23.04.2017 Views

akilah-azra-kohen-fi

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

- 26 -<br />

Elinde James Bond çantası ve büyük bir zarfla, takım elbiseli adamın Özge’nin kapısında<br />

belirmesi arabada geçen olaydan yaklaşık 12 saat sonra olmuştu. Özge kendisine, Sadık Murat<br />

Kolhan tarafından yapılan tekli<strong>fi</strong> bu kısa boylu adamdan dinlediğinde şaşırmıştı ama belli<br />

etmedi.<br />

Murat Kolhan, dergi için gerekli olan 50 binin çanta içinde, anlaşma dosyalarını da zarfta<br />

göndermiş, anlaşmayı yapması için de kendi özel noterini görevlendirmişti. Özge kapısına<br />

gönderilen noter huzurunda parayı teslim alıp gerekli kağıtları imzalamış ve anlaşmanın<br />

detaylarını tartışmıştı. Sadık Murat Kolhan, dergi başarıya giderse %70’ine sahip olmayı<br />

teklif etmiş, Özge kendisine gönderilen ve noterliğinin yanında aynı zamanda Sadık Murat<br />

Kolhan’ın vekili olan takım elbiseli adamla pazarlığını yapıp hisseyi %50’ye %50 eşit<br />

şekilde paylaşmayı kabul ettirmişti. Tüm işlemler tamamlanıp kağıtlar imzalandığında<br />

Özge’nin üzerinde pijaması vardı, saat sabah 8’a geliyordu.<br />

- 27 -<br />

Kulaklığından içine akan müzik başladığında, ahşap sahnenin tam ortasında duran Duru,<br />

gözlerini kapadı ve dansına başladı. Daha önce kafasında canlandırmadığı, tamamen özgün bir<br />

koreogra<strong>fi</strong>yle kendini müziğe bıraktı.<br />

Önce bir topa dönüşmüşçesine yerde kendi içine kapandı, sahnenin ortasında istiridye<br />

içindeki bir inci gibiydi şimdi. Kilitlenen kasları müziğin ritmiyle kademeli olarak, robotik<br />

hareketlerle açılmaya başladı. Önce vücudunu saran kolları, sonra karnının içine sakladığı<br />

başı çıktı ortaya, bacakları kilitlendikleri pozisyondan uzanmaya başladığında yumurtadan<br />

çıkan ince, uzun bir insansı yaratığa benzemeye başlamıştı Duru. Ritimle savaşır gibi her<br />

hareketinde bir önceki halinden bir gıdım daha açılan vücudu, müziğin ritmiyle yükselip<br />

insansı haline geri döndüğünde yaylılar tüm ihtişamıyla Duruyla birlikte yükseldiler. Sahnenin<br />

ortasında, ilk defa hissettiği kanatlarını iki yana açmış bir kelebek gibiydi şimdi. Bulunduğu<br />

yerden Duru’nun koreogra<strong>fi</strong>sini yeni uyanmış gözlerle izleyen Göksel’se Duru’nun bu halinin,<br />

çarmıha gerilmiş asılı duran İsa <strong>fi</strong>gürüne benzediğini düşündü. Salona birilerinin girdiğini<br />

uykusunda fark etmişti ama yattığı yerden kalkıp Duru’yu görmesi, dış seslerin aniden kesilip<br />

salonun yeniden sessizliğe gömülmesiyle olmuştu. Göksel yavaş hareketlerle sessizliğe<br />

uyanınca insanların aniden nereye gittiklerini, daha da önemlisi, bu saatte hiçbir program<br />

konulmamışken kimin salona girdiğini kontrol etmek için kafasını koltukların arasında<br />

kaldırmış ve sahnenin ortasında topa dönüşmüş Duru’yu kulağında kulaklıkla görünce<br />

izlemeye başlamıştı.<br />

Göksel, salonun en arka köşesindeki koltukların arasında yerde uyumaya iki sene önce<br />

başlamıştı. Kimse fark etmeden haftada en az iki, o köşede stüdyodan getirdiği yumuşak<br />

malzemenin üstünde uyuyordu. Bunu yaparken salonun ertesi günkü programını daima kontrol<br />

ederdi. Daha önce bir kere hademe tarafından yakalanmıştı ama adam o gün başka bir<br />

nedenden dolayı işten çıkartılınca, bu durum işten çıkartılan hademeyle aralarında sır olarak<br />

kalmıştı. Kendi şansızlığı içinde tuhaf bir şansı vardı Göksel’in. Sahnede İsa gibi asılı duran<br />

Duru’yu, hangi müzikte dans ettiğini merak ederek izlemeye başladığında, Duru üç saniye

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!