Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
gariptir ki kanalın sahibi olan bu adamla bir kez bile bir araya gelmemişlerdi. Saat sanki<br />
kolunda bir mühürdü ve neredeyse 6 olmuştu. Bu aptal röportajı bitirip daha önemli işlerine<br />
geçmeliydi. “Size daha fazla zaman ayıramam, son sorunuzu sorun ve gidin lütfen.” dedi<br />
Özge’ye.<br />
Özge, kanının bir anda yüzüne hücum ettiğini hissetti. Can Manay’ın kendisine bu kadar<br />
acımasız ve öfkeli yaklaşımı çok abartılıydı. Niye benim sadece işimi yapmaya çalıştığımı<br />
göremiyor, niye bu kadar yargılayıcı -hayır!- aslında aşağılayıcı diye düşündü. Kızmıştı. Bu<br />
adama gösterdiği bunca inceliğe, bunca kayırmaya rağmen adam her fırsatta onu aşağılamıştı.<br />
Özge’nin onca alttan almasını aptallık sanmıştı Can Manay! Asıl aptal olan kendisiydi. Özge<br />
kendi hayatını tamamen değiştireceğinden habersiz, sadece adama göründüğünden çok daha<br />
zeki, değerli biri olduğunu ispat etmek istercesine bir refleksle son sorusunu sordu. “Sizin<br />
tedavinizde ilaç kullanılmış mıydı?”<br />
Can kızın ne demek istediğini anlayamadı. Kaya da, Can da kıza dikkatlice baktılar. Kız,<br />
birkaç saniye bekleyip yaratmak istediği etkiyi yarattığından emin olduktan sonra, “Bundan 21<br />
yıl önce Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde üç yıl yattığınıza dair bir belge bulduk. O<br />
dönemde aldığınız tedavide kullanılan ilaçlar sizin temizlenmenizde yararlı olabildiler mi?”<br />
dedi. Özge’nin suratında istem dışı da olsa, küçük bir tebessüm belirdi ve yeşil gözleri<br />
parladı. Can’ın bir anlık sessizliği, Kaya’nın kafasını bilgisayardan kaldırıp ona<br />
odaklanmasına neden oldu. Daha önce asla Can’ın suratında görmediği bir ifadeye bakıyordu<br />
şimdi, bu ifade öylesine güçlüydü ki adını koymak kolay olmadı ve Kaya ilk aklına gelen<br />
kelimeyi düşündü, korku. Sadece birkaç saniye sürmesine rağmen Can’ın bakışlarında korku<br />
vardı. Kaya kızın sorusunu dinlememişti ama aklında 21 yıl önce bir akıl hastanesiyle ilgili<br />
bir şeyler kalmıştı. Kızdan soruyu tekrarlamasını istememek için zor tuttu kendisini.<br />
Özge sorusunun yarattığı etkiyi gözlerini kırpmadan Can Manay’ın suratında izledi. Birkaç<br />
saniye sürmüş olsa da adam sarsılmıştı. Can Manay’ın sakince ayağa kalkıp gerinmesi,<br />
ardından esnemesi ve de halusinatif sorularla kaybedecek vakti olmadığını söyleyip odadan<br />
çıkması sanki bir saniye sürmüştü. Can Manay’ın ardından şaşkınlıkla bakakalan Özge,<br />
Kaya’nın da aynı şaşkınlıkla oturduğu yerden kapıya baktığını görünce rahatladı. Odadaki<br />
şaşkın sessizlik Kaya’nın titreyen telefonuna cevap vermesiyle bozuldu. Kaya telefondaki<br />
kişiyle hiç konuşmadı, sadece dinledi ve kapattı. Özge’ye konuşurken saygılı ve mesafeliydi.<br />
“Eşyalarınızı toplayıp gidebilirsiniz artık... Lütfen. Programa hazırlanmamız gerekiyor.” dedi.<br />
Özge hemen yerinden kalktı, artık burada istenmeyen biri olduğunun çok farkında ama<br />
sakin, eşyalarını toplamaya başladı. En azından Can Manay’ın artık kendi zekasıyla ilgili<br />
şüphe duymayacağını düşünerek rahatlamaya çalıştı. Masanın üzerindeki kayıt cihazını almak<br />
için masaya döndüğünde, cihazı göremedi. Odanın diğer köşesinde, kapının yanında duran<br />
Kaya elindeki cihazı ceketinin iç cebine koyarken, “Bunu biz deşifre edip size göndereceğiz<br />
Özge Hanım.” diye açıkladı.<br />
Özge inanamayarak kaşlarını kaldırdı, tam konuşacaktı ki açılan kapıdan iki güvenlik<br />
görevlisi, kendisine çıkışa kadar refakat etmek için kibarca içeri girdi. Özge odadan çıkarken<br />
sakince Kaya’ya, “Kaya Bey, kayıt cihazını göndermezseniz röportajı bu haftaya<br />
yetiştiremeyiz, en geç yarın akşama kadar elimizde olmalı.” diye açıkladı.<br />
Kaya tamam anlamında başını sallarken, “Merak etmeyin, ben söz veriyorum ki yarın öğlen<br />
sizde olacak. Can biraz gergindi bugün, siz kusura bakmayın.” dedi ve merakına yenilip, “Son