23.04.2017 Views

akilah-azra-kohen-fi

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Aysun’a, konuyu değiştirmesin diye sordu, “Sen nerde olmak isterdin 10 yıl sonra?”<br />

Aysun, söylemek üzere olduğu cümleden vazgeçip soruyu cevaplamak için düşünmeye<br />

başladı ve, “Biraz önceki sohbetimiz olmasıydı, Deniz’in söylediklerini duymamış olsaydım,<br />

size verecek hazır bir cevabım vardı ama şimdi tekrardan düşünmem lazım.” dedi. Aysun<br />

samimiyetinin istediği gibi anlaşılmadığını düşünüp söylediklerini yineledi. “Ciddi<br />

söylüyorum, gittiğim yol istediğim yere varmıyor, şimdi bir tek bunu biliyorum artık ve 10 yıl<br />

sonra nerde olmak istediğimi size söylemek için önce benim ne istediğimi bulmam lazım. Ben<br />

ne istiyorum? Bu önemli bir soru.” dedi.<br />

Can, “Asıl soru, mutluluk nedir?” diye düzeltti.<br />

Can’ın bu devlet kanalı sohbet programlarına yakışan anlamsız girişi, Aysun’un samimi<br />

açıklamasından sonra dinleyen üç kişiye de yavan gelmişti ama özellikle Duru, Can’ın<br />

söylediği şeyin kulağa geldiğinden daha derin bir anlamı olmasını beklerdi. Ne de olsa bu<br />

adamın diğerlerinden tek farkı zekasıydı, çünkü görüntüsünde elle tutulur bir durum yoktu Duru<br />

gibi bir kadın için. Can konuşmaya tekrar başladığında hepsi konunun nereye gidebileceğini<br />

düşünüyordu.<br />

Can, “İstediğin şey içinde bulunduğun koşullara, eksikliğini çektiğin şeylere göre sürekli<br />

değişebilir ama ‘senin için mutluluk nedir’, işte bunun cevabı aslında hücrelerine kodlanmış<br />

bir gerçektir. Bu nedenle de bu, cevabını herkesin bilmesi gereken, bir insan için en önemli<br />

soru!” dedi. Can asıl can alıcı yere gelecekti ki, Deniz gayriihtiyarî konuya girdi. “Aynı<br />

şeyden bahsediyoruz aslında, farklı bir bakış açısı ama aynı şey.”<br />

Can biliyordu aynı şeyden bahsettiklerini ama kendi farkını ortaya koyması gerekiyordu,<br />

kendini Deniz’den daha kapsamlı göstermeli, daha değecek bir şekilde ifade etmeliydi.<br />

Deniz’i alt etmek üzere tasarlanmış bu gecede, ne kadar aynı <strong>fi</strong>kirde olurlarsa olsunlar ona<br />

itiraz etmeliydi! “Çıkış noktamız aynı olabilir ama varacağımız yer aynı değil Deniz... Senin<br />

kendi potansiyelini keşfetme yolculuğunda acı var, yorgunluk, yalnızlık var gibi geldi bana.<br />

Ne pahasına olursa olsun kendi içindekini yaşamak var. Ya kendi içindeki şey o kadar da<br />

doyurucu değilse ve sen sadece henüz keşfetmedin diye içinde fısıltısını duyduğun şeyi<br />

gereğinden fazla önemsiyorsan, bunun diğer bir adı şizofrenidir. Kendi gerçekliğini yaratıp<br />

geri kalan her şeyi reddeden insanlardır şizofrenler. İyice kaybolmadan önce kendi kurallarını<br />

ne pahasına olursa olsun, fanatik bir şekilde korumaya çalışarak var olurlar. Etraftaki herkes,<br />

her şey, özellikle de içinde yaşadıkları sistem korkutucu gelir onlara, reddederler sistemi,<br />

toplumu. İçindeki potansiyeli bir savaşa hazırlanır gibi keşfetmeye çalışmak yerine içindeki<br />

mutluluğu keşfetmek çok daha sağlıklı.” dedi, bir an bekleyip devam etti. “İnsanın tehlikeli bir<br />

yaratık olmasının nedenleri var. Bu kadar tehlikeli bir yaratığa sınırlar konulması, otorite<br />

altına alınması bir ihtiyaç. Senin düşman bildiğin toplum bugün sevgiline sahip olmak isteyen<br />

birinin seni öldürüp Duru’yu sırtına attığı gibi kendi mağarasına taşımasını engelliyor... Uzun<br />

lafın kısası, potansiyel uygun ortamda ortaya çıkar, önemli olan mutluluğun kaynağına<br />

inebilmek. İşte o zaman uygun ortamı yaratırsın.” dedi aslında içinde yaşadıkları topluma<br />

lanet ederek. Kuralsızlık içinde yaşıyor olsaydı tereddüt etmeden Deniz’i sırtından bıçaklardı<br />

Duru için.<br />

Duru’nun her kelimeyi dikkatle dinlediğinden emin olup son sözlerini söyledi, “İşte Deniz,<br />

bu kadar farklı bir şeyden bahsediyoruz; sen içindeki fısıltıya takılmışsın, bense tamamen<br />

mutlu olmak için burdayım.”

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!