31.05.2018 Views

4. Uluslararası Beyaz Et Kongresi

Bildiriler Kitabı

Bildiriler Kitabı

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ve yağ pedindeki depozisyon özelliklerinde azalma nedeniyle, obezite artık bir sorun değildir<br />

(Havenstein ve diğ., 2003a). Artan yem kullanım verimliliği, büyüme oranı ve vücut yağ içeriği<br />

için seçim yapmak yalnızca yavruları değil aynı zamanda dölü verimliliğini de etkiliyor. Bu<br />

tez, yakın zamanlarda, 1980 ile 2000 senesindeki damızlık soylarını karşılaştıran Eitan ve diğ.<br />

(2014) tarafından doğrulanmıştır. 2000 soyu, 1980 soyuna kıyasla, %42 daha fazla göğüs eti (BW<br />

21.2’ye karşılık %1<strong>4.</strong>9) ve %50 daha küçük karın yağ pedi (BW 2.7’ye karşı %5.4) içermektedir.<br />

Yüksek verimli etlik piliçleri yüksek düzeyde amino asit (örneğin lisin) ile beslemek, daha fazla<br />

kas üretimine yol açar ve bu ekstra kas idame ettirmek için daha fazla enerji gerektirir (De Beer,<br />

2009). Bu sebepten, son on yılda birkaç araştırmacı, etlik piliç damızlıklarının, sonraki üreme<br />

performansı için yumurtlama başlangıcında vücut yağının belli bir oranına ihtiyaç duyduklarını<br />

bildirmiştir (Sun ve Coon, 2005; De Beer, 2009; Mba ve diğ., 2010). Doku büyümesinin yem<br />

rasyon kompozisyonundan doğrudan etkilenmesi nedeniyle, bu konudaki beslenme yaklaşımı<br />

oldukça önemlidir. Bu sebeplerden dolayı bu sunumun genel pratik amacı, yetiştirme ve<br />

yumurtlama dönemindeki protein alımının vücut kompozisyonu, damızlık performansı ve<br />

yavrular üzerine olan etkileri üzerine yapılan araştırmalara genel bir bakış sağlamaktır.<br />

Yetiştirme Esnasında Protein Alımının Vücut Kompozisyonuna <strong>Et</strong>kisi<br />

Genel olarak uygulanan beslenme müdahaleleri olarak yem miktarındaki değişiklikler veya<br />

beslenme kompozisyonundaki (enerji ve/veya protein seviyeleri) değişiklikler kullanılmıştır. Bir<br />

çok yazar, yetiştirme sırasındaki (Fattori ve diğerleri, 1993; Renema ve diğ., 2001a; Robinson<br />

ve diğ., 2007) ya da yumurtlama sırasındaki (Bornstein ve diğ., 1984; Bowmaker ve Gous,<br />

1989; Renema ve diğ., 2001b) besin miktarlarındaki değişikliğin vücut kompozisyonuna<br />

etkisini değerlendirmiştir. Başka çalışmalar ise besin kompozisyonundaki bir değişikliğin vücut<br />

kompozisyonunda yetiştirme esnasındaki (Miles ve diğ., 1997; Hudson ve diğ., 2000; Mba ve<br />

diğ., 2010) veya yumurtlama esnasındaki (Pearson ve Herron, 1981; Spratt ve Leeson, 1987)<br />

etkisini incelemiştir. Yetiştirme döneminde tek bir denemede farklı besin dağılımları ve farklı<br />

diyet protein seviyelerinin kombinasyonu ve bunun vücut kompozisyonu üzerine etkisi, Hocking<br />

ve diğerlerinin (2002) yaptığı bir deney hariç, fazla dikkat çekmemiştir. Böyle bir deney, Van<br />

Emous ve diğerlerinin (2013) odak noktası olmuştur ancak vücut kompozisyonu üzerine<br />

farklı besleme stratejilerinin hiçbir etkileşimi bulunmamıştır. Üstelik yetiştirme dönemindeki<br />

beslenme protein düzeylerindeki farklılıklar, vücut kompozisyonunu değiştirmede, farklı besin<br />

dağılımları ile büyüme modelini değiştirmekten daha etkilidir. Bunun nedeni muhtemelen, Van<br />

Emous ve diğ. (2013)’de anlatıldığı gibi yetiştirme döneminin sonunda BW›deki muameleler<br />

arasındaki farkların oldukça küçük (%8) olmasından kaynaklanmaktadır. Örneğin Renema<br />

ve diğ. (2001a), %11 daha yüksek BW›nin bir etkisini bulamamışken, %21 daha yüksek BW<br />

yetiştirme döneminin sonunda abdominal yağ içeriğini arttırmıştır. Öte yandan, yetiştirme<br />

sonunda damızlık etlik piliçleri %20 daha yüksek BW’yle beslemek (2,640 vs 2,200 gr) pratik<br />

koşulların ötesindedir.<br />

Van Emous ve diğ. (2013, 2015a) tarafından raporlanan çalışmalarda ortalama olarak yetiştirme<br />

esnasındaki %16’lik daha düşük beslenme CP’si, 10 haftalık ve yumurtlama başlangıcındaki<br />

piliçlerde düşen göğüs eti ve artan abdominal yağ pedi içeriği ile sonuçlanmıştır (20 ve 22<br />

haftalık). Bu sonuç, radyondaki ham protein içeriğindeki %12.5lik bir azalmanın (14 vs %16) ayni<br />

etkilerini 12 ve 23 haftalıkken vücut kompozisyonunda bulan Mba ve diğ. (2010)’nin çalışması<br />

ile çok yakındır. Aslında, beslenme ham protein veya amino asit içeriği vücut kompozisyonunu<br />

etkilememiştir; ancak günlük veya toplam makro besin öğeleri alımı vücut kompozisyonunu<br />

338

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!