23.04.2017 Views

akilah-azra-kohen-fi

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

sahneye baktı yine, Duru şimdi korku verecek hızda dönüyordu. Uzun örgülü saçı bir halat, bir<br />

kamçı gibi Duru’nun dönen vücudunu takip ediyordu. Hayvansı adam bu dönüşün dışında<br />

kalmıştı ve hızla dönen Duru’nun etrafında avının yavaşlamasını bekleyen bir avcı gibi<br />

dolanıyordu ve işte o an Can’ı gerçekten hayrete düşürecek bir şey oldu. Adam Duru’nun<br />

hortum hızındaki dönüşüne önce kolunu, sonra vücudunu dahil ederek bir kağıt gibi katıldı,<br />

izleyicilerden yükselen hayret sesi bir an atmosferde yayıldı ve sonra yine sessizlik hakim<br />

oldu. Duru bu hayvanın kollarında hızla dönerken Can yine ayağa kalkmamak için kendini<br />

zorla tutmaması gerektiğini, bunun basit bir gösteri olduğunu, başka hiçbir anlamı olmadığını,<br />

bu hayvansı adamın muhtemelen salak bir gay dansçı falan olduğunu kendine söyleyip durdu.<br />

Hissettiği kıskançlık öldürücü olabilirdi.<br />

Dansçıların dönüşü bir girdabın dansından suyun akışı gibi yavaşladığında izleyenler ancak<br />

anlayabildiler Duru ve Göksel’in vücutlarının nasıl bir pozisyonda olduğunu. Göksel, Duru’yu<br />

arkasından kavramış, bir elini beline koyarken diğer elini uzun bir halata benzeyen saçına<br />

dolanmıştı. Dönüşleri tamamlandığında asıl dönenin aslında Göksel olduğu ve Duru’yu<br />

kavrayıp yerden sadece birkaç santim yukarıda tuttuğu görülüyordu ama o girdaba nasıl<br />

girdiği ve girdabı nasıl ele geçirip ehlîleştirdiği izlenmeye değer bir dans mucizesiydi.<br />

Dansın sonunda müzik dindi, ışıklar eriyip söndü ve iki dansçı sahneye düştüklerinin tam tersi<br />

bir efektle sessizce yok oldular. Can Manay başka dans olmaması için dua ettiğini fark<br />

ettiğinde kendine geldi, Duru’yu herhangi birine, böylesine yakın bir temas içinde, bu kadar<br />

uzun seyretmeye dayanamazdı. Bu bir işkenceydi... Her şeye rağmen gelmişti buraya, fırsatını<br />

bulduğunda binlerce kez özür dileyecekti Duru’dan ama izlediği bu gösteriden sonra içinde<br />

hissettiği kızgınlık, kendine olan öfkesini geçmişti. Böylesi bir işkence beklemiyordu.<br />

Deniz nasıl yapıyordu?! Bu gösteri onun organizasyonuydu, bu dansı daha önce biliyor<br />

olmalıydı, nasıl olur da böyle bir şeye seyirci kalırdı, onaylardı! Deniz tam bir salaktı!!<br />

Duru’yu kaybetmeyi hak eden bir salak!<br />

- 3 -<br />

Işıkların kararmasıyla birlikte, görünmezliğin rahatlığı içinde Göksel, Duru’nun saçını tek<br />

bir hamlede bıraktı ve göğüs kafesiyle Duru’nun terli vücudunu kendisininkinden yavaşça<br />

ittirip daha Duru ona dönmeye fırsat bulmadan sahne arkasına fırladı. Fırlayışı koşar<br />

adımlarla değildi ama attığı büyük ve ritmik adımlar Göksel’in yürüyüşünün fırlama gibi<br />

durmasına neden olmuştu. Göksel sahne arkasına attığı her adımda Ada’nın orada bir yerde<br />

kendisini beklediğini hayal etti. Duru’yla danslarını seyretmiş ve şimdi Duru’ya haddini<br />

bildirdiği için kendisini onaylamak üzere orada bir yerlerde bekliyor olduğunu umut etti ama<br />

perdelerin orada yoktu. Belki buradaydı ve müziğin bitmesiyle Duru’yla çakışmamak için<br />

arkaya geçmişti. Göksel, gözleri Ada’nın varlığını arayarak sahne arkasına geçti. İşte nihayet<br />

oradaydı! Biriyle konuşuyordu, konuştuğu adamı kolundan tutup durdurana kadar Ada’nın<br />

kimle konuştuğunu anlamamıştı Göksel ama o kol Deniz’e aitti. Deniz’in durması,<br />

gülümsemesi, Ada’ya bir şeyler fısıldaması! Saçını okşaması!! Onu alnından öpmesi!!!!<br />

Göksel donmuştu, sahne arkasının girişinde donup kalmış ve etrafındakilerin varlığından<br />

tamamen kopuk o anın anlamını algılamak için kendi içinde kaybolmuştu. Suratına yediği sert<br />

tokada kadar donuk kaldı.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!