31.05.2018 Views

4. Uluslararası Beyaz Et Kongresi

Bildiriler Kitabı

Bildiriler Kitabı

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

SXT direnci bulunduğunu bildirirlerken; Momtaz ve ark. (2012) İran’da kanatlı etlerinde izole<br />

ettikleri E. coli’lerde trimethoprim direncini %29, sulfamethoksazol direncini %45.6 olarak<br />

bildirmişlerdir. Brezilya’da yapılan başka bir çalışmada karkastan izole edilen 205 izolat<br />

ESBL olarak belirlenmiş ve bu izolatların tetrasiklin ve trimethoprim sulfamethoksazole karşı<br />

dirençleri sırası ile %70.24 ve %58.33 oranlarında olduğu tespit edilmiştir (Koga ve ark. 2015).<br />

APEC izolatlarında aminoglikozid grubu antibiyotiklere direncin incelendiği çalışmalarda<br />

yine farklı sonuçlar bildirilmektedir. İran’da kolibasillozisli broyler tavuklardan izole edilen<br />

E. coli suşlarının antibiyotik dirençlilikleri üzerine yapılan çalışmalarda gentamisin direncini<br />

%12.0 (Saberfar ve ark. 2008) neomisin direnci %48.0 olarak (Tabatabaei ve Nasirian<br />

2003) bildirilmiştir. Yine İran’da yapılan başka bir çalışmada neomisin direnci %68.0 olarak<br />

bildirilirken; gentamisin direncinin %52.0 olduğu raporlanmıştır (Rahimi, 2013). Tricia ve ark.<br />

(2006) ise E. coli izolatlarında gentamisin direnci bulunmadığını bildirmektedirler. Bu çalışmada<br />

neomisin ve kanamisinine karşı direnç sırası ile %50.0 ve %39.3 olarak bulunurken, gentamisin<br />

direnci %18.0 olarak diğer antibiyotiklerle kıyasladığımızda daha düşük belirlendi.<br />

Bu çalışmada APEC izolatları arasında florfenikol direnci %30.7 idi. Rahimi (2013) İran’da<br />

inceledikleri APEC izolatları arasında florfenikol direncinin %62.3 olduğunu bildirmektedir.<br />

Bu çalışmada en düşük direnç kolistine karşı %15.3 oranında görüldü. Kanatlı endüstrisi de<br />

nispeten daha az olarak kullanılan bu ilaca karşı direnç gelişimi biraz daha zaman alacak gibi<br />

görünmektedir.<br />

Kanatlı hayvanlardan izole edilen APEC’lerde antimikrobiyal direnç genlerinin görülme<br />

sıklığı da oldukça değişkendir. Bu durum her coğrafi bölgedeki antimikrobiyal ilaç kullanım<br />

alışkanlıklarının farklı olmasından kaynaklanabilir. Van ve ark. (2008) Vietnam’da E. coli<br />

izolatlarında inceledikleri antimikrobiyal direnç genlerini (tetA, aadA,cmlA, aac3, sul1 ve<br />

dhfrV) sırası ile %81.0, %81.0, %61.9, %23.8, %27.1 ve %19.1 olarak bildirmişlerdir. Costa<br />

et al. (2009) Portekiz’de fekal E. coli izolatlarında antimikrobiyal direnç genlerini (aadA,<br />

tetA, sul1 ve cmLA) sırası ile %70.6, %41.1, %23.5 ve %8.6 olarak bildirmişlerdir. Bizim<br />

çalışmamıza benzer bir şekilde İran’da (2012) tetrasiklin dirençli izolatlarında en çok tetA<br />

(%53,6) ve tetB genlerinin bulunduğunu bildirirlerken; Tayland’da yapılan bir çalışmada<br />

(Mooljuntee ve ark., 2010) ise tetA geni %90 oranında bildirilmiştir. Gram negatif basillerde<br />

beta laktam antibiyotiklere direnç esas olarak beta laktamaz üretimi ile ilgilidir. Bu konu ile<br />

ilgili olarak, Momtaz ve ark. (2012) kanatlı karkaslarından izole ettikleri APEC’lerde SHV ve<br />

TEM tipi beta laktamaz tespit etmediklerini bildirmişlerdir. Bu çalışmada, beta laktam dirençli<br />

111 izolatta 5 tip beta laktamaz enzim tipi (TEM, SHV, CMY, OXA, CTX) saptandı. bla TEM<br />

geni<br />

en yüksek oranda görülürken; bla SHV<br />

, bla CTX<br />

,bla OXA<br />

, bla genleri daha az tespit edildi. Ancak,<br />

ctx<br />

sefalosporinler ile tedavi edilmeyen tavuklarda da ESBL üreten E. coli saptanması bu dirençli<br />

suşların görülmesinin tek sorumlusunun sefalosporin kullanımı olmayacağını göstermiştir.<br />

Bununla birlikte, yapılan son çalışmalarda ESBL üreten E. coli’lerin hem evcil hem de yabani<br />

hayvanlarda, özellikle kuşlarda görüldüğü saptanmıştır (Guenther ve ark. 2011). Bu durum<br />

farklı ortamlarda bulunan ESBL üreten E. coli’lerin direnç genlerinin bir ekosistemden diğerine<br />

aktarılabileceğini göstermiştir. Satışa sunulan tavuk etlerinin ESBL için en önemli kaynak<br />

olduğu ve insanlardaki ESBL genlerinin bu kontamine hayvanların tüketilmesi sonucunda<br />

kazanılabileceği bilinmektedir. Avrupa ülkelerinde trimethoprim dirençli suşlarda drfA1 geninin<br />

baskın olduğu bildirilirken (Amyes 1989); bizim çalışmamızdaki APEC izolatlarımızda drfA7,17<br />

baskındı. Sulfamethoksazol dirençli izolatlarda ise Momtaz ve ark. (2012) E. coli izolatlarında<br />

sul1 geninin %47.0 oranında bulunduğunu bildirirlerken, Mooljuntee ve ark. (2010) Tayland’da<br />

411

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!