Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
organlarımız, sindirim sistemimiz, aynı dozajda kan pompalayan kalbimiz varmışçasına, tek<br />
bir ilacı tüm insanlığa uygun görmesi yetmezmiş gibi, aptal şekilleri benzetme tarzından insan<br />
ruhunu beş ya da yedi tipe ayırması içler acısıydı.<br />
Farklıysanız her anlamda mahvolmuştunuz! İlaçlar sizde diğerlerinde çalıştıkları gibi<br />
çalışmaz, insanlar sizi koyabilecek kategori bulamayınca varlığınızdan rahatsız olurlardı.<br />
Sanki toplum varoluşunuzun değerini biçmek için vardı. Her şeyin üretim kolaylığı yaratmak<br />
üzere fabrikalaşma sistemine uydurulmak istendiği bu dünyada, tek gerçek tüketimdi. Birbirini<br />
sürekli yargılayan milyarlarca insan virüsü! Tüketmek için bir aradaydık. Her anlamda<br />
tüketen, tüketmek için üreten, tükenmek için doğan, doğuran yaratıklar olarak kendi<br />
aptallığımızın kombinasyonlarında kaybolmuştuk diye düşündü Bilge.<br />
Neyse ki bu aptal test ona Can Manay’ın asistanlığına giden yolu açmıştı. Can Manay’ın<br />
yeni asistanı Bilge Görgün. Programının son bölümünden sonra yapılacak partinin<br />
hazırlıklarında, Zeynep Hanım’a yardım için stüdyoya doğru yola koyulmuşken, insanlığın bu<br />
kadar aptal olmasına şükretti. Testin cevaplarını içinden geldiği şekilde değil, bilgiyle<br />
eğitilmiş beyninin mantığıyla seçmişti. Var olma savaşı vermeden içinde uykuya dalmış<br />
karakterlerin sessizliğinde, beynindeki bilgiyi kullanarak yaşamak kolaydı. Kendi<br />
bilinçaltındaki bu uyanışa yaklaştığından habersiz, sakin, Can Manay’ın stüdyosuna doğru<br />
giderken içini çok nadir hissettiği bir duygu kapladı, umut.<br />
Bu parti, sanki programa katılan izleyiciler için de tasarlanmış gibi gözükse de, aslında<br />
sadece önemli ve ünlü kişilere yer verilecekti. O yayın dönemi içinde programa katılan her<br />
ünlü davetliydi bu partiye. Organizasyonu üstelenen şirketin sahibi Suna Hanım, ülkedeki<br />
hemen hemen herkesin tanıdığı iyi ve büyük bir üne sahipti. Devlet başkanının oğullarının<br />
düğününden tut, mükemmel olması gereken tüm organizasyonlar en fahiş <strong>fi</strong>yatlara bu kişi<br />
tarafından yapılırdı. Bilge adını duyduğu ve gazetelerden tanıdığı bu kadınla asistanlık<br />
hayatının ilk gününde tanışacağı için heyecanlanmıştı. Oraya gidecek, sessiz bir şekilde<br />
kimseyi rahatsız etmeden, sadece kendisinden bekleneni en iyi şekilde yapmaya çalışarak, bu<br />
muhteşem organizasyonun bir parçası olmayı başaracağını düşünürken, hiçbir şey düşündüğü<br />
gibi olmayacaktı. Bugün Bilge’nin içindeki uyanışın ilk günü olacaktı.<br />
- 35 -<br />
Can’ın çocuksu bakışları Ali’nin hınzır gülümsemesiyle buluştuğunda Can kahkahayı bastı.<br />
İçtenlikle, sanki çok yakın bir dostuyla konuşur gibi, “Bu ne oğlum ya! Nerdeyiz biz?!” dedi.<br />
Ali sadece gülümsemesini genişleterek sessizlikle cevap verdi Can’a.<br />
Geçtikleri köhne heladan sonra vardıkları avlu bir seraydı. Üstü camla kaplanmış ve içerisi<br />
bitkilerle, meyve ağaçlarıyla dolu, ağaçlarda yaşayan rengarenk kuşların bulunduğu tropikal<br />
bir sera. Can, seranın ne kadar özenli, temiz ve profesyonelce dizayn edildiğine bakarken, Ali<br />
yanlarındaki elma ağacından bir elma kopartıp ısırdı ve Can’a, “Burda her şey organik.” dedi.<br />
Organik morganik, Can bulundukları yerin büyüklüğünü anlamaya çalışarak seranın cam<br />
tavanına baktı, böyle bir bakışla tahmin edilemeyecek kadar büyük gözüküyordu. Yanlarına<br />
uzun bacaklı, kalın dudaklı, kırmızı elbisesine rağmen periye benzeyen bir kız geldi.<br />
Tereddütsüz Can Manay’ın ayakkabılarını çıkarmak üzere eğildi, Ali bir hamlede çıkardığı<br />
ayakkabılarıyla Can’a örnek oldu. Can kızın ayakkabılarını çıkarmasına izin verdikten sonra,