23.04.2017 Views

akilah-azra-kohen-fi

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

durduğu köşeden hâlâ kendisine bakmakta olduğunu düşünerek dans etti, o köşeye hiç<br />

bakmadan hayatında ilk defa dans eden biri için umursamazca ve doğallıkla dansına devam<br />

etti.<br />

- 9 -<br />

Deniz yorgun gözlerle saatine bakıp gecenin son müziğinin çalması için zamanın geldiğini<br />

kontrol ettiğinde, müziği duyabilen herkes dans ediyordu artık, Can Manay haricinde. Uzaktan<br />

selamlaştılar.<br />

Deniz, müziğin yükselen ritmine rağmen Göksel’in kendi kendine sallanan Ada’ya,<br />

çevikliğinden arınmış bir şekilde sakince yaklaştığını gördüğünde rahatladı. İzlenmeye değer<br />

bir şey diye düşünerek dikkatle baktı bu iki genç insana. Ada kendi kendine iki yana<br />

sallanırken Göksel ürkek denilebilecek sakinlikte, kızın etrafında ona gereğinden fazla<br />

yaklaştığını düşündüğü herkesi uzaklaştıran enerjisiyle meydan okuyarak bir kez dolandı ama<br />

Ada bu dolanışı fark etmedi bile, galiba gözleri kapalıydı. Göksel oluşturduğu bu boşluğun<br />

ortasında çok değerli bir şey varmış gibi Ada’yı izlemeye başladı, dakikalar sonra Ada<br />

aniden sallanmayı bırakıp önce etrafındaki boşluğu, sonra arkasında kendisini izleyen<br />

Göksel’i fark ettiğinde Deniz izlediği şeyin özelliğini anladı. Ada’nın tuhaf hareketi, Deniz’in<br />

kafasında mazide bir saçmalık olarak kalmıştı bile. Ada kendisine bakan Göksel’i görünce<br />

gözlerini yine kapadı, sallanmaya devam etti. Göksel’in orada öylece durup kendisini sonsuza<br />

kadar seyredebileceğini biliyordu, kafasından Deniz’i atabilmek için bundan daha fazlasına<br />

ihtiyacı vardı. Gözleri kapalı sallanırken çok küçük bir hareketle sadece kollarını Göksel’e<br />

doğru uzatması yeterli olacaktı.<br />

Göksel, Ada’nın kendisine doğru uzanan kollarının davetine katılırken hiç tereddüt etmedi.<br />

Kaslı kolları ve çıplak vücuduyla Ada’yı kollarının arasına alırken, etrafta ikisini izleyen<br />

kalabalık bu büyülü boğaadamla, muhteşem müzik yapan çirkin kızın birbirleri için yaratılmış<br />

olduklarını düşündüler.<br />

- 10 -<br />

Uyumak imkansızdı. Deniz’in iğrençliği, içinde tamamen nefrete dönüşmüştü ama uyumasını<br />

engelleyen o değildi. Attığı onca tokattan, ettiği onca hakaretten sonra Can Manay’ın son<br />

bakışı çıkmıyordu aklından. Siyah gözlerini kırpmadan anlayışla bakmıştı yüzüne. O gözler bir<br />

şeylerin anahtarıydı, güzel olduklarından ya da çok anlamlı olduklarından değil,<br />

derinliklerinde kaybolacak kadar korku verdiklerinden bakılasıydılar. Cesaret eden, bekleyen,<br />

dingin, savaşçı gözler bir an da olsa Duru’nun sorgulayan, merak eden, hırçın gözleriyle<br />

karşılaşmış ve Duru’ya geri kalan her şeyi önemsiz kılacak duygular yüklemişlerdi. Can<br />

Manay’ın şimdi, gecenin bu saatinde bile, yan evde uyumadan kendisini beklediğini biliyordu.<br />

Şu an yataktan kalksa ve kapısına gitse, sorgulamadan içeri alırdı onu. Bu düşünce önce bir<br />

olasılık gibi yayıldı beyninde, sonra bir güdüye dönüştü bedeninde. Duru yataktan kalkarken,<br />

kendini test eden bir kobay gibi hissetti. Kendi deneyinde, denekti. Yavaşça merdivenlerden<br />

indi, salonda, açık televizyon karşısında iki büklüm kıvrılmış uyuyan Deniz’e baktı. Koltukta<br />

kıvrılmış haline hissettiği anlık acımanın yerini, kendisine ihanet eden birine bakıyor<br />

olduğunu düşünür düşünmez öfke aldı. Kendisiyle konuşmaya çalışmamıştı bile, yukarıya

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!