduğunu ya da ne kadar güzel dans ettiğini göstermek<br />

için değil, bir hikayeyi anlatmak için sahnedesin. Eğer bunu anlamazsan, izleyenler sana<br />

bakınca dansın hikayesini değil, çok güzel bir kadının ahenkli hareketlerini görürler. Ne<br />

anlattığınla değil, sadece güzelliğinle ilgilenirler ve sen gerçekte asla sen olarak var<br />

olamazsın. Güzelliğin söndüğünde ışığını kaybedersin. Kendi gerçeğine in Duru. Senin<br />

kimseye ihtiyacın yok, ne beğenilmeye, ne alkışlanmaya, ne de devlet konservatuarına! Tek<br />

gerçek bu.” dedi.<br />

Duru duyduklarını anlamaya çalışıyor ama mantığına sığdıramıyordu. Deniz’in kendi<br />

dansına karşı sürdürdüğü bu savaşa başta şiddetle karşı çıkmış, Deniz’i kıskançlıkla<br />

suçlamıştı. Ama yıllar içinde, kendisi ettiği danstan önce gelince ve kendisini izleyenlerin<br />

koreogra<strong>fi</strong>nin hikayesinden bir şey anlamadıklarını çünkü hipnotize olmuş bir şekilde<br />

kendisine kilitlendiklerini gördüğünde Deniz’e hak vermeye başlamıştı. Ama şimdi, içi bu<br />

kadar sıkılırken konunun yine buraya gelmesi, tüm bunları Deniz’den dinlemek ağır geliyor ve<br />

aldığı darbenin üstüne bir de Deniz’den darbe aldığını hissediyordu. İsyan ederek Deniz’in<br />

sözünü kesti, “Tek gerçek mi! Bu yüzden mi hâlâ benim gösterilerden kazandıklarımla<br />

geçinmek zorundayız!! Alalım eşyalarımızı gidelim bir ormana, ağaçların arasında ben dans<br />

ederim, sen de müziğini yaparsın. Beni alkışlayacaklar olmasa ne değeri var, ben dünyanın en<br />

muhteşem dansçısı olsam ama kimse bilmese ne değeri var! Belki bu dediklerini sen<br />

uygulayabilirsin çünkü ben varım ama ben, ben nasıl uygulayacağım!! Kim geçindiricek beni?<br />

Bana moral vermek için konuşurken içimi nasıl dağladığını görmüyor musun!?” diye haykırdı.<br />

Yoldan geçenlerin kendisine baktığını görünce susmak zorunda kaldı.<br />

Deniz, uzun süre yol almaya çalıştığı bir nehrin içinde akıntıya kapılıp ilk başladığı noktaya<br />

gelmiş biri gibi hissetti. Telefonda Duru’nun parçalanan ruhunu dinliyordu, üzgündü. Sessizlik<br />

olduğunda, “Duyuyorum.” diyebildi sadece.<br />

Duru, Deniz’in sesini duyduğunda kendine geldi. Ne söylediğini, ne kadardır söylemeye<br />

devam ettiğini hızlıca ölçmeye çalıştı ama içindeki tek his ona böyle bir ölçüm için geç<br />

olduğunu söylüyordu. Üç salise süren suskunluğu devam ettirirse söyledikleri sanki son<br />

sözleriymiş gibi olur ve yıkıcı etkileri öldürücü dozuna ulaşabilirdi, sesine heyecan yükleyip<br />

aynı doğallıkta konuşmaya çalışırken, “Ben, bana mutluluk veren şeyi yapıyorum Deniz, aynı<br />

seninle konuştuğumuz gibi. Bana insanların önünde dans etmek mutluluk veriyor diye beni bir<br />

anda basit bir teşhirciye dönüştürüp yeteneğimi de sıradanlaştı-ramazsın ki!” dedi.<br />

Deniz, üzgündü, tartışmayı çoktan kaybettiğini hissediyordu. Haksız olduğundan değil, Duru<br />

henüz onu anlamaya hazır olmadığı için. Son bir enerjiyle özetledi, “Benim demek istediğim...<br />

Yeteneğin varlığına hizmet etmeli, varlığın yeteneğine değil. Varlığın yeteneğine hizmet eder<br />

hale gelirse, kendi ışığında kaybolur, özünle birleşemezsin. Hayatı yaşayamazsın, yeteneği<br />

tarafından zehirlenmiş bir kukla gibi dans eder durursun. Aldığın alkışlar sana güç vermemeli.<br />

Gücün içinden gelmeli, kendini bilmekten gelmeli. Bir gün o alkışları alamazsan o zaman var<br />

olmazsın, üstelik aslında sana hiçbir katkıları olmadığı halde alkışlar nefesin olur. Kendin<br />

için dans et diyorum, alkışlar için değil.” Duru sakinlemişti, Deniz’le uzlaşmak istiyordu.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!