24.11.2015 Views

II ULUSLARARASI ÇOCUK VE GENÇLİK EDEBİYATI SEMPOZYUMU

CY5mNcim

CY5mNcim

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

mümkün olduğunca edebi sanatlardan ve tasvirden kaçınma gibi özellikler Balkanlar'daki Türk<br />

şiirinin zaten ilk göze çarpan özellikleridir. Okullarda derinliğine okutulmayan Türkçe, 90'lı<br />

yıllara kadar kapalı bir ilişkiler yumağı içinde varlığını sürdürdü.<br />

Bölge şairleri Türkiye ile de sağlıklı bir iletişim imkanı elde edemeyince doğal olarak<br />

yalın sayılacak bir anlatım ve sınırlı sayıda kelime ile yetinmek zorunda kaldılar. Dili güzel<br />

kullanmayı gerekli kılan edebi ifade, ancak ciddi bir eğitimle sağlanabilir. Yazı dili ister istemez<br />

eğitimin ötesinde bir birikime, bir geleneğe yaslanmak zorundadır. Kuşkusuz Balkanların yakın<br />

döneminde böylesine bir birikimden de söz edilemez. Bunlara eklenmesi gereken çok önemli bir<br />

başka faktör de bu yörede istisnasız bütün ülkelerde sanat ve edebiyat faaliyetlerinin yükünü<br />

çeken unsurun öğretmenler olmasıdır. Yazarların biyografileri incelendiğinde neredeyse bütününün<br />

öğretmen olduğu görülecektir. Bu öğretmenler yöredeki bütün entelektüel faaliyetleri<br />

sırtlarında taşımışlardır. Bütün dünyası çocuk olan bu meslek mensupları doğaldır ki sanat faaliyetlerinde<br />

de gündelik hayatlarının bu en önemli objesini, yani çocuğu yazdıklarının merkezine<br />

koyacaklardır.Bu yaklaşımın gereği olarak zaten bu ülkelerde çocuklara yönelik çok sayıda<br />

dergi vb. yayın çıkmaktadır.<br />

Makedonya'da yaşayan Türkler, yakın yıllara kadar sosyalist yönetimlerce idare edildiler.<br />

Bu yüzdendir ki edebi çalışmalarda ele alınan konular, sözü edilen sistemin sanat anlayışıyla<br />

yakından ilgilidir. Bu yüzdendir ki özellikle 1945-1960 arası yazılan örneklerin önde gelen özelliği<br />

deklaratif oluşlarıdır. Sosyalist yapı yeni bir dünya kurmakta olduğu için bütün emekçiler<br />

gibi yazarlar da yeni kurulan bu dünyaya katkı sağlamalıdır. Bununla birlikte özellikle azınlık<br />

şairi biraz da bu ideolojik yapıdan kaçabilmek için yine şiirlerinde doğa manzaralarına, mevsimler,<br />

aylar, dağlar, kuşlar, okula, kitap sevgisine, analara, güleç yüzlü olmaya, çalışkanlığa, tembel<br />

olmamaya, temizliğe, okula gidişe dikkat etmeye yönelik metinler kaleme almıştır. Doğa<br />

manzaralarının bu edebiyatta bu denli yoğunlukla yer almasının bir başka önemli sebebi de yöre<br />

halkının büyük ölçüde kırsal kesimde yaşıyor olmasıdır. Okul aracılığı ile şehir hayatına katılan<br />

şair, sürekli kendi çocukluğunu ve çocukluğunun geçtiği kırsal dekoru özlemektedir. Çocuklukta<br />

kalan her şey güzel olduğu için de kırsal kesimin sorunlarından çok onun güzelliği şiire konu<br />

edinilir. Şiir dışında ikinci ağırlıklı konu hikayedir. Burada da çocuk hikayesi ağırlıklı yer tutar.<br />

Hikayeler de konu, anlatım ve dil özellikleri bakımından şiirler için söylenenlere benzemektedir.<br />

Makedonya’da Türk Çocuk Edebiyatı ve Necati Zekeriya<br />

Osmanlı Devletinin önemli bir bölümü olan Rumeli, Türk edebiyatına birok tanınmış<br />

şair ve yazar vermiştir. Bunların listesi uzun olduğu için sadece üç Üsküp’lüyü anmakla yetineceğiz.<br />

Bunların ilki Osmanlı döneminde Üsküp’lü şair Aşık Çelebi (1519-1571), ikincisi Balkan<br />

Savaşları sonrası ve XX yüzyıl Türk edebiyatının en büyük şairi olan Üsküp’lü Yahya Kemal<br />

Beyatlı (1884-1958) ve üçüncüsü ise İkinci Dünya Savaşından sonraki dönemde yaşayan Üsküp’lü<br />

Necati Zekeriya’dır (1928-1088). Bu üç edebiyatçı, diktikleri tohumlar verdikleri eserler<br />

ile Edebiyatımızın devamlılık sürecini sağladılar. Böylece, Edebiyatımızdaki devamlılık bir nevi<br />

sağlanmış olup, yarınlarımıza da sahip çıkmışlardır.<br />

Necati Zekeriya (Üsküp, 11 Kasım 1928 - Novi Sad, 10 Haziran 1988) Üsküp'te<br />

dünyaya geldi. Önce Arap Hoca'dan ders almış, öğretimin Sırpça yapıldığı Krallık<br />

Yugoslavya devlet ilkokulunda öğrenimine devam etmiştir. Araya İkinci<br />

Dünya Savaşı'nın girmesi üzerine öğrenimine ara vermek zorunda kalır ve savaş<br />

yıllarını ailesi ile birlikte Üsküp ve çevresinde geçirmeye devam eder. Öğrenimini<br />

savaştan sonra sürdürerek Türk Öğretmen Kurslan'nı büyük bir başarıyla bitirdi.<br />

1947 yılında Üsküp'te "İrfan" İlkokulunda öğretmenliğe başladı. Yeni çıkmaya başlayan<br />

'Piyoner Gazetesi" adlı çocuk dergisinin yayın yönetmeni oldu. Bir yıl sonra "Sevinç" adıyla<br />

yayınına devam eden ve 1957 yılında çıkmaya başlayan "Tomurcuk" çocuk dergilerini uzun<br />

yıllar yönetti. O yıllarda Türkçe çocuk kitaplarının yayımlanmasında da büyük emeği geçti.<br />

"Sesler" Aylık Toplum Sanat Dergisi'nin yayın hayatına girmesi için uğraşanlar arasında yer<br />

aldı. Dergi etrafındaki çalışmalara etkin bir biçimde katıldı, hatta kimi sayılarının yayın yönetmenliğini<br />

de yaptı. 1969 yılında "Birlik" Gazetesi baş ve sorumlu yazarı görevine atandı. Gazete<br />

<strong>II</strong>. Uluslararası Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu 493

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!