31.05.2018 Views

4. Uluslararası Beyaz Et Kongresi

Bildiriler Kitabı

Bildiriler Kitabı

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Pankreatik hücrelerde, insülin sentezi ve salınımı için glukoz birincil fizyolojik uyarıcıdır.<br />

Karaciğerde glukoz, insülin varlığında glukoz taşıyıcılarını kodlayan genlerin ekpresyonunu,<br />

glikolitik ve lipojenik enzimleri L tipi piruvat kinaz (L-PK), asetil-CoA karboksilaz (ACC)<br />

ve yağ asidi sentezini indükler; fosfoenolpiruvat karboksikinaz geni gibi glukoneojenik yolun<br />

genlerini baskılar. İnsülin ve glukagon uzun zamandır gen ekspresyonunun düzenlenmesinde<br />

kritik olarak bilinmesine rağmen; yakın geçmişte glikozun transkripsiyonel düzenlemede<br />

de önemli bir rol oynadığı keşfedilmiştir (20). Diğer yandan yemlerle alınan yağların enerji<br />

kaynağı olarak kullanılmaları ve membran lipit kompozisyonlarına olan etkileri dışında, gen<br />

ekspresyonu üzerinde metabolizmada değişikliklere ve hücre farklılaşmasına yol açan temel<br />

etkileri de bulunmaktadır. Vücuda alınan yağın çeşidi ve miktarı gen ekspresyonu üzerinde etkili<br />

olabilmektedir. Ayrıca bazı transkripsiyon faktörlerinin düzenlenmesinde yağ asitleri görev<br />

almaktadır (21). A vitamini PEPCK (fosfoenol piruvat kinaz) ve IGF (insülin benzeri büyüme<br />

faktörü)’nin, Biyotin çeşitli temel proteinlerin (enzimlerin) gen seviyesinde sentezine ve C<br />

Vitamini hepatik gen ekspresyonuna dahil olmaktadır (22). İpçak ve Alçiçek (2015), etlik piliç<br />

(Ross-308) karma yemlerine 150 mg/kg capsicum oleoresin, carvacrol, cinnemaldeyde<br />

veya karışımlarının ilavesinin IGF1 (Insulin Like Growht Factor-1) geninin Mrna ekspresyon<br />

seviyesini araştırdıkları çalışmalarında, kullanılan katkı maddelerine karşılık IGF1 geninin ∆∆Ct<br />

değerlerinde herhangi bir değişiklik olmadığını gözlemlemişlerdir (23). Kim et al. (2013), etlik<br />

piliçlerin karma yemine carvacrol (5 mg/kg), cinnamaldehyde (3 mg/kg) ve capsicum oleoresin<br />

(2 mg/kg) ilavesinin, ince barsak dokusundaki genlerin ekspresyon düzeyini mikroarray analizi<br />

ile incelemişlerdir. Çalışmalarının sonunda, carvacrol ilaveli gruptaki 72 genden 26’sının arttığı,<br />

48’inin azaldığı, cinnamaldeyde ilaveli gruptaki 62 genden 31’inin arttığı ve 31’inin azaldığını<br />

ortaya koymuşlar; en fazla değişim gözlenen capsicum oleoresin ilaveli grupta ise 156 gende artma<br />

98 gende azalma olduğunu bildirmişlerdir. Mikroarray analizi sonucunda ekspresyonu fazla olan<br />

genlerin qRT-PCR ile doğrulaması yapılmış, özellikle capsicum oleoresin lipit metabolizması<br />

ve kanser ile ilişkili genlerin ekspresyonunu değiştirdiğini saptamışlardır (24). Lin et al. (2013),<br />

karma yeme farklı dozlarda (0, 0.8, 0.9 ve 2.7 g/kg) bazı Mg kaynaklarının (MgO, MgAsp,<br />

MgdiAsp) ilavesinin erkek etlik piliçlerde katalaz (catalase) enzimi üzerine etkisini mRNA<br />

düzeyinde inceledikleri çalışmaların sonunda, Mg’un artan dozla birlikte katalaz (Cat) mRNA<br />

ekspresyonunun arttığını ifade etmişlerdir (25). Sevane et al. (2014), etlik piliçlerin (Cobb 500)<br />

karma yemine ilave edilen bitkilerde karbonhidrat deposu olarak kullanılan bir fruktan olan<br />

inülinin (5 g/kg) karaciğerdeki etkisini gen ekspresyonu düzeyinde inceledikleri çalışmalarının<br />

sonunda, burada bulunan 148 genden 104’ünün ekspresyon düzeyinin artmış, 44’ünün ise<br />

azalmış olduğunu bildirmişlerdir (26). Bu çalışmalardan elde edilen ekspresyon verileri, kanatlı<br />

hayvan sektöründe performansın arttırılması ve enfeksiyon hastalıklarında hastalık kontrolü için<br />

ilaç kullanmaksızın etkili stratejiler geliştirilmesi için yeni yollar önermektedir (4).<br />

Sonuç<br />

Kanatlı hayvanların beslenmesi araştırmalarında, büyük ölçekte mRNA’nın analizine olanak<br />

sağlayan mikroarray teknolojileri ile son yıllarda geliştirilen yüksek çıktılı yeni kuşak DNA<br />

tarama (NGS) teknolojileri sayesinde transkriptomik veri setleri elde edilmeye başlanmıştır.<br />

Elde edilen bu veri setleri bizlere rasyonda yer alan besin maddelerinin hayvanlardaki biyolojik<br />

sistem, doku ve metabolizma ile ilgili genler arasındaki ilişkiyi açıklamaya yardımcı olacaktır.<br />

Sonuçta, sağlanan bu bilgi birikimi beslenme uzmanlarının kısa ve orta vadede besin madde<br />

sinyallerini belirlemelerine, besin madde sensör mekanizmalarını açıklamalarına ve sinyal yol<br />

izleri ile genler arasındaki interaksiyonu bulmalarına olanak sağlayacaktır. Gelecekte ise hayvan<br />

sağlığını geliştirmeye, beslenme aksaklıklarının azaltılmasına, performansın iyileştirilmesine<br />

669

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!