24.11.2015 Views

II ULUSLARARASI ÇOCUK VE GENÇLİK EDEBİYATI SEMPOZYUMU

CY5mNcim

CY5mNcim

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

yapılır. Hikâyelerin tamamında sahne bölümünü meydana getiren yer, zaman, karakterler gibi<br />

unsurlar ya açık bir biçimde ya da ima edilerek sunulmuştur.<br />

Diğer hikâye elementlerinden olan ana ve yardımcı karakterler bölümünde ise çocukların<br />

kendi yaşamlarına benzer, kendi yaşlarına yakın bireylerin seçilmesinin çocukların kendileriyle<br />

karakterler arasında özdeşim kurması açısından daha etkili olduğu düşünülmektedir. Metinlerde<br />

yer alan kahramanlar insan olabileceği gibi kişileştirilmiş hayvan veya bitki de olabilir.<br />

Çocuklara yönelik çoğu hikâye edici metinde yer alan hayvan, bitki veya nesneler insanlar gibi<br />

konuşturularak, hareket ettirilerek değişik karakterlere büründürülebilirler. Burada önemli olan<br />

seçilen kahramanların çocuğun yaşantısıyla yakından ilgili olmasıdır. İncelenen dergilerdeki<br />

hikâye ve masallarda insanlar, kişileştirilmiş hayvan ve bitkiler yer almaktadır. Mesela “Çöplükteki<br />

Mücevher” ve “Gül Yüzlü Adam” hikâyesinde yer alan karakterler insanlardan seçilmiştir.<br />

Hatta seçilen karakterlerin zenci veya farklı bir dine mensup olması gibi bireysel farklılıkları<br />

ön plana çıkarılmıştır. Bu durumun çocukların bireysel farklılıklara saygı duymaları konusunda<br />

dikkatlerini çekebileceği düşünülmektedir. Diğer hikâyelerde ise karakterler kişileştirilmiş hayvan<br />

ve bitkilerden seçilmiştir. Seçilen karakterler koyun, koç, çiçek, karınca gibi çocukların<br />

yaşamlarında sıklıkla karşılaşabileceği canlılardır. Hikâyelerin yanı sıra masallarda -masal yapısına<br />

uygun olarak- dev gibi olağanüstü karakterler kullanılmıştır.<br />

İncelenen hikâye ve masallarda büyük bir oranda (% 85,71) başlatıcı olay bulunmasına<br />

rağmen %14, 29 ‘unda başlatıcı olaya rastlanmamıştır. Başlatıcı olayların bulunmadığı metinlerde<br />

bir olay ya da olaylar zincirinin bulunmadığı görülmektedir. Bu açıdan incelenen metinlerde<br />

başlatıcı olay ile başlayan nedensel olay ya da olaylar zincirine rastlanmadığı için hikâye<br />

edici metin özelliği taşımadığı sonucuna ulaşılabilir.<br />

Dergilerdeki 21 hikâye edici metnin birinde (%4,76) problem belli değilken, 10 hikâye<br />

edici metin (%47,62) tek bir problem üzerine kurgulanmışken, 10 metin (%47, 61) ise iki ve<br />

daha çok problem üzerine kurgulanmıştır. Tek bir problem üzerine kurgulanan hikâye edici<br />

metinlerde okuyucu bir noktada gerilimin doruk noktasını yaşar, ardından olay sonuçlanır. İki<br />

ve daha fazla problemin kurgulandığı metinlerde ise problemler iç içe geçmiştir. Okuyucunun<br />

zihninde aynı anda birden fazla soru işareti olabilir. Okuyucu bir problemle karşılaştığında<br />

sürpriz bir şekilde başka bir problemle de karşı karşıya kalabilmektedir. Burada önemli olan<br />

noktalardan birisi iki veya daha fazla problemin ele alındığı metinlerde bu problemlerin birbiriyle<br />

ilişkisinin güçlü olmasıdır. İncelenen dergilerdeki bazı hikâye edici metinlerde (Örn: Gelincik<br />

Masalı) problemler arası kurulan ilişkiler zayıf kalmıştır. Bu nedenle okuyucu bir metin içinde<br />

iki ayrı hikâye okuyormuş gibi olmaktadır. Bu duruma sebebiyet vermemek adına olaylar zincirinin<br />

birbiriyle iç içe geçmiş, iyi kurgulanmış olması gerekmektedir.<br />

Problem çözme teşebbüs durumları incelendiğinde ise hikâye edici metinlerin büyük bir<br />

kısmında (% 76,19) karakterler problemi çözmek için teşebbüste bulunurken, % 23,80 oranında<br />

hikâye edici metinlerdeki kahramanların problemi çözmeye teşebbüste bulunmadıkları belirlenmiştir.<br />

Problemi çözemeye teşebbüste bulunulmayan hikâyelerin anlaşılmasında güçlük oluşturmaktadır<br />

(Akça, 2004). Dergilerdeki metinlerde başlatıcı olayın bulunma oranı % 85, 71 iken<br />

problemi çözme teşebbüs oranı % 76, 19’dur. Bu oranlar karşılaştırıldığında metinlerde başlatıcı<br />

olayın bulunmasının ardından problem çözme teşebbüsünde bulunulmadığı görülmektedir.<br />

Metinlerdeki sonuç kısmı ise iki hikâyede hiçbir şekilde belirtilmemiş, 19 hikâyede ise<br />

sonuç kısmı belirtilmiştir. Bu sayı yüzdelik orana vurulduğunda hikâye edici metinlerde %<br />

90,47 oranında sonuç kısmı yer alırken, % 9,53 oranında da sonuç kısmına yer verilmemiştir.<br />

Metinlerde yer alan sonuç kısmında kahramanların problemi çözüm teşebbüsleriyle olayların<br />

düğümünün çözüldüğü bölümdür. Okuyucu bu kısımda zihnen rahatlamalıdır. Sonuç okuyucu<br />

tarafından tatmin edici olmalıdır.<br />

Dergilerdeki hikâye edici metinler ana fikir bazında incelendiğinde ise metinlerde verilmek<br />

istenen mesaj bazen doğrudan bazen de dolaylı olarak sunulmuştur. Dergilerdeki bazı<br />

metinlerde ise ana fikir yer almamaktadır. 21 metinden 14’ünde (% 66,66) ana fikir bulunurken,<br />

7’sin de (% 33,33) ana fikir bulunmamaktadır. Bu kısımda okuyucular metinden nasıl bir ders<br />

çıkarmaları gerektiğini belirler.<br />

504 <strong>II</strong>. Uluslararası Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!