31.05.2018 Views

4. Uluslararası Beyaz Et Kongresi

Bildiriler Kitabı

Bildiriler Kitabı

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Koruma ve Kontrol<br />

Geçmişte, koksidiyanın eradike edilmesinin gerçekçi olmadığı ve sadece hijyenik önlemlerin<br />

enfeksiyonları önleyemediği anlaşıldı. Bununla birlikte, bir koksidiyoz vakası ortaya<br />

çıkarsa, içme suyu ile tedavinin en kısa zamanda başlaması gerekir. En sık kullanılan ilaçlar<br />

sülfonamidler, amproliyum ve toltrazurildir. Günümüzde, koksidiyozun önlenmesi ve kontrolü,<br />

hijyenik tedbirler ve geliştirilmiş çiftlik yönetimi ile birlikte kemoterapiye, antikoksidiyal ilaç<br />

ve/veya aşı kullanımına dayanmaktadır.<br />

Antikoksidiyal İlaçlar<br />

SHIRLEY ve CHAPMAN’a (2005) göre, koksidiyozun kontrolü üzerinde en fazla etkiye sahip<br />

olan en önemli çalışma, DELAPLANE ve ark. (1947)’nın, yemdeki düşük konsantrasyonlu<br />

sülfokinoksalin uygulamasının hastalığı etkili bir şekilde kontrol ettiğini gösteren çalışmasıdır.<br />

1950’lerde broyler endüstrisinin hızla gelişmesi, antikoksidiyal ilaçların acilen bulunabilmesini<br />

gerektiriyordu. Bu kısa süre sonra birçok şirket tarafından, koksidiyoz kontrolünde etkili olan<br />

amprolium, clopidol decoquinate, halofuginone gibi bir dizi kimyasal ürün üretmek için<br />

yoğun faaliyetlere girilmesine yol açtı.<br />

Monensin’in, monensin, lasalosid, salinomisin, narasin ve maduramisin gibi ilk polyeter<br />

iyonofor olarak tanıtılması ile koksidiyoz kontrolünde 1970’lerde büyük bir gelişme meydana<br />

geldi. İyonoforların tanıtılması, koksidiyozu kontrol etme becerilerini değiştirdi - bu bugüne<br />

kadar süregelen bir etkiye neden oldu. İyonofor koksidiostatların etkililiği, istilacı parazitlerin<br />

çoğunu öldürdükleri halde, bir dereceye kadar konakçı bağışıklığının gelişmesini sağlayan<br />

küçük bir koksidia kaçağına izin vermelerinden kaynaklanmaktadır. İyonoforlara direnç çok<br />

yavaş gelişir ve artan tolerans düzeyine eğilim daha fazladır. CHAPMAN ve HACKER (1994)<br />

ve ayrıca MATHIS (1999), farklı iyonoforların birkaç Eimeria türü için çok azdan zayıfa doğru<br />

bir etkiye sahip olduğunu gözlemlemişlerdir. Ayrıca, sentetik bir bileşik ve iyonofor (nikarbazin<br />

/ narasin (Maxiban®)) veya iki sentetik bileşik (metiklorpindol / metilbenzokuate (Lerbek®))<br />

içeren bazı karışık ürünler de koksidiyoza karşı kullanılır.<br />

Çapraz direnç ve antikoksidiyal ilaçlara karşı çoklu direnç de kaydedilmiştir. Çapraz dirençli<br />

suşlar benzer etki şekillerini paylaşan bileşiklere karşı da direnç gösterirler. Öte yandan, çoklu<br />

dirençli suşlar, farklı etki şekline sahip bileşiklere direnç gelişmesi demektir (CHAPMAN,<br />

1993).<br />

Son yıllarda birkaç yeni ilaç piyasaya sürülmüştür. <strong>Et</strong>ki şekilleri, parazitlerin öldürdükleri veya<br />

tuttukları yöntemler, ve ilacın kanatlıların büyümesi ve performansı üzerindeki etkileri açısından<br />

koksidiyoz kontrolü için kullanılan her türlü ilaç eşsizdir. Çok az sayıda ilaç, tüm Eimeria<br />

türlerine eşit derecede tesir edebilir (MCDOUGALD, 2013).<br />

1970’lerden beri, koksidiostatlar günümüzde 1831/2003/EC (EC, 2003) sayılı Yönetmelik<br />

ile değiştirilen Yem Katkıları Yönetmeliği No. 524/70/EEC (EEC, 1970, 2004) kapsamında<br />

düzenlenmiştir. Ticari broyler ve hindi yemlerinde rutin olarak bulunmaları gerekli olduğu için,<br />

veteriner reçeteli statüsüne tabi olmamışlardır.<br />

Antikoksidiyal ajanların etkinliği ilaç direnci ile azalabilir ve yönetim programları bu gelişmeyi<br />

önlemek üzere tasarlanmıştır, bu da bağırsak sağlığının daha iyi olmasını ve yemlerin kanatlılar<br />

320

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!