24.11.2015 Views

II ULUSLARARASI ÇOCUK VE GENÇLİK EDEBİYATI SEMPOZYUMU

CY5mNcim

CY5mNcim

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

6 . Tekerlemeler Dem Tutmak Rolü Oynayır.<br />

Bedii-poetik ifade, ses, söz, ruh, ideya, mahtık nefesi ile nefeslenen, ruhlanan nağıllar<br />

bütün edebi janrları-türleri şekillendirip; onlara üslub, bedii ölçü, miyar, edebi forma, poetik<br />

oynaklık, yığcamlık ve selislik vermiştir. Nağıl özelliklerinden bahs eden “Türk Halk Edebiyatı”<br />

adlı nezeri malumatlar kitabında (editör M.Öcal Oğuz, Ankara, 2008, 435 seh.) deyilir ki,<br />

“masallar her çeşit tasvir, benzetme üsullarından yararlanırlar”(seh.140). Lakin bu o demek<br />

değil ki, nağıllar her hansı bir edebi menbeden, dil sisteminden tesirlenme-etkilenme yolu ile<br />

yaranıp. Şuradaca bunu kayt ede bilerik ki, nağıllar malum olan yararlanarak yaranma türü değil;<br />

bilaks-eksine, nağılların özleri ele tasvir ve benzetme, tahkiye, nakiletme, poetik, şairane<br />

söyleme, celbedici ifadeetme üsuludur; demeli, nağıl(masal/mesel/misal( yararlanan değil, yararlatan<br />

nevdir.<br />

Nağıllarda bedii-poetik mukaddemelerdeki kelimeler, obrazlı desek, dem tutmağa benziyor.<br />

Şuna züy tutmak da deyirler. Meselen, bir örnek daha:<br />

“Zaman zaman içinde, kalbur saman içinde, cinler cirit oynarken eski hamam içinde… Odunun<br />

biri bir odun vurdu kafama… Kafam koptu kalktı gitti sarmısak pazarında sarmısak satmaya… Durur<br />

muyum ya, ben de arkasından koştum O gitti ben gittim, o gitti ben gittim; derken arkasından yetiştim<br />

ama, bak şu kafaya:<br />

- Kafamsın!<br />

- Değilim!<br />

- Kafamsın!<br />

- Değilim!<br />

Diye atıştık, vuruştuk Son sonu kadının kapısında buluştuk. Buluştuk ya, bak şu püsküllü belaya,<br />

kadı evde yokmuş, mercimek ağacına çıkmış da mercimek topluyormuş…<br />

Ağacın tepesinden bize bağırdı:<br />

- Sizin davanız büyük dava! Kuş kanadı kalem olsa, derya deniz mürekkep; gene ne yazılır, ne biter…<br />

Hele kırk tomar kâğıt, kırk kucak kalem getirin de ötesini düşünürüz, dedi<br />

Bir dediğini iki eder miyiz? Aldık getirdik, bulduk getirdik Merdiveni de aradık taradık, götürüp mercimek<br />

ağacına dayadık, dayadık ya, kadı inerken kırılıvermesin mi mübarek!<br />

Kadı öldü, kafam da bana döndü: Ah kafa, nah kafa; ne çekersem senin elinden çekiyorum…”<br />

olar.<br />

Şurada süjetli-nakilli bir bitkinlik d de vardır: buna nağılden önce nağıl forması demek<br />

Bu sözler-kelimeler adi sözleme değil, düzgüler, tekerlemeler cinsindedir ve hususi vazifeler<br />

taşıyor. Taktiki bakımdan mukaddeme-başlangıçlar iki funksiyanı yerine getirir:<br />

1) Nağılçı dinleyicileri sakitliye davet edir, nağılı dinlemeğe hazırlaştırır ve onlara nağıl<br />

ehvalı-durumu talkin etmeye , onların dahili rahatsızlıklarını aradan kaldırmağa çalışır,<br />

nasıl diyerler, anları duyğulandırıyor;<br />

2) Bedii mukaddeme avazı, akarı ile nağılcı hem de özünü nağıl ehvalına-durumuna hazırlıyor:<br />

bununla o özünü deme tutuyor.<br />

Kayd edek ki, demtutma bütün bayatı sistemi üçün karakteriktir. Bayatı sistemi dedikte<br />

biz halk yaratıcılık türlerinin hapsini ona aide dirik; obrazlı desek, bütün halk edebiyatı bayatı<br />

edebiyatıdır—ve şunu da işaretleyek ki, Bayatı türü başka halklarda başka tür ifade edilir; ancak<br />

mahiyet etibarı ile hepsi halk duyğusunun, halk ilhamının ifadesidir. Demtutma mahiyete çatmağa,<br />

esas fikri ifade etmeğe hizmet gösterir; meselen, laylalar- beşikbaşı nağmeler demtutmadı,<br />

ondan maksat uşağın-çağanın, körpenin, çocuğun yatırılmasıdır.<br />

Musikide de demtutma esas yer tutur, böyle dimek mümkünse, musikiler ele demtutma<br />

ile yaranır ve her bir musiki eseri de demtutmadır.<br />

Aşığın-ozanın yanında da çok zaman demtutanlar olur: bir nefer neyle Aşığın sazını ve<br />

sesini mişayet eder; tütek-zurna çalanın yanında bir tütekci de olardı ve o tütekçi tüteyi seslendirer,<br />

her hansı bir havanı çalan tütekçiye kömek-yardım ederdi: bu hem de tütekçinin hava<br />

seslerini deyiştirerken yaranan ses boşluğunu doldurar.<br />

140 <strong>II</strong>. Uluslararası Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!