22.04.2015 Views

3_ bildiri özetleri BASKI

3_ bildiri özetleri BASKI

3_ bildiri özetleri BASKI

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

24. Ulusal Eğim Bilimleri Kongresi / 16-18 Nisan 2015 / Niğde<br />

Türk Milli Eğitim Sistemi’nin Genel Yapısı ve Örgüt Yapısında Yapılan<br />

Değişiklikler, Sorunlar ve Çözüm Önerileri<br />

Murat Gürkan Gülcan, Kübra Yenel<br />

Gazi Üniversitesi, Gazi Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Bölümü, Eğitim Yönetimi, Teftişi, Planlaması ve<br />

Ekonomisi Ana Bilim Dalı, Ankara<br />

Çalışma, Türk Milli Eğitim Sistemi’nin genel yapısını, örgüt yapısını ve son yıllarda her iki yapıda da yapılan<br />

yenilikleri ve değişiklikleri incelemek ve onlara yöneltilen eleştirileri tartışmak amacıyla hazırlanmıştır. Çalışmada,<br />

son yıllarda eğitimde köklü değişikliklere neden olan 6287 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda<br />

Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’a, Genel Liselerin Anadolu Liselerine Dönüştürülmesine Yönelik Genelge’ye,<br />

Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’nde yapılan değişikliklere, son beş yılın okullaşma oranlarına ve Milli Eğitim<br />

Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’ye yer verilmiştir. Bu kanun, kararname<br />

ve genelgelerin maddeleri özetlenerek, değişimlerin yol açtığı bazı sorunlara değinilmiş ve çeşitli kurum, kuruluş<br />

ve sendikalar tarafından yöneltilen eleştiriler tartışılmıştır. Türk Milli Eğitim Sistemi’nin genel yapısında son birkaç<br />

yılda yapılan yenilikler ve değişiklikler toplumun her kesiminde yankı uyandırmıştır. Bu yeniliklerin en köklüsü<br />

ve çok kapsamlısı olan 6287 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair<br />

Kanun, akademik dünyadan, bilim dünyasından, sendikalardan, kurum ve kuruluşlardan, öğrenci velilerinden<br />

ve bu değişikliklerden doğrudan etkilenen öğrencilerden büyük tepki almıştır. Avrupa ülkelerinin çok gerisinde<br />

kaldığımız okullaşma oranlarını artırmak için büyük önem taşıyan bir adım olarak nitelendirilmesinden dolayı,<br />

kanunun genel anlamda olumlu eleştiri alan tek maddesi zorunlu eğitimin sekiz yıldan on iki yıla çıkarılması<br />

olmuştur. Kanunun yayımlandığı 2012 yılından sonraki okullaşma oranlarına bakıldığında zorunlu eğitim<br />

yılının artırılmasının okullaşma oranlarına olumlu etkisi net bir şekilde görülmektedir. Ancak ortaöğretimin<br />

zorunlu hale getirilmesi bazı altyapı yetersizliklerinden dolayı sorunlara neden olmuştur. Ortaöğretimde eğitim<br />

gören öğrenci sayısı bir anda artmış ve mevcut okulların yetersiz kalmasına sebep olmuştur. Zorunlu eğitimdeki<br />

değişikliğin yanı sıra okula başlama yaşının düşürülmesi de en çok tartışılan maddelerden olmuştur. Altmış aya<br />

düşürülen ilkokula başlama yaşının, çocukların gelişim dönemleri düşünüldüğünde uygun bir dönem olmadığı<br />

gerekçesiyle gerek TBMM üyeleri gerekse kimi sendikalarca Anayasa Mahkemesi’ne davalar açılmış ve kanun<br />

maddesinin iptali istenmiştir, ancak konu ile ilgili ret kararı çıkmıştır. Kademeli eğitime geçilmesi iki büyük<br />

problemi de beraberinde getirmiştir. Bunların birincisi, fiziki olarak ayrışması gereken ilkokul ve ortaokulların<br />

yetersizlik nedeniyle kısa bir sürede böyle bir ayrıma gidememesi, beraberinde de okul yöneticisi yani okul<br />

müdürü ikilemini beraberinde getirmesi olmuştur. İkincisi ise ilkokulun beş yıldan dört yıla düşürülmesiyle<br />

norm fazlası durumuna düşen sınıf öğretmenleri olmuştur. Bu öğretmenlerin kimine rotasyon sağlanmış kimi ise<br />

branş öğretmenliğine geçmiştir. Diğer bir kanun maddesi olan okul öncesi eğitimde yaşın düşürülerek yüzde yüz<br />

okullaşmanın hedeflenmesi ise kanun maddesinin uygulandığı iki eğitim-öğretim yılında da sağlanamamıştır. Bu<br />

hedefin gerçekleştirilebilmesi için okul öncesi eğitimin de zorunlu eğitim kapsamına alınması gerekliliği, Avrupa<br />

ülkelerinde okul öncesi eğitimin zorunlu olması ve okullaşma oranlarının oldukça yüksek olması durumu temel<br />

alınarak oldukça eleştirilmiştir. Türk Milli Eğitim Sistemi’nin genel yapısının değiştirilmesinde büyük rol oynayan<br />

diğer bir değişiklik ise genel liselerin Anadolu liselerine kademeli bir şekilde dönüştürülmesi olmuştur. Gerekli<br />

altyapı sağlanmadan böyle bir dönüşümün içerisine girilmesi, birçok ortaöğretim öğrencisinin beklenmedik bir<br />

durumla karşı karşıya kalmasına, istedikleri okullara yerleşememelerine ve zorunlu olarak mesleki, teknik veya<br />

imam-hatip liselerine kayıt yaptırmalarına neden olmuştur. Hem zorunlu kapsama alınması hem de dönüştürme<br />

sürecine yaklaşık bir zaman diliminde girilmesi, ortaöğretim kurumlarında bir düzensizlik yaşanmasına neden<br />

olmuştur. Okul sayıları yetersiz gelmiş ve bu sorun açık öğretim liseleri ile çözülmeye çalışılmıştır. Bu okulların<br />

hiçbirine giremeyen öğrencilerin kayıtları açık öğretim liselerine yapılmıştır. Zorunlu eğitim kapsamına alınması<br />

ile okullaşma oranlarında daha büyük bir artış beklenirken, beklenen artış sağlanamamıştır. 2013 yılında yapılan<br />

diğer değişiklikler olan ders saatlerinin artırılması, seçmeli ders sayısının artırılması, devamsızlık günleri ve<br />

ders sürelerinde değişikliğe gidilmesi hala tartışmaları süren konulardandır. Henüz yeni bir düzenleme olması<br />

nedeniyle güvenilir dönüt sağlanamamıştır. Milli eğitimin genel yapısında yapılan değişikliklerin yanı sıra örgüt<br />

yapısında da birçok değişiklik meydana gelmiştir. 652 sayılı kararname ile birçok isim değişikliğine gidilmiş, Milli<br />

175

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!